Bir-iki yıl önce bir Mapuche ailesi, Benetton ailesine ait toprakların 300 hektarlık bir bölümünde çiftçilik yapmaya kalkışınca bütün dikkatler Patagonya’ya çevriliyor.
Çiftçiler polis zoruyla Benetton’un topraklarından atılıyor. Taraflar mahkemelik oluyor. Bir yanda koskocaman bir şirket, diğer yanda hayatını çiftçilikle kazanan Mapuche yerlileri.
MOTOSİKLET Günlüğü’nde, Ernesto Guevara ile Alberto Granado’nun yolculuklarında rastladıkları yerli köylüleri hatırlayın.
Latin Amerika’nın yoksulluğu yüzlerindeydi.
Yıl 1952.
23 yaşındaki Che’nin devrimciliğinin tohumlarını atan o çaresiz gözler, yıpranmış ellerdi.
Guevara ile Granado’nun yolculuklarının üzerinden tam 52 yıl geçmiş.
Latin Amerika, devrimler, darbeler, diktatörlükler geçirmiş.
Ekonomik krizler de.
Yalnız bu geçen yıllar boyunca önemli bir değişiklik olmuş.
Che’nin köylüleri, yerlileri dünyaya seslerini duyurmayı öğrenmişler.
Geçen gün Fransız Le Monde Gazetesi’nin tam göbeğinde ‘Patagonyalı Mapuche yerlileri Benetton’a savaş açtı’ başlığını okuyunca bunu düşündüm.
Belki yine yoksullar, belki yine en fazla ezilen onlar ama hiç olmazsa Patagonya’da dahi olsalar seslerini duyabiliyoruz.
Gelelim Le Monde Gazetesi’ndeki hikayeye.
İNGİLİZLERDEN ALINAN TOPRAKLAR
Benetton ailesi, 1991 yılında, Arjantin’in en uç noktası Patagonya’da 80 milyon dolar verip 900 bin hektarlık bir alanı satın alıyor.
Amacı, dünyanın neresine giderseniz gidin satın alabileceğiniz o rengárenk Benetton yün kazakları için koyun yetiştirmek.
Patagonya’daki 280 bin Benetton koyununun bir yılda ürettiği yün miktarı 6 bin ton.
Peki Benetton bu toprakları kimden satın almış?
İngilizlerden.
Topraklar, İngilizlere 19. yüzyılda Arjantin devleti tarafından bahşedilmiş.
Tam 13 bin yıldan beri Patagonya topraklarında yaşayan Mapuche yerlilerine sormadan, danışmadan kimbilir ne karşılığında İngilizlere verilmiş.
Yani Benetton’un satın almış olduğu topraklar Arjantinlilerin gözünde zaten bir adaletsizliğin sembolü.
Her neyse hikaye daha bitmiyor.
Bir-iki yıl önce bir Mapuche ailesi, Benetton ailesine ait toprakların 300 hektarlık bir bölümünde çiftçilik yapmaya kalkışınca bütün dikkatler Patagonya’ya çevriliyor.
Çiftçiler polis zoruyla Benetton’un topraklarından atılıyor.
Taraflar mahkemelik oluyor.
NOBEL ÖDÜLLÜ ARABULUCU
Elbette, Arjantin halkı ve özellikle Patagonyalılar ‘yeni sömürgeci’ gözüyle baktıkları Benetton’a karşı.
Ne var ki mahkeme Benetton’a hak veriyor.
Bir yanda koskocaman bir şirket, diğer yanda hayatını çiftçilikle kazanan Mapuche yerlileri.
300 hektarlık bir toprak için Benetton’un imajı hayli sarsılıyor.
Ailenin beyni Luciano Benetton düşünüyor, taşınıyor ve yerlilere 2 bin 500 hektarlık arazi vermeyi öneriyor.
Öneriyi Mapuche yerlilerine götürmesi için Arjantinli Nobel Barış Ödülü sahibi Adolfo Perez Esquivel’i seçiyor.
Yerlilerle ‘barış’ çubuğunu tüttürmek için bulunan arabulucu, bir Nobel ‘Barış’ Ödülü sahibi.
Buluş gerçekten dahiyane...
Ne var ki evdeki hesap çarşıya uymuyor.
Adolfo Perez Esquivel, ‘Tarih boyunca zaten Mapuche yerlilerine ait olmuş bu topraklar için arabulucu olamam’ diye öneriyi geri çeviriyor.
Benetton, 900 bin hektarlık arazisinden vermeye kıydığı 2 bin 500 hektarla öylece ortada kalıveriyor.