EMİNE Demirbüken ile ilk karşılaşmam dört, beş yıl önce.Konrad Adenauer Vakfı’nın Avrupa Birliği’yle ilgili bir toplantısında tanışmış, Berlin’in ünlü caz kulüplerinden birinde hoş vakit geçirmiştik.
Emine Demirbüken’in soyadına şimdi Wegner eklendi.
İki yaşında, mavi gözlü dünya şekeri bir kızı var.
Kızı bir yana, dünya bir yana...
Genç kadının, o dünyada sağlam adımlarla ilerlediği politik kariyeri, belediyede göçmenlerle ilgili danışmanlık işi var.
Turizmci kocasına destek olmak da.
Emine Demirbüken-Wegner, Almanya’da ana muhalefetteki Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi CDU’nun Yönetim Kurulu üyesi.
YENİ MERKEL Mİ?
Bild Gazetesi, Yönetim Kurulu üyeliğine seçildiğinde ‘CDU’ya yeni Angela Merkel mi’ diye başlık atmış.
Belli ki, henüz ilkokul ikinci sınıfta iken Almanya’ya göç etmiş olan Kilisli genç kadına geleceğin önemli politikacısı gözüyle bakılıyor.
Geçen hafta yolum yine Berlin’e düşünce Emine Demirbüken ile buluştuk.
Adresi kendisi belirliyor.
Tegel Havalimanı’na yakın, Berliner Strasse 3 numaradaki Cafe Röttgen.
Pazar sabahı, güneşsiz bir günde birkaç gazeteci arkadaşla birlikte Cafe Röttgen’de CDU’lu politikacı ile birlikteyiz.
Emine Demirbüken-Wegner neredeyse 35 yıldır Almanya’da olduğu halde mükemmel bir Türkçe konuşuyor.
Kendisini ifade yeteneği, beden dili bir politikacıda olması gerektiği gibi.
Önce Türk kökenli bir politikacı gözüyle Almanya’yı değerlendirmesini istiyoruz.
Evet, Almanya bugün ne durumda?
‘Schröder iktidara geldiğinde 2,5 milyon işsiz vardı. Şimdi işsiz sayısı 5.2 milyon. Fakirlik hızla yayılıyor. Eğitim de, AB standartlarının altında...’
CDU’lu politikacının çizdiği tablo böyle.
Acaba muhalefette bir politikacı olarak çok mu katı?
NEDEN HIRİSTİYAN DEMOKRATLAR
Kafamızdaki sorulardan bir tanesi şu:
‘Neden sosyal demokrat parti yerine CDU’da olmayı seçmiş?’
Türkleri daima Sosyal Demokratlara daha yakın bilmez miydik?
‘Bu çok düşünerek verdiğim bir karardı’ diyor Emine Demirbüken...
1995 yılında CDU’ya kaydını yaptırmaya karar verdiğinde her şeyi kafasında ölçüp tartmış.
‘CDU benim gözümde daha dürüst bir parti. Karşı çıkacağı bir şey varsa başından karşı çıkıyor. Oysa sosyal demokratlar öyle değil. Bildikleri en iyi taktik oyalamak.’
Buna en iyi örnek Türkiye’nin AB üyeliği.
Biliyoruz ki, CDU tamamıyla karşı...
Sosyal Demokrat Parti yani SPD istiyor mu, istemiyor mu belli değil...
Schröder istiyor gibi görünüyor ama partisinden pekálá çatlak sesler çıkabiliyor.
Emine Demirbüken’e göre, SPD’nin ikili oynadığı alanlardan biri de göçmenlik yasası.
Seçimlere geldiğinde ‘çifte vatandaşlığa evet’ diyen o, ‘çifte vatandaşlık’ yasasını iptal eden yine o.
‘CDU, bu yasayı iptal etseydi biz politikacıları ipe götürürlerdi’ diyor.
Peki Sosyal Demokratlara bu hoşgörü neden o zaman?
‘Çünkü burada sosyal demokrasi köklü. Halkın kafasında SPD eşittir sosyal adalet. Halk bunun değiştiğine inanmak istemiyor.’
Emine Demirbüken’e bir başka soru CDU’nun Türkiye karşıtı lideri Angela Merkel ile ilgili?
Türk kökenli bir politikacı olarak AB üyeliğimize bu kadar karşı çıkan Merkel’i ikna etmeyi başarabilecek mi?
Demirbüken kararlı...
Berlin CDU merkezinde bir grup arkadaşıyla birlikte Merkel’in ‘Türkiye’ye hayır’ diye açtığı imza kampanyasını geri püskürtmeyi başarmışlar.
İmza kampanyasına karşı başlattıkları atakta Hamburg merkezi de yanlarında yer almış.
Şimdi sırada CDU’nun geçenlerde ortaya attığı, üyeliği Ermeni meselesine bağlama şartı var.
Ona karşı da harekete geçilecek.
Emine Demirbüken-Wegner, bana kalırsa tam olması gerektiği yerde.
Türkiye için Türkiye’ye karşı bir partinin içinde mücadele veriyor.