Paylaş
Uluslararası Şeffaflık Derneği Genel Direktörü Cobus de Swardt’ın panelist olduğu toplantı için kuyrukta beklerken Güney Amerikalıların çoğunlukta olduğunu hatırlıyorum. Aralarında konuşurken İspanyolca “hırsızlar” kelimesini pek sık tekrarlıyorlardı.
Güney Amerika ülkelerinin pek çoğunun yolsuzluk, rüşvetten nasıl canlarının yandığını biliyoruz hepimiz.
Dolayısıyla kuyrukta beklerken sevgili Yalçın Bayer gibi “hırsızlar” diye söylenmeleri pek doğaldı.
Türkiye’nin yolsuzluk sıralamasında sürekli gerilediği, kredi derecelendirme kuruluşlarının dikkatlerini bizden ayırmadığı günlerde iş dünyasını yakından ilgilendiren bir rapor yayınlandı.
Uluslararası Şeffaflık Derneği’nin geçen hafta Ankara’da yayınladığı raporun başlığı İş Dünyası Şeffaflık Sistemi Türkiye Analizi.
HEDEF YOLSUZLUĞU AZALTMAK
Raporun hedefi, iş dünyası şeffaflık ortamını iyileştirecek bir reform gündemi oluşturmak.
İş dünyasında yolsuzluğu azaltmak.
Raporda şu önemli vurgu var:
“Şirketlerin haksız kazanç elde etmek için uygunsuz ödemeler yaparak yolsuzluk denkleminde genelde arz eden tarafta katkı yaptıkları düşünülür. Ancak şirketler mağdur da olabilirler”.
Şirketler nasıl mağdur olabilirler?
Raporda buna örnek olarak dürüst davranmayan rakipleri karşısında ihale kaybı, yozlaşmış kamu görevlilerin para sızdırma talepleri gösteriliyor.
Sıklıkla medyada okuduğumuz şeyler.
Raporda, BİST 50 Endeksi ve BİST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde işlem gören 58 farklı şirket mercek altına alınmış.
Sonuç şöyle:
SIFIR TOLERANS DİYEN YÖNETİCİLER
Türkiye’nin 50 büyük şirketinden “yolsuzluğa karşı sıfır tolerans” politikasını yönetici düzeyinde dile getirenlerin sayısı 13.
Yolsuzlukla mücadele ve etik değerleri kapsayan yeterli düzeyde eğitim programı olanların sayısı sadece 16.
Hediye, seyahat ve ağırlama masrafları konusunda uluslararası kriterlere uygun politikaları geliştirenlerin sayısı da 16.
Ekonominin bel kemiği diye tanımladığımız KOBİ’lere gelince.
Raporda KOBİ’lerin şeffaflık, kamuyu aydınlatma, yolsuzlukla mücadele, etik ilkeler gibi konulardan çok uzak kaldıkları özellikle belirtilmiş.
Dolayısıyla yolsuzluk dediğinizde iş dünyasının önünde uzun, ince bir yol var. Dünya ile bütünleşmeyi her fırsatta dile getiren iş dünyasının raporu incelemesini şiddetle tavsiye ederim.
Bu arada, Şeffaflık Derneği Türkiye Başkanı Oya Özarslan, yolsuzlukla ilgili yasal çerçevenin eksik olduğunu hatırlatıyor. Örneğin, yolsuzluk ihbarıyla ilgili yazsa olmadığı gibi, yolsuzluğu ihbar edenin koruyan yasa da yok.
Özel sektör şirketleri arasındaki rüşvetin tanımı da yok yasalarımızda.
‘GELECEK TURİZMDE’ 10 YAŞINDA
TÜRKİYE’nin uzun soluklu kurumsal sosyal sorumluluk projesine Anadolu Efes imza atmış durumda.
Anadolu Grubu çatısı altındaki Anadolu Efes tam 10 yıldan beri “Gelecek Turizmde” sloganıyla BM Kalkınma Programı UNDP ve Kültür ve Turizm Bakanlığıyla birlikte “sürdürülebilir turizm” çalışmaları yapıyor. Turizm sektörünün krizde olduğu dönemde önemli bir çalışma.
Zira Anadolu Efes bu çalışmaları yapmakla kalmıyor projeleri yakından izliyor. Projenin 10 yılı için yayınlanmış olan “10 yıl 10 şehir, 10 Hikaye” kitabının sayfalarını çevirirken sözü geçen şehirlere ya gittiğimi, ya hikayelerini yazdığımı fark ettim.
Örneğin Unesco Dünya Mirası Listesi’ne girmek isteyen Malatya’nın Aslantepe’si. Bu topraklardaki ilk şehir devlet olma özelliğini taşıyan Aslantepe’ye Anadolu Efes’in katkısı nedir?
Aslantepe’nin çevresinde yaşayan insanlara, özellikle çocuk ve kadınlara “farkındalık eğitimi”.
Nitekim bu eğitim sayesinde bölgedeki çocuklar kadar değerli bir mirasa sahip olduğunu öğrendi.
Az şey mi?
Paylaş