10 yıl kadar önce Eurobarometre’nin Avrupa çapında yaptığı bir araştırmaya göre, kadınların yarıdan fazlası AB’nin kendilerine hiçbir avantaj sağlamadığını düşünüyordu.
Kadınlar arasında ‘Avrupa Birliği bir iktidar ve rekabet meselesidir. Erkeklerin işidir’ kanısı yaygındı.
HAFTA ortasında Almanya Şansölyesi Gerhard Schröder, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’a destek için kalkmış Paris’e gitmiş.
Fransızlar 29 Mayıs referandumunda Avrupa Anayasası’nı oylayacaklar ya...
Chirac anayasaya ‘hayır’ eğiliminde olan Fransız halkını şimdiye kadar ikna etmeyi başaramayınca Schröder de bakanlarını alıp ‘Bir de ben bakayım ne yapabilirim’ diye yardıma koşmuş.
İkna etmiş mi Fransızları?
Ne yazık ki hayır...
Fransa’da Avrupa Anayasası’na karşı olanlar hálá çoğunlukta...
Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor.
Geçen gün baktım Le Monde Gazetesi’nde, aralarında Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış isimler dahil bir grup bilim adamı ‘Evet’ çağrısında bulunmuş.
Peki tüm bu kargaşanın ortasında kadınlar ne diyor?
Avrupa Anayasası kadın hakları için iyi mi, yoksa kötü mü?
Maalesef bu cephede de durum parlak değil.
Son kamuoyu araştırmalarına göre Fransız kadınların yüzde 58’i referandumda ‘Hayır’ diyecek. Oran erkeklerde yüzde 54.
ÜCRET FARKI HÁLÁYÜZDE 30 CİVARINDA
Yaklaşık 10 yıl kadar önce Avrupa Komisyonu’nun bir kuruluşu olan Eurobarometre’nin Avrupa çapında bir araştırması, kadınların yarıdan fazlasının AB’nin kendilerine hiçbir avantaj sağlamadığını düşündüklerini ortaya koymuş.
Kadınlar arasında ‘Avrupa Birliği bir iktidar ve rekabet meselesidir. Erkeklerin işidir’ kanısı yaygınmış.
Bunun önemli bir nedeni var elbet.
Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu oluşturan 1957 tarihli Roma Anlaşması’nda 119 sayılı madde, kadınlarla erkekler arasındaki ‘ücret’ eşitliğini garanti altına almış.
Almış ama 50 yıl sonra bile iki cins arasındaki ‘ücret’ uçurumu neredeyse yüzde 30.
Üstelik ne kadar önlem alınırsa alınsın kapanmıyor.
İRLANDALI KADININKÜRTAJ HAKKI YOK
Fransa’da ‘Avrupa Anayasası kadınlar için iyidir’ diye kampanya başlatan kadınların başını Sosyalist Parti milletvekili Elisabeth Guigou çekiyor.Guigou’ya göre, Avrupa kadın haklarını şimdiye kadar iyi savunmuş. Kadınlar açısından olumlu bir bilançoya sahip. Özellikle 1999 yılında cinsiyet ayrımcılığına karşı mücadele için bir hukuki zemin sağlamış. Guigou’ya karşı çıkan Komünist Parti milletvekili Marie-George Buffet, bana kalırsa haksız sayılmaz. Çünkü, Avrupa Birliği yasaları ‘kurulu düzenin’ parçası olan kadınları koruyor. Çalıştıkları halde yoksulluk sınırının altında yaşayan, bedenleri pazarlanan kadınlar için Avrupa yasaları geçersiz.
Portekizli, İrlandalı ve Polonyalı kadınların kürtaj hakkı yok.
AB yasaları bu ülkelerin kadınlarını görmezden gelmiş.
Buffet ‘29 Mayıs’ta anayasaya hayır demek kadınlar için yeni bir umut anlamında. Kadın ve erkek eşitliğini temel alan yeni bir Avrupa’nın umudu’ diyor.
Peki bize dönersek, AB Türk kadınlarına yaramış mı yoksa yaramamış mı?
Kesinlikle evet...
Avrupa Birliği’nin uyum yasaları çerçevesinde kadın haklarına verdiği önemi hatırlayın...