DÜN sabah gündemde ne var, ne yok diye gazeteleri taradığım sırada, Turizm Bakanlığı'nın başarılı tanıtım kampanyalarına imza atan DDF'den Esra Ekmekçi aradı.
Turizm Bakanı Güldal Akşit ile birlikte, Londra'da ‘‘Boat Show’’ fuarındaymış.
‘‘Keşke burada olsaydın, Türkiye'nin fuara nasıl damgasını vurduğunu görseydin’’ dedi.
Ekmekçi o kadar heyecanlıydı ki, telefonu hemen yanıbaşındaki Turizm Bakanı Güldal Akşit'e uzattı.
Böylelikle henüz tanışma fırsatım olmadığı Turizm Bakanı'yla telefonla tanışmış olduk.
Açılış konuşmasını yapan Güldal Akşit'in verdiği bilgiye göre, Avrupa'nın bu en büyük tekne fuarına Türkiye ana sponsor olmuş.
Sponsorluktan amaç yüksek profilli turistleri çekmek.
Diğer sponsorlar ise Volvo, Honda ve dünyanın en büyük yat ve su sporları kuruluşu SunSail.
Yine Turizm Bakanı'mızın verdiği bilgilere dönüyorum.
565 metrekarelik standda, küçük bir de Türk limanı hazırlanmış.
Kemer'den, Bodrum'dan marinalar da katılmış.
Açılışta semazenler mini bir gösteri yapmış.
Akşit, telefonda ‘‘Fuara Türkiye hakim. İnsanlar üç tarafı denizle çevrili bir ülkeyi merak ediyorlar. Her tarafta Türkiye logoları var, dev ekranlarda mavi yolculuğu tanıtan filmler gösteriliyor’’ diyor.
11 gün sürecek fuara 250 binden fazla ziyaretçi bekleniyormuş.
Londra'daki ‘‘Boat Show’’ çok isabetli oldu.
Zira olası bir Irak Savaşı'nın Türk turizmine nasıl bir zarar vereceğinin hesaplandığı bu günlerde, deniz ve yat turizmi gibi bir alternatifimizin olduğunu tüm dünyanın bilmesi gerek.
Yılbaşında İzmir'de olmak vardı
GAZETELERDEN okuduklarıma bakılırsa, Taksim'deki yılbaşı kutlamaları son derece sönük geçmiş.
Sabah'tan Mehmet Tezkan‘‘Yeni yıl coşkusuna layık değil miyiz’’ diyor ve İstanbul Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'ya soruyor: ‘‘Taksim Meydanı'na dev bir ekran koymak, havai fişek gösterisi yapmak çok mu pahalı.’’
Gerçekten Taksim Meydanı'nda yılbaşı için birşeyler yapılabilirdi.
İstanbul'un tam göbeğinde bir canlılık, hareketlilik, yılbaşı günü şehrimizin nasıl da çehresini değiştirirdi.
Doğan Haber Ajansı'nın çektiği fotoğraflar arasında İzmir dikkatimi çekiyor.
Cumhuriyet Meydanı'nda ne müthiş bir coşku.
Havai fişekleri ve arka planda İzmir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'nın yaptırttığı son derece modern meşaleler.
29 Ekim günü ilk kez yakılan bu meşaleler, yılbaşında, saat tam 24'te ikinci kez yakılmış.
İşte İzmir'in farkı.
Sözünü ettiğim meşalelerin ayrı bir önemi var.
Türkiye'de, önemli projelere imza atmış mimar Ersen Gürsel'in (Bodrum'da yaptığı The Marmara ile Queen Ada otelleri İspanyollardan ödül kazandı) eseri bunlar.
Euro’nun bir yılı doldu dolar tahtını korudu
TAM bir yıl önce 304 milyon Avrupalı'nın cüzdanına giren Euro bugün ne durumda?
Avrupa Komisyonu Başkanı Romano Prodi'ye bakarsanız, Euro tam bir başarı. Uluslararası para piyasalarında bir referans noktası olarak dünya ekonomisinde kendisine bir yer edinmiş.
Öyle ki, ona soğuk bakan İngiltere, İsveç hatta Danimarka bile ‘‘Euro alanı’’na adım atmak için müsait zamanı kolluyorlar.
Peki bu başarı öyküsünün ufak tefek aksaklıkları yok mu?
Elbette var.
Bir kere, Almanya, Fransa gibi ülkelerde enflasyonu körüklemekle suçlanıyor.
Meselá Fransa'da resmi olarak fiyatlar sadece yüzde 0.2 oranında artmış ama ‘‘maskeli bir enflasyon’’dan kuşku duyanlar var.
Zira bazı araştırmalara göre, bir ev kadınının masrafı 18 ay zarfında yüzde 8.2 oranında artmış.
İnsanların da bu yeni para birimine alışmaları zor olmuş.
Yine Fransa'dan bir örnek.
Fransızların yüzde 70'i Euro ile alış veriş ederken ceplerinden çıkan parayı frank olarak hesaplıyormuş.
Zaten vitrinlerin pek çoğunda fiyatlar iki para birimiyle veriliyor.
Dolar karşısındaki durumu ne diye merak ediyorsanız, dünyanın ikinci para birimi olmasına karşılık ‘‘yeşil’’i tahtından indiremedi henüz.
İMF'nin verilerine göre, dünyadaki merkez bankaları rezervlerinin sadece yüzde 13'ü Euro.
Dolar dünya piyasasının yüzde 68'ini elinde bulunduruyor.
New York, Tokyo, Hong Kong gibi finans merkezleri şimdilik bu para birimine soğuk bakıyor.