Paylaş
Benim bildiğim en kapsamlı araştırma İstanbul 2010 çalışmaları çerçevesinde, iki akademisyen Asu Aksoy ve Zeynep Enlil tarafından kaleme alınmış olan “İstanbul Kültür Ekonomisi Envanteri”.
2011 yılı ağustos ayında değinmiş olduğum bu çalışmaya daha sonra döneceğim.
Dün Contemporary İstanbul çatısı altında kamuoyuna duyurulan bu kapsamdaki ikinci önemli bir araştırmayı Profesör Faruk Şen’in Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı TAVAK yapmış.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle gerçekleştirilen araştırmaya katkıda bulunanlar arasında ekonomist Mustafa Sönmez de var.
11 ana sanayinin altında kümelenmiş 47 sektörü mercek altına alan araştırma önemli bir rakama ulaşmış.
Buna göre, 2011 yılında Türkiye’deki kültür ekonomisinin hacmi 46 milyar dolar.
Şen’e göre, bu rakamın yüzde 63’ü İstanbul’da gerçekleşiyor.
Yukarıda sözünü ettiğim “İstanbul Kültür Ekonomisi Envanteri” yazarlarından Asu Aksoy, TÜİK verilerine dayanarak kültür ekonomimizin hacmini 58 milyar lira olarak vermişti.
Karşımızdaki iki rakamın hangisi doğru?
Tabii şu da var: Kültür ekonomisinin ölçülmesi pek kolay bir iş değil.
TAVAK’ın araştırmasında vurgulandığı gibi, Dünya Bankası, İMF, BM, OECD gibi kurumlar kültür üzerinde tek bir tanımda uzlaşma sağlamış değil.
Kaldı ki, kültürel üretim yeterince metalaşmamış olması, garklı mal ve hizmetlerin içine “yedirilmiş” olması da işi zorlaştırıyor.
Şen’e göre, hesaplama özel tüketim, devlet tüketimi, yatırımlar, stok, net mal ve hizmet ihracatı üzerinden yapılmış ve 46 milyar dolar rakamına ulaşılmış.
TAVAK’ın bulduğu bu rakamın 22.1 milyar doları hane halkının eğlence-kültür harcaması.
Bunun yüzde 63’ünün İstanbul olduğunu unutmayalım.
Kültür ekonomisi dünyada yükselmekte olan bir trend.
Almanya’da kültür ekonomisinin yıllık cirosu 351 milyar euro.
Neredeyse otomotiv sektörünü yakalıyor.
BM verilerine göre, kültür ekonomisinde Hindistan’dan sonra en hızlı büyüyen ikinci ülke olan Türkiye rahatlıkla 46 milyar doların üzerine çıkabilir.
Yeter ki, bakanlık bununla ilgili bir strateji oluştursun.
TAVAK’ın bu önemli araştırmasına www.tavak.de ya da www.brandday.net adreslerinden ulaşmak mümkün.
Ayvalık’ta Rahmi Gencer CHP’nin aday adayı
AYVALIK’a en son gittiğimde CHP’nin belediye başkanlığına aday adayları konuşuluyordu.
Ayvalıklı dostlar arasında, Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gencer’in adaylığını koymasını isteyenler çoğunluktaydı.
Öğrendiğime göre Rahmi Gencer önceki günü aday adaylığını açıklamış.
Gencer son derece isabetli bir karar almış.
Zira onun hakiki bir işkolik olarak yıllardan beri, Ayvalık ile ilgili projelerini yakından izliyorum.
Ticaret Odası Başkanı sıfatıyla Ayvalıklı zeytinyağı üreticileriyle yakın çalışıyor, dertlerine ortak oluyor.
Salih ve Sezai Madra ile birlikte ısrarla sürdürdüğü “çoğrafi işaretleme” çalışmaları neticesinde Ayvalık zeytinyağlarına rağbet çoğaldı.
Ayvalık Ticaret Odası’nın iki yıl önce kurmuş olduğu “Zeytinyağı Tadım Eğitimi” Türkiye’de bir ilkti.
Rahmi Gencer, Ayvalık zeytinyağı için olduğu kadar, eminim çevrenin korunması ve turizmin gelişmesi için canla başla çalışacaktır.
Yine Ayvalık’a son ziyaretimde onunla birlikte restorasyonu yeni tamamlanmış olan Taksiyarhis Kilisesi gezdik.
Restorasyonu eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay döneminde başlamış olan 1840’lı yıllarda, barok tarzda inşa edilmiş kilise öylesine atıl vaziyette duruyor.
Anlamadığım kadarıyla bakanlık bir bekçi ya da başka bir yetkili atamamış.
Oysa burası, Filiz Ali’nin başında olduğu Ayvalık Uluslar arası Müzik Akademisi’nin konserleri başta kültürel faaliyetler için müthiş bir mekan.
İyi değerlendirildiği takdirde yukarıda değinmiş olduğum kültür ekonomisine katkısı olabilir.
Ayvalık’ın hemen karşısındaki Midilli’den sanatseverlerin bu mekana bir konser için gelmeleri neden hayal olsun?
Sevgili okurlarım kısa bir tatile çıkıyorum, ağustos başında görüşmek üzere.
Paylaş