Paylaş
Avrupa Komisyonu’nun bu yıl sekizincisini düzenlediği “Açık Günler” (Open Days) etkinliğine 34 ülkeden 245 şehir, 6 binden fazla yerel yöneticisi, bürokratıyla katılmış.
Brüksel fuar havasında..
Bu yıl sekizincisi düzenlenen “Açık Günler” nedir?
AB’nin başta belediyeler tüm yerel yöneticilerinin deneyimlerini paylaştıkları seminer, konferans, paneller dizisi.
Ayrıca bölgelerarası işbirliğini güçlendirecek bir platform.
Avrupa Komisyonu çatısı altındaki “Bölgeler Komitesi” tarafından başlatılmış.
Amaç “yerel demokrasinin” daha fazla gelişmesi.
Hafta başında Avrupa Parlamentosu’ndaki açılış konuşmalarına kulak veriyorum.
Bölge ve şehirlerin Avrupa’yı daha ileri götürecek “yaratıcı fikirlere” sahip oldukları özellikle vurgulanıyor.
“Belediyelerin, yerel yönetimlerin kendine özgü geliştirdikleri yöntemler kapalı bir çevrede kalmamalı” deniliyor.
AVRUPA’NIN 2020 HEDEFLERİ
“Açık Günlerin” bu yılki teması şu:
“2020 Avrupası’nda tüm bölgelerin uyumu, işbirliği ve rekabetçiliği”.
Avrupa Birliği’nin önüne koyduğu 2020 hedefleri var.
Bazıları özetle şöyle:
* 2020’ye kadar yoksulların sayısının 20 milyon azaltılması,
* 20-64 yaşları arasındaki nüfusun yüzde 75’inin istihdam edilmesi,
* Karbon emisyonunun yüzde 20 azaltılması.
Açılış konuşmalarında söz dönüp dolaşıyor “bölge ve şehirlerin” 2020 yılı hedeflerine ulaşmadaki rollerine dayanıyor.
Konuyu açayım.
AB karbon emisyonunu yüzde 20 oranında azaltacak ise bu büyük oranda belediyelerin alacakları önlemlerle olacak.
Öyle değil mi?
ÖZTÜRK VE SOYER’İN MELEKLERİ
Peki aday ülke Türkiye bu bölgesel katkı sürecinin neresinde?
Doğrusu “Açık Günler”, Türkiye’deki yerel yönetimlerin pek yakından izlemedikleri etkinlikler.
Ancak bu yıl Türkiye’den hoş sürprizler var.
Hem Kadıköy Belediyesi, hem Türkiye’nin ilk “sakin kenti” (slow city) ünvanını kazanmış olan Seferihisar Belediyesi Brüksel’de.
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk sadece kadınlardan oluşan “proje ekibiyle”, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer de AB projeleriyle ilgili kadın danışmanıyla “Açık Günler”de.
“Yerel demokrasi”yle birlikte “kadının konumunu” da her şeyden fazla önemseyen AB’nin memnuniyetle karşıladığı bir tablo.
KADIKÖY-KREUZBERG HATTI
Ayrıca , “Açık Günler”e katılan her iki belediyenin CHP’li olması AB üyelik sürecinde muhalefetin sesini duymamaktan şik^ayetçi AB’ye anlamlı bir mesaj.
Kılıçdaroğlu’nun ziyaretinden hemen sonraya denk gelmiş olması iyi bir tesadüf.
Zaten, “Açık Günler” çerçevesinde konuştuğumuz yetkililerden çoğu sözü Kılıçdaroğlu’nun ziyaretine getiriyor.
Avrupa Sosyalist Partisi’nin, Kılıçdaroğlu ile yeni buluşma planladığını öğreniyoruz.
Bu arada, Selami Öztürk’ün “Genişlemiş ve Sürdürülebilir Kalkınma esaslı bir Avrupa’ya doğru” seminerindeki konuşması ilgili çekiyor.
Yıllardan beri Anadolu’dan gelenlerin uyumuyla ilgili çalışmalar sürdüren Öztürk, uyum ile ilgili deneyimlerini Kreuzberg Belediyesi’yle paylaştıklarını anlatıyor.
Öztürk’ün “Kreuzberg bizim uyumla ilgili bazı çalışmalarımızı alıp uyguladı. Başarılı sonuç aldı” sözleri haliyle seminerdekileri ilginç geliyor.
AB’den Ankara’ya giden mektup bir yıldır yanıtsız
BAŞBAKAN Erdoğan, MÜSİAD’ın toplantısında “Avrupa bizi oyalamasın” demiş.
AB’nin müzakerelerle ilgili oyalama taktiklerine diyeceğim yok.
Ama Brüksel’den bakınca Ankara’nın “oyalaması” da söz konusu.
Görüşme fırsatını bulduğum, “Bölgeler Komitesi” Başkan Yardımcısı Michael Collins ve komitenin “Türkiye Çalışma Grubu” Başkanı Bernard Soulage bu “oyalamanın” ne olduğunu açıkça ortaya koyuyorlar.
Bölgeler Komitesi, Ankara’ya başvurduğu halde bugüne kadar komite çatısı altındaki Türkiye Çalışma Grubu’nun Türkiye’de muadili yok.
Yakın dostu Kemal Derviş’in telkiniyle Türkiye Çalışma Grubu’nun başkanı olan Soulage bakın ne diyor?
“11 üyemiz var. Yılda üç kez toplanıyoruz ve bu toplantılardan biri mutlaka Türkiye’de oluyor. Ne yazık ki bu çalışmalar pek verimli olmuyor zira Türkiye’de resmi muhatabımız yok”.
OYALAMA TEK YANLI DEĞİL
Soulage’ın aktardığına göre, “Bölgeler Komitesi” Başkanı Luc Van den Brande, 2009 yılı aralık ayında Başbakan Erdoğan’a ortak bir çalışma grubu kurulması için bir mektup göndermiş.
Bugüne kadar Ankara’dan bir yanıt gelmemiş.
“Bölgesel Komite” yetkilileri Türkiye’nin AB elçisi Selim Kuneralp’a da konuyu iletmişler ancak net bir yanıt alamamışlar.
Soulage “Ortak Türkiye Çalışma Grubu olmadığı için görüşmeler resmi olamıyor Derneklerle çalışmak zorunda kalıyoruz” diyor.
Geçen yıl İzmir’de toplanan Türkiye Çalışma Grubu 18 Ekim’de Gaziantep’te toplanıyor.
AB’ye diğer aday ülkelerden Hırvatistan, Makedonya’da bölgesel bazda ortak çalışma grupları varmış.
Demek ki, “oyalama” meselesi tek yanlı değil…
Paylaş