Kadın istihdamı AKP’nin gündeminde yok

TÜSİAD’ın sekiz yıl önce yayınlamış olduğu raporun adı "Kadın-Erkek Eşitliğine Doğru" idi.

KAGİDER’in işbirliğiyle geçen gün kamuoyuna duyurduğu raporun adı ise "Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği".

Sadece bu raporun başlığından sekiz yıl zarfında kadın-erkek eşitsizliğinde fazla yol alınmadığı ortada.

Eğitim, siyasi ve ekonomik hayata katılım gibi konularda daha kat edilecek çok mesafe var.

Yerel siyasete katılımdan örnek verecek olursam bu oran sadece yüzde 2.5.

Afrika’nın, Güney Amerika’nın çok gerisinde.

Eğitimi ele alırsak, gelişmeler KAGİDER Başkanı Gülseren Onanç’ın işaret ettiği gibi "ağır ve yetersiz".

Hálá ilkokula gitmeyen 670 bin kızımız var. Ancak en büyük sorun istihdam alanında.

Raporun "İşgücüne Katılım ve İstihdam" bölümünü hazırlayan Prof. Dr. Yıldız Ecevit’e göre, yüzde 24.9’luk oranla kadınların iş gücüne katılımı cumhuriyet tarihimizin en düşük düzeyinde.

NEDEN DÜŞÜŞTE

Neden kadın iş gücü sürekli düşüşte?

Ecevit’e göre bu sorunun birden fazla yanıtı var.

En büyük nedeni kırsaldan kentlere göcün devam etmesi.

Büyük kentlere her 100 kadından 20’si çalışıyor, 80’i evde oturuyor.

Ama bu tablo daha da kötüleşecek.

Zira beş yıllık kalkınma planında 2013’te tarımın istihdamdaki payının yüzde 19’a çekilmesi öngörülüyor.

Dolayısıyla kadının iş gücüne katılımı daha da düşecek.

Kadın istihdamının düşmesinin bir başka nedeni kadınlarla erkekler arasındaki ücret eşitsizliği.

Maliyet hesabı yaptığında kadın düşük ücretle çalışmak yerine evinde oturmayı yeğliyor.

Bir başka neden çocukların ve yaşlıların bakımı.

Anaokulları, kreşler, yaşlılara yönelik sosyal hizmetler yetersiz olunca kadın çalışamıyor.

Üniversite mezunu genç kızların çalışma hayatına atılmamaları işin başka bir boyutu.

Bu da toplumumuzun muhafazakarlaştığını gösteriyor.

Dışişleri Bakanımız Babacan’ın ekonomi bakanı iken "Kriz bitti. Erkekler iş buluyor dolayısıyla kadınların çalışmalarına gerek yok" dediği hálá akıllarda.

KADIN EVDE OTURSUN

2003 yılında kadınlar evde otursun diyen Babacan bugün de TÜSİAD’ın "AB müzakerelerine kadın eşbaşkan" önerisine sıcak bakmıyor.

Müzakereleri yürüten komisyonlarda yüzde 30 dolayında kadın olması Babacan için yeterli.

Yıldız Ecevit diyor ki:

"Kadın istihdamıyla ilgili TÜSİAD, TİSK, GAP İdaresi sayısız kurumun yıllardan beri rapor ve önerileri var. Nereye gidiyor bu öneriler. Siyasetçileri hesap vermeye çağrıyorum."

Evet nereye gidiyor bu raporlar, bu öneriler?

Dün gazeteleri daha dikkatli bir gözle taradım.

İktidar yanlısı gazetelerde TÜSİAD ve KAGİDER’in bu ortak raporuna yer verilmemişti.

Yeni Şafak ve Zaman gazetelerinde bir tek satır dahi yoktu.

Mine Tan, Yıldız Ecevit, Serpil Sancar Üşür ve Selma Acuner gibi konularının uzmanı bilim insanlarımız bir buçuk yılda son derece kapsamlı 380 sayfalık bir rapor ortaya koymuşlar ve iktidar yanlısı gazeteler bundan hiç söz etmiyorlar.

Neden?

Çünkü mesele kadının özgürleşmesi.

Erkekle eşit düzeye gelmesi.

Emin olun kadın istihdamı AKP’nin hiç ama hiç gündeminde değil.

TÜSİAD’ın erkek üyeleri nerede

SİYASİ partilerin kadın sorunlarına ilgisizliği ortada.

Peki iş dünyasında durum ne?

Raporun kamuoyuna açıklandığı gün salonda görebildiğim kadarıyla iki erkek var.

Biri TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı Ethem Sancak.

Diğeri Eczacıbaşı Grubu’nun CEO’su Erdal Karamercan.

Karamercan, toplantı bitiminde tepkiliydi.

Haklı olarak "TÜSİAD’ın tüm üyelerine bu toplantının davetiyesi gönderildi. Neden hiç kimse gelmedi? Kadın sorunu TÜSİAD’ın erkek üyelerinin de sorunu değil mi? O halde neredeler?" diyordu.

Suna Kıraç, ’kadın çalışmaz’ önyargısını 48 yıl önce yıktı

TOPLUMSAL Cinsiyet Eşitsizliği raporunun sunulduğu günün akşam saatlerinde Boğaziçi Üniversitesi’nde Suna Kıraç’ın fahri doktora törenindeydik.

Kimi zaman ne kadar ilginç tesadüfler olabiliyor.

Kadınların iş hayatından giderek çekildiklerini duyduğumuz günün akşamı bundan 48 yıl önce iş hayatına atılmış başarılı bir iş kadının yaşam öyküsünü dinliyoruz.

Suna Kıraç Türkiye’nin ilk iş kadınlarından.

1960 yılında Vehbi Koç’a yardımcı olarak iş hayatına atılmış.

1965 yılında Genel Sekreterliğe, 1977 yılında Yönetim Kurulu üyeliğine, 1980 yılında ise Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığına getirilmiş.

Vehbi Koç’un tek talebesi esasında.

Kendi hayatını anlattığı filmde, "Benim zamanımda kızların çalışması ayıptı. Ankara’da kız çocukları ikinci planda gelirdi. Annem bu eşitsizliğe karşı çıkmıştı. İyi yetişmemizi istemişti. Kadının da çalışması gerektiği konusunda babama baskı yapardı. Annemin baskısı ve babamın kararı etkili oldu. İş hayatına atıldım" diyor.

Suna Kıraç
’ın 48 yıl önce kırdığı "kadın çalışmaz" önyargısı bugün hálá karşımızda.
Yazarın Tüm Yazıları