Kurtların dansı

MGK toplantısı, yeniden alevlenen darbe, irtica tartışmalarıyla bir süreden beri ‘‘kritik günler’’ yaşıyoruz. Bizim dışımızdakiler ise daha ziyade ‘‘hareketli günler’’ geçiriyorlar. Kendi derdimize düşmüş olduğumuzdan Batılıların yaşadığı müthiş trafik gözümüzden kaçıyor doğal olarak. Onlar tam bugünlerde 21. yüzyıl vizyonlarına son şeklini veriyorlar. Hemen hemen dünyanın dört bir yanına ziyaretler yapılıyor, kozlar masaya konuyor, ittifaklar pekiştiriliyor, üstü kapalı mesajlar havada uçuşuyor.ABD Başkanı Clinton, eşi Hillary ile Afrika turunda. Newsweek Dergisi'nin son sayısında vurguladığı gibi Afrika için çetin bir mücadele var. Kuzey Afrika ve Orta Afrika yıllardan beri Fransa'nın arka bahçesi. Clinton'un bu gezisinden, Ruanda, Burundi ve Zaire politikaları iflas eden Fransızlar pek hoşnut değil. Zaten iki ülkenin arasında, İran, Irak ve en son Kosova yüzünden limoni bir hava esiyor.Clinton, Afrika'da ülkesinin kölecilik politikası konusunda günah çıkartırken, Chirac ile Kohl'u Kremlin'de ağırlayan Yeltsin ona ‘‘Bundan sonra tek süper güç olamayacaksın. Çünkü Moskova Zirvesi'nde çok kutuplu bir dünyaya doğru ortak hareket başlattık’’ mesajını gönderiyor.Yeltsin pek ateşli ama Kohl oralı değil ‘‘Moskova Zirvesi hiçbir üçüncü ülkeyi hedef almıyor, bu dostluk toplantısıdır’’ diye kestirip atıyor. Almanya, şimdilik ABD'nin süper güç rolünden rahatsız görünmüyor. Berlin Amerikan Akademisi'nde geçtiğimiz günlerde Amerikalılarla Almanlar arasında çok önemli bir toplantı yapıldı. Kohl'un yanısıra, Alman Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel, film yönetmeni Volker Schlondorff, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Strobe Talbott, Henry Kissinger'in gibi isimlerin katıldığı toplantıda hiçbir Alman ABD'ye ‘‘fazla ileri gidiyorsunuz, dünyanın tek hakimi siz değilsiniz’’ türünden bir laf etmedi. Sadece, muhalefetteki Sosyal Demokratların dış politika sözcüsü Karsten Voigt ‘‘Avrupalı olarak daha global sorumluluklar almak zorundayız. Henüz böyle bir bilinç gelişmedi özellikle biz Almanlarda. Bunu öğrenmeliyiz’’ diyor ancak taşı gediğine koymayı ihmal etmiyor: ‘‘Amerikalılar da bize danışmayı öğrenmeli’’...İngiltere Başbakanı Tony Blair yine bugünlerde Fransa'ya yaptığı ziyaret anlamlı. Fransızlar tarafından Amerika'ya göbeğinden bağlı olmakla suçlanan Başbakan Blair, mecliste fransızca olarak yaptığı konuşmada yeni Avrupa vizyonundan sözediyor. Fransızlar, ‘‘22 yıl önce Fransa'da bir barda çalışıyordum. Şimdi başbakanım. Demek ki bayağı bir yol katetmişim. O dönemlerde Chirac başbakandı şimdi cumhurbaşkanı. O da yol almış ama benden az’’ diyen Blair'in fransızcasına hayran. Hayranlar çünkü bundan önceki İngiliz başbakanlarla deneyimleri felaket. Bir keresinde Strasbourg'da kent meydanında yapacağı konuşmadan önce ‘‘Dikkat fransızca konuşacağım’’ diye akıllıca bir uyarıda bulunan Churchill'in ‘‘geçmişte kalan karyerim iki parçaya bölünmüştü’’ diyeceği yerde ‘‘gerim ikiye bölünmüştü’’ dediği hâlâ akıllarda...
Yazarın Tüm Yazıları