Paylaş
Bu oran az gibi görünse de, WEF’in yıllardır farklı platformlarda sürdürdüğü çabalar sayesinde kadınların sesi 10 yıl öncesine göre çok daha yüksek çıkıyor.
BAKMAYIN Dünya Ekonomik Forumu’nda (WEF) kadın meselesinin hep gündemde olmasına.
Davos’taki katılımcıların sadece yüzde 17’si kadın.
Yine de hakkını verelim.
WEF’in “Cinsiyet Uçurumu” raporu başta, yıllardan beri çeşitli programlarla, ortaklıklarla sürdürdüğü çalışmalarla “kadının sesi” 10 yıl öncesine göre çok daha duyulur oldu.
Birkaç yıldan beri Bank of America’nın sponsorluğunda, forumun üçüncü günü yani Cuma günleri dağlardaki Schatzalp Oteli’nde “Kadın Liderleri” buluşması oluyor.
Şimdiye kadar hiçbirini kaçırmadım zira masanıza mutlaka ünlü bir kadın lider düşüyor.
Bu yılki etkinlikte bakın kimler vardı?
İMF Başkanı Christine Lagarde, UNDP Kalkınma Programı Başkanı Helen Clark, uzun yıllar Hillary Clinton’ın kadın politikasını şekillendiren yakın dostu
Melane Verveer, Unesco Direktörü İrina Bokova, Arianna Huffington.
Benim masama Helen Clark, yan masaya ise Lagarde düşüyor.
IMF Başkanı masasına oturur oturmaz eline verilen mikrofon nedeniyle “Kadın Liderlik” ile ilgili hoş bir konuşma yapıyor.
“Her kadının hayatında mutlaka bir rol model vardır. Benim rol modelim Baker&McKenzie’de bağlı olduğum direktördü. Bana giyinmesini öğretti, duruşun
ne kadar önemli olduğunu fısıldadı” diyor.
Rol modeli belli ki iyi iş çıkartmış zira Christine Lagarde, daima bir eşarbın tamamladığı, Chanel takımlarıyla gerçek bir stil ikonu.
İş yerinde kadın dayanışmasının ne kadar önemli olduğunu özellikle vurgulayan Lagarde konuşmasını ABD eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright’ın şu cümlesiyle bitiriyor:
“Kadınlara yardım etmeyen kadınlar için cehennemde özel bir yer var”.
Dün sabah ise Kongre Merkezi’nde “Küresel Ekonomiye Bakış” oturumunda sahnede bambaşka bir Christine Lagarde var.
IMF Başkanlığı’na ikinci dönem için hazırlanan Lagarde Avrupa için iki tehlikeden söz ediyor.
“Brexit” yani İngiltere’nin AB’den çıkma olasılığı ve Mülteci Krizi.
Küresel ekonominin “mütevazı büyüyeceğini”, BRİC’in (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) artık tek blok olmadığını söyleyen Lagarde, küresel risklerin başına Çin’in 3’lü geçişini koyuyor.
İhracattan iç tüketime
İmalattan hizmete
Üretimden tüketime
İdolüm neden Sharan Burrow
AVUSTRALYALI Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Sharan Burrow’u her dinlediğimde “işte idolüm” diye geçiriyorum içimden.
Dün sabahki “Gelecekteki Büyüme, Teknoloji Odaklı mı, İnsan Odaklı mı” oturumunun konuşmacıları arasında olan Burrow aklımdan geçenleri söylüyor.
“Dünyada ayda 200 dolar ile geçinen henüz internete bağlanamayan milyarlarca insan, çalışanların yüzde 40’ı kayıt dışı iken varken hangi teknolojik
devrim?”
Türkiye’de Suriyeli mülteci kamplarını da ziyaret etmiş olan Burrow’un ayakları yere basıyor.
Filipinler’de, Tayland’da yoksul sınıflarda ya da Türkiye’deki kamplarda yaşam koşullarının ne olduğunu biliyor.
“Filipinlerde ünlü bir marka için iç çamaşırı üreten bir işçinin karnı ancak doyuyor” diyor.
“Teknoloji neden onca yoksulluğu azaltmak, karbon emisyonlarını indirmek için kullanılmıyor” diye soruyor.
Davos’un en cool başbakanı
TABİİ ki, Kanada Başbakanı Justin Trudeau’dan söz ediyorum.
Maalesef buradan dönünce ülkesinde bir okula saldırı haberiyle karşılaşan Justin Trudeau Davos’ta alıştığımız tüm kuralları alt üst etmeyi başardı.
Sahnede ceketsiz, gömleğinin kollarını kıvırmış bir başbakan olarak çıkıyor karşımıza.
Hiç gocunmadan “ben bir feministim. Biz erkekler feminist olmaktan korkmamalıyız” diyor.
“Çeşitliliğe, çok kültürlülüğe inanıyorum” diye devam ediyor.
Kanadaki seçimlerde kadınların politikaya atılmaları için sosyal medyada büyük bir kampanya başlattıklarını anlatıyor.
İngilizceden Fransızcaya şarkı söyler gibi geçişler yapan Trudeau’nun kalplerimizde taht kurması boşuna değil.
Elif Şafak oturumların gözde ismi
YAZAR Elif Şafak son iki, üç yıldan beri Davos’un gözde isimlerinden biri.
Kültür ve sanatın konuşulduğu akşam yemeklerinde mutlaka konuşmacılar arasında olan Elif Şafak’ı önceki gün “Şiddet Radikalizmi: Küresel Tehditten Yerel Çözümlere” oturumunda dinledim.
Haklı olarak dinler arasında, daha doğrusu üç büyük din İslam, Hıristiyanlık ve Yahudilik arasındaki benzerliklerden çok farklılıkların ortaya çıkarılmasından yakınıyor.
Dinlerin ortak mistik yanlarından söz ediyor.
Ortadoğu’da kadınlara baskının giderek arttığına da dikkat çeken Elif Şafak, bu sorunun radikalleşmeyle arttığına dikkat çekiyor.
Fatih Birol şaştı: İklim değişikliği ilk üçe giremedi
ULUSLARARASI Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol’a İran’ı soracaktım ama sohbet iklim değişikliğine kaydı. Birol, “Davos’ta bu yıl hayal kırıklığına uğradım. İklim Değişikliği buradaki oturumlarda ilk üçe giremedi” diyor. İlk üçü, “Petrol fiyatları, makro ekonomik dengeler ve mülteci krizi” olarak sayıyor.
Ekrem Başcı: Dördüncü Sanayi Devrimi boş bir şey değil
DÜN sabah rastladığım Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’ya bu yılki Davos izlenimlerini sordum.
Mühendis kökenli Başçı burada gördüğü, Bertrand Piccard’ın “Solar İmpulse” aracından yani sadece güneş enerjisiyle dünya turu atan uçağından oldukça etkilenmiş.
“Dördüncü Sanayi Devrimi boş bir şey değil. Geleceği çok değiştirecek olan buluşlar söz konusu. Solar İmpulse’ın uçağı hem çok hafif, hem güneş pili çok verimli” diyor sohbetimizde.
İdolüm Burrow’dan farklı düşünüyor neticede.
Yapay zek^anın öğrenciliğinden beri konuşulduğunu ancak olumlu bir gelişme sağlanmadığından bütçelerin kesildiğini anlatan Başçı, şimdi bu alanda ciddi adımlar atıldığını söylüyor.
Başçı’ya göre, Dördüncü Sanayi Devrimi’nin hem ekonomik, hem toplumsal sonuçları olacak.
“Bu devrimin devamı gelecek. Herkesin hazır olması gerek. Hükümetlerin de hızlı değişimlere hazır olmaları gerek” diyor.
Paylaş