Paylaş
Biri Bayburt’un Yoncalı (Orsor) köyünden Maliye Bakanı Naci Ağbal, diğeri Bayraktar (Baksı) köyünden sanatçı akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan.
İkisi de eski adlarıyla andıklarını köylerini, ait oldukları çoğrafyayı okumak, çalışmak için çok genç yaşlarda terk etmek zorunda kalmış.
Ne ki her ikisi de yürekleriyle, duygularıyla ve vicdanlarıyla doğdukları topraklara hep bağlı kalmış.
İkisi önceki gün , “Avrupa Konseyi En İyi Müze” ödülüne sahip Baksı Müzesi’nde, Prof. Hüsamettin Koçan’ın “Ayağımdaki Diken” sergisinin açılışı vesilesiyle bir araya geliyor.
Maliye Bakanı Naci Ağbal müzenin hamileri arasında.
Aynı zamanda Prof. Dr. Koçan’ın Bayburt’ta, Tabanlıoğlu Mimarlığın ödüllü projesiyle hayata geçireceği “Kadın İstihdam Merkezi” ne destek sağlıyor.
Ağbal ile Koçan’ı buluşturan şeylerden biri Maliye Bakanı’nın sözleriyle “geçmişlerinin ortaklığı” ise diğeri Prof. Koçan’ın şu saptaması: “Modernizm ve küreselleşme ikilisi bizi evlerimizden uzaklaştırdı”.
KÜRESELLEŞMENİN HAYAL KIRIKLIĞI
Küreselleşmenin olumsuz boyutunun dünyada giderek daha fazla tartışıldığı bir dönemde, toprağından kopartılmış bir sesin söyledikleri ne denli sahici.
44. kişisel sergisini Baksı Müzesi’nde açan Prof. Dr. Koçan açılış konuşmasında diyor ki:
“İnsanoğlu doğduğu günden beri daha mutlu, daha sorunsuz bir dünya için çaba gösteriyor. Bunun için formüller, yöntemler geliştirdi. Bunlardan biri modernizm. Modernizmle sorunum var zira sizi kimliğinizle kabul etmek yerine, sizi kendi tanımladığı biçimde kabul eden bir sistem”.
Küreselleşmenin de bazen insanları sabitlediğini, malları serbest bıraktığını bazen tam aksini yaptığını belirten Koçan şöyle devam ediyor:
“Bu ikili insana mutluluk vaat ederken hayal kırıklığı yarattı. Bu ikiliye birilerinin kafa tutması, itiraz etmesi gerekirdi. Baksı Müzemiz küreselleşmeye, modernizme bir itirazdır”.
Peki nice nice ekonomistin, sosyal bilimcinin sorguladığı küreselleşmeye kafa tutan efsane Baksı Müzesi ne yapıyor?
BÖLGEDEKİ İNSANA DEĞER KATMA
Maliye Bakanı Ağbal’ın da söylediği gibi, baktığınızda tam “ıssızlığın ortasındaki” müze bölgede yaşayan tüm insanlara değer katma, mutlu etme çabasında.
Koçan’ın buradaki çocukluğuna, göç olgusuna göndermeler yapan “Ayağımdaki Diken” Sergisi’nin açılışı için geldik ve bizzat buna tanık duyduk.
Baksı’dan adı nedense Bayraktar’a dönüştürülmüş olan köyün muhtarı Nabi Akçelik’in yüksek lisansını reklam alanında yapan kızı Ayşenur Akçelik bakın ne diyor?
“Annem kendi parasını ilk kez Baksı Müzesi için İşkur aracılığıyla yaptığı ehram dokumalarıyla kazandı. İlk kez kendi adına bir banka kartı var”.
Kurulduğunda önemli sanatçıların eserlerini bağışladıkları Baksı Müzesi’nin çatısı altındaki “Kadın İstihdam Merkezi” kurulduğunda kuşku yok ki kendi adlarına banka kartı taşıyan kadınların sayısı çoğalacak.
Kadın ve çocukların eğitimi üzerine odaklanan müze hayata geçirdiği çeşitli projelerle bu coğrafyadaki insanlara üretecekleri, dolayısıyla göç etmekten vaz geçecekleri bir ortam yaratma peşinde.
Ayrıca bölgedeki geleneksel zanaatları sürdürmek, kayıt altına almak gibi misyonları var.
BAKSI KONUK EVİ'NİN TURİZME KATKISI
PROF. Dr. Koçan’ın Baksı Müzesi’ndeki ilk kişisel sergisi olan “Ayağımdaki Diken” Sergisi temmuz ile kasım ayları arasında açık.
Uçak ile Erzurum’a yolculuk yaparak, Bayburt üzerinden ulaşacağınız müze, Çoruh Nehri’ne ve görkemli dağlara bakan, üstelik otel hizmeti sunan şahane bir konuk evine sahip.
Müze içinde ilk müze otellerden biri de denebilir.
Müzeyi ziyaret ettiğinizde Baksı Konuk Evi’nde kalabilirsiniz, mutfağında yerel lezzetleri tadabilirsiniz ve çevrede benzersiz bir doğayı keşfedebilirsiniz.
Bölge turizmine büyük katkı sağlayan 26 odalı, 56 yatak kapasiteli konuk evinin misafirlerinin yüzde 25’i geçen yıla kadar yabancıymış.
Ancak turizm krizi nedeniyle bu oran bu yıl oldukça düşmüş.
Gelirini Baksı Kültür Sanat Vakfı’na aktaran Konuk Evi Prof. Koçan ve eşi Oya Koçan’ın “sanatsal dokunuşlarıyla” müzeyle uyum içerisinde.
Doğayla kucak kucağa bir sanat deneyimi için Baksı Müzesi’nden iyisi olamaz.
Paylaş