Paylaş
Ankara’dan gelen Vehbi Koç’un 1950’li yılların sonunda İstanbul’da ilk satın aldığı bina olan 200 yıllık Merkez Han’da 1961 yılında Aygaz kurulmuş.
Şimdi Vehbi Koç Vakfı tarafından 2005 yılında kurulan, Koç Üniversitesi’ne bağlı Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’ni (ANAMED) barındırıyor.
Mustafa Koç’un kurucu üyesi olduğu ve büyük emek verdiği Türkiye Sualtı Arkeoloji Vakfı (TİNA) da aynı binada faaliyet gösteriyor.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı devralan ve önceki gün çalışanlarına “bayrağı daha yukarı” taşıyacağız mesajını gönderen Ömer Koç’un gönlünde ANAMED’in yeri ayrı.
ANAMED kurulduğu günden bu yana, tarih öncesi çağlardan Osmanlı’nın son dönemlerine kadar sanat tarihi, arkeoloji, tarih, kültür mirası gibi alanlarda çalışmalar yapıyor.
Dolayısıyla sanat, tarih ve arkeolojiye sınırsız ilgisi bildiğimiz Ömer Koç ANAMED’in çalışmalarını yakından izlediği gibi, temasıyla bizzat ilgilendiği sergilerine de sıklıkla kendi koleksiyonundan eserler veriyor.
ANAMED’in düzenlediği 13 sergiden biri olan, “I. Dünya Savaşı’nda İttifak Cephesi’nde Savaş ve Propaganda” Sergisi’nde örneğin Ömer Koç koleksiyonundan seçilen eserler yer almıştı.
ANAMED’in geride bıraktığı 10 yılda neler yaptığını konuşmak için geçenlerde direktörü Doç. Dr. Chris Roosevelt ile kurumun yöneticisi Dr. Buket Çoşkuner ile bir araya geldik.
Koç Ünversitesi’nde Arkeoloji bölümünde öğretim görevlisi olan Roosevelt hatırlatıyor.
Üniversite bünyesinde ANAMED gibi üç araştırma kurumu daha var.
Yeni kurulan Bizans Araştırmaları Merkezi, Vehbi Koç Ankara Araştırma Merkezi VEKAM ve Akdeniz ve Antalya çevresini araştıran AKMED.
Dr. Buket Çoşkuner misyonlarını “bilginin üretilmesi ve yayılması” diye tarif ediyor.
Eğlence mek^anlarıyla bildiğimiz İstiklal Caddesi’nin ortasındaki “bilim yuvası” önemli işler başarıyor.
Burs veren tek araştırma merkezi
ANAMED’in Danışma Kurulu’nda her biri alanında dünyaca ünlü 15 bilim insanı var.
Harvard Üniversitesi’nde ünlü tarihçi Prof. Cemal Kafadar, Efes kazılarını sürdüren Prof.
Sabine Ladstatter, Çatalhöyük kazılarını sürdüren Prof. İan Hoddler bu isimlerden bazıları.
ANAMED, 22 binin üzerinde basılı kitap, 50 bin e-dergi, 100 binin üzerinde e-kitabıyla olan zengin bir kütüphaneye sahip.
Ancak bunun ötesinde burs veren tek araştırma merkezi.
Neolitik Çağ’dan Osmanlı’ya,
Anadolu’nun arkeolojisi, sanat tarihi ve benzer disiplinler üzerinde uzmanlaşmış akademisyenlere burs veriyor.
Bütçesinin büyük kısmı bursiyerlere ayrılmış.
2005 yılından bu yana Türkiye’den ve çeşitli ülkelerden 250 kadar bilim insanına burs vermiş.
Eski bursiyerlerinden, Evangelista Balta ile Mahiel Kiel Türkiye Cumhuriyeti Liyakat Nişanı’na layık görülmüşler.
Beyoğlu’ndaki bu tarihi binadaki 30’a yakın odada konaklayan, kütüphanesinde çalışan bursiyerler bugüne kadar çok sayıda bilimsel kitap yazmış.
Heybeliada’da Yankı Özkan Yıldırır Kütüphanesi
BİTMİYOR.
Kadın cinayetleri bitmiyor.
Dünkü gazetelerde son kurbanın evinde boğazı kesilerek öldürülen Necla Sağlam olduğunu okuduk.
Kayseri’de matematik öğretmeninin tecavüzüne uğradıktan sonra intihar eden Cansel Buse’nin şokunu atlatmadan bir kadın cinayeti daha.
Kimilerini hiç tanımıyoruz, kimileriyle hayatımızın bir döneminde yollarımızın kesişmiş.
İki yıl önce kayınpederi tarafından sokak ortasında vurulan Shell Kurumsal İletişim Müdürü Yankı Özkan Yıldırır bunlardan biri.
Yankı’nın ismi hala telefon rehberimde, silemedim.
Ortak İdealler Derneği, Yankı’nın anısına sahip çıkarak Heybeliada Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi’nin kütüphanesine adını veriyor.
Kütüphanenin açılışı 3 Mart, saat 14’te.
Yankı’nın sevenlerine duyurulur.
Paylaş