Keşke Medeniyetler İttifakı Süreci hızlandırılsa

NİSSAN’ın Fas çöllerinde yaptığı test araba sürüşleri programının son gününde Marakeş’teyiz.

Marakeş, Avrupalı zenginlerin son gözdesi.

Parası bol olanların inanılmaz paralar ödeyerek ikinci, üçüncü ev aldıkları bir şehir.

"Fas Kraliyet Havayolları"nın Dergisine şöyle bir göz atmak Marakeş emlak piyasasının nasıl canlı olduğunu anlamak için yeter.

Plazalar, rezidanslar, bahçeli havuzlu villaların ilanlarından geçilmiyor.

Marakeş zenginlerin güneşli günlerin tadını çıkarttıkları, turistlerin ise her mevsimde akın ettikleri bir yer.

Önceki gün Marakeş’in ünlü Djama El-Fna Meydanı’na doğru giderken büyük bir protesto gösterisiyle karşılaşıyoruz.

Pankartların taşındığı, yumrukların havaya kalktığı gösteri Hz. Muhammed’in karikatürlerini protesto gösterisi.

Suriye’den, Lübnan’dan Endonezya’ya tüm Müslüman ülkelerde yapılan bir gösterinin benzeri.

Bir gün sonra İstanbul’a döndüğümüzde havaalanında valizleri beklerken monitörden Trabzon’da bir papazın öldürüldüğü haberi geçiyor.

Fas’ta tanık olduğumuz tablodan sonra İstanbul’a varır varmaz aldığımız haber tehlikeli bir tırmanışın işaretleri.

Batı ile Müslüman dünyası arasında ipler gerildikçe geriliyor.

Sanki hızla bir "medeniyetler çatışmasına" gidiyoruz gibi.

Huntington yoksa haklı mı çıkacak?

İki taraf birbirini anlamak zorunda.

Başka çıkış yolu yok.

Dün şükür birkaç sağduyulu ses çıkmaya başladı.

Bir tanesi İsveç Dışişleri Bakanı’nın Avrupa Birliği ile Arap ülkelerinin birlikte çözüm bulma çağrısıydı.

Diğeri de İnternational Herald Tribune Gazetesi’nde yayınlanan, Başbakan Erdoğan ile İspanya Başbakanı Zapatero’nun ortak bildirisiydi.

Baktım dünkü İspanyol El Pais Gazetesi de bildiriyi manşet yapmıştı.

"Medeniyetler İttifakı"nın iki önemli ismi Erdoğan ile Zapatero’yu mutlaka ittifakın diğer isimleri de izlemeli.’

Türkiye, tam bu noktada "Medeniyetler İttifakı" sürecini hızlandırılmalı.

Hem de vakit kaybetmeden.

Nissan’ın CEO’su Carlos Ghosn’tan yeni sürprizler bekleyin

NİSSAN Genel Müdür Yardımcısı İlkim Sancaktaroğlu ile Fas dönüşü uçakta sohbet ediyoruz.

Otomotif sektöründe 20 yıllık bir geçmişi olan İklim Sancaktaroğlu yaklaşık 1.5 yıldan beri Nissan’da.

Daha önce Opel, Saab, Peugeot gibi şirketlerde çeşitli görevlerde bulunmuş.

Nissan araçlarının çöl gibi zor koşullarda denenmesi fikri İklim Sancaktaroğlu’ndan çıkmış.

"Çölde test sürüşlerini her yıl yapmak istiyorum. 4x4 ürünlerinde geniş bir yelpazeye sahip olan Nissan’in zor koşullarda gösterdiği performansı anlatmak gerek" diyor.

Sancaktaroğlu ile aslında benim pek de ilgi alanıma girmeyen otomotiv sektöründen söz ediyoruz önce.

Nissan’ın payı Türk pazarında yüzde 1.5 ila yüzde 1.6 civarında.

Sancaktaroğlu’nun hedefi 2006 yılında bunu yüzde 2’ye çıkartmak.

Şubat ayında ise piyasaya "dizel" Nissan çıkıyormuş.

"Dizelde yakıt kalitesi sorun yaratıyordu. Bunun için birkaç teknik değişim yapmak zorunda kaldık" diyor.

Sohbetimizde daha sonra söz Renault’nun Japonya’da Nissan’ın başında iken efsane haline gelen yeni CEO’su Carlos Ghosn’a geliyor.

İlkim Sancaktaroğlu, Carlos Ghosn’un Nissan’ı nasıl ayağa kaldırdığını anlatıyor.

Ghosn, Nissan’ı ayağa kaldırmak için üç aşamalı bir plan devreye sokmuş.

İlk üç yıllık plan Nissan’ı canlandırma planı.

İkinci aşamada hedef üç yılda artı bir milyon araba satışı.

Üçüncü aşama ise "marka değerini" arttırmak aşaması.

Şimdi hem Nissan’ın hem de Renault’nun CEO’su olan Carlos Ghosn Renault’ya yeni bir hız vermek için hazırlıklar içersinde.

İlkim Sancaktaroğlu diyor ki: "Tahminimce Nissan’daki gibi bir yeniden yapılanma programına girişecek. Sürprizlere hazırlıklı olun".

Türk hazır giyimcilere Fas fırsatı

FAS dönüşü Fas-Türk İş konseyi Başkanı Devrim Erol’e Fas ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin durumunu soruyorum.

Fas’a giderken birkaç Türk işadamıyla karşılaşıyoruz.

Kimi Tekfen’in Casablanca yakınlarında yapacağı rafineriyle bağlantılı olarak, kimi turistik yatırımlar için Fas yolunda.

Erol, 1 Ocak tarihinden itibaren Fas ile serbest ticaret anlaşmasının yürürlüğe girdiğini söylüyor.

Bu anlaşmanın hazır giyimciler için büyük bir fırsat olduğunu söylüyor.

Zira Fas aynı zamanda ABD ile bir serbest ticaret anlaşması imzalamış.

ABD, 40 milyar dolarlık hazır giyim ithalatının bir bölümünü Fas’tan temin ediyor.

Ancak Fas ile imzaladığı serbest ticaret anlaşması çerçevesinde dört yıl gibi bir süre aldığı malda menşenin ne olduğuna bakmayacak.

Aynı zamanda Türkiye-Kuzey Afrika İş Konseyleri Koordinasyon Başkanı olan Devrim Erol diyor ki, "ABD’nin dört yıl menşeiye bakmaması Türk hazır giyimciler için büyük bir fırsat. Faslı hazır giyimcilerle işbirliğinin tam zamanı."

İstanbul’da günde en az bin ev soyuluyor

Geçen cuma günü "İstanbul’da günde kaç ev soyuluyor" sorusuna adını açıklamayan emekli bir polis memurundan cevap geldi.

Resmi istatistiklere göre, İstanbul’da günde 34 ev soyulduğunu yazmıştım.

Emekli polis memuru "34 değil en az bin ev soyuluyor" diye yazmış.

20 yıllık memurluk hayatında hırsızın evine dahi hırsız girdiğine tanık olmuş.

"Soyulan hırsız karakola gelemediği için annesini göndermişti"diye de not düşmüş.
Yazarın Tüm Yazıları