Paylaş
Dünyamızda 800 milyon aç varken, üretilen gıdanın neredeyse üçte biri kayboluyor.
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre gıda atık ve kayıpların yıllık maliyeti 940 milyar dolar.Yani günümüzde esas melese, üretmekten ziyade kayıp ve atıkların sürdürülebilir bir şekilde azaltılması.
Gelişmekte olan ülkelerde kayıpların yüzde 40’ı hasat öncesi-sonrası ve perakendeciye gelmeden önceki süreçte gerçekleşiyor.
Gelişmiş ülkelerde kayıpların yüzde 40’ı perakende ve tüketici sürecinde gerçekleşiyor. Türkiye’ye gelirsek meyve ve sebze israfı tek kelime korkunç boyutta. Metro Toptancı Market’in TÜBİTAK ile yaptığı bilimsel araştırmaya göre, ülkemizde üretilen 49 milyon ton sebze ve meyvenin yüzde 25 ila 40’ı ya üretim ve dağıtım zincirinde kayba uğruyor.
Ya da satış ve tüketim aşamasında atık haline dönüşüyor. Aynı araştırmaya göre, kayba uğrayan ürün miktarı iyimser tahmine göre 11.6 milyon ton. Bu da ihracatımızın tam 4 katı. Biz bu kadar zengin bir ülke miyiz?
YÜZDE 22 YOKSULLA BU KADAR İSRAF
TÜİK verilerine göre, hane halkının yüzde 22’sinin yoksulluk sınırının altında yaşayan Türkiye gibi bir ülkede böyle bir israf akıl dışı değil mi?
Kaybettiğimiz sadece çöpe giden ürünler değil. Zaten kıt olan su kaynaklarımız, toprağımız, iş gücümüz, sermayemiz de havaya uçup gidiyor.
TÜBİTAK ile birlikte kayba uğrayan bazı ürünlerle ilgili başarılı bir çalışma yapan Metro Toptancı Market Türkiye Genel Müdürü Kubilay Özerkan ile israfla ilgili başka bir etkinlik için buluştuk.
Metro, İstanbul’da 20 Nisan-8 Mayıs tarihleri arasında başlayan “restoran haftası” için önemli bir projeye imza atmış. Özerkan “Metro Gıda Hareketi’ni başlattık. Restoran Haftası kapsamında sektörün öncü 50 şefiyle güçleri birleştirerek gıda atık ve kaybının önlenmesi için adım attık” diyor.
“Gıda israfına son” hareketi dünyada büyük bir trend. Örneğin dünyanın en iyi şeflerinden İtalyan Massimo Bottura’nın süper marketlerin çöpe attıklarıyla açları doyurduğu “aşhaneleri” var.
Beş ayda 15 ton gıdanın israfını önlediğini bizzat ağzından duymuştum.
Fransa daha yeni yeni marketlerin ve toptan satış yapanların gıda maddelerini çöpe atmalarını yasakladı.
Yürürlüğe giren yeni yasayla, satılamayan gıda ürünleri ya ihtiyaç sahiplerine verilecek, ya gübre yapılacak. Türkiye’ye dönersek, Metro’nun öncülüğünde başlayan “gıda israfına son” hareketine katılan ünlü şefler var. Zira lokantalar dahil mutfaktan çöpe giden atıklar yüzde 8 ila yüzde 23 arasında değişiyor. Özerkan ve ekibiyle Nicole restoranında buluştuğumuz gece ünlü şef Aylin Yazıcıoğlu’nun hazırladığı menüde “sapından yaprağına, etinden kemiğine” her türkü malzeme kullanılmıştı. Ürüne, üretene saygı duyan Yazıcıoğlu’nun dediği gibi hedef “atık oluşturmamak”.
Metro’nun ön ayak olduğu “gıda israfına son” hareketinin Türkiye’de başka kanallarda da devam etmesi şart.
TÜRKİYE DÜNYADAKİ COĞRAFİ İŞARETLERİN DÖRTTE BİRİNE SAHİP OLABİLİR
AYNI gece sohbet ettiğimiz Metro Market Türkiye Satın Alma Direktörü ve Yönetim Kurulu üyesi Thomas Rudelt “coğrafi işaretlerle” ilgili ilginç bir şey söylüyor. “Dünyada yaklaşık 10 bin adet coğrafi işaret var. Bunların çoğu İtalya, Fransa, İspanya, Portekiz gibi ülkelerde. Türkiye’de sadece 200 tane coğrafi işaret var. Ama bana kalırsa potansiyeli 2 bin 500”. Düşünün, dünyadaki coğrafi işaretlerin dörtte biri Türkiye’den olabilir. Hem çiftçinin kalkınmasına, hem ülke markasına büyük etkisi olan “coğrafi işareti” almak Rudelt’in söylediği gibi oldukça zor bir süreç. Metro’nun bu konuda üreticiye büyük destek verdiğini biliyoruz. Ancak bu işin bu kadar zor olmasının bir nedeni de bürokraside “coğrafi işaret”le ilgili yeterli derecede uzman olmaması gibi geliyor. İsraf gibi bu da üzerinde durulması gereken önemli bir konu.
SON 24 SAATTE EKONOMİ GÜNDEMİ
Paylaş