Ingrid gerillanın elinde

Birkaç günden beri cesur yürek İngrid Betancourt'a takılmamın nedeni belki Vivet Kanetti'nin bir solukta okunan, feminist manifesto niteliğindeki ‘‘Koş Süreyya Koş’’ kitabı, belki birkaç gün sonra 8 Mart'ı kutlayacak olmamız.

Kim İngrid Betancourt?

Öncelikle şunu belirteyim ki, Kolombiya'da değişim uğruna giriştiği mücadelede tüm erkek politikacıları yaya bırakmış olan bir siyasetçi.

Mayıs ayında Kolombiya'da yapılacak başkanlık seçimlerinin dört adayından biri. Önce milletvekili, sonra senatör seçilmiş.

Ayrıca ülkesinde her türlü kirlenmeye karşı bayrak açmış olan ‘‘Oksijen’’ Partisi'nin kurucusu.

Onunla ilk kez, bizzat kaleme aldığı ‘‘Yüreğimdeki Öfke’’ kitabıyla tanışıyorum.

Türkçe'ye çevrilmiş olan ‘‘Yüreğimdeki Öfke’’, İngrid Betancourt'un ikinci kitabı. İlki ‘‘Bilseydim’’ de, Kolombiya'nin eski cumhurbaşkanı Samper'in seçim kampanyasına nasıl kirli para bulaştığını araştırıyor.

40 yaşlarındaki İngrid Betancourt'un yaşamının büyük bir bölümü, babasının diplomatik kariyeri nedeniyle Paris'te geçmiş.

Evlerini sıkça ziyaret eden şair Pablo Neruda'dan, romancı Gabriel Garcia Marquez'den hep Kolombiya'yı dinlemiş.

Günün birinde ülkesine geri döndüğünde politikaya atılıyor.

Kolombiya, 38 yıldan beri iç şavaşla boğuşuyor.

Bir yanda kokain mafyası, diğer yanda gerilla grupları.

İngrid Betancourt mücadelede kararlı, ‘‘Yüreğimdeki Öfke’’ yoz politikacılara, kokain baronlarına açtığı savaşın hikayesi.

Suikast girişimleri, tehditler nedeniyle iki küçük çocuğundan ayrı kalması, hiçbir şey gözünü korkutmuyor.

Her konuşmasında ülkesindeki yoz düzeni eleştiriyor.

Kitabının son paragrafı şöyle: ‘‘Vardığım bu aşamada beni de öldürecekler mi? Benim ölümle ilişkim, ip cambazının ölümle ilişkisiyle aynı düzeyde: İkimiz de tehlikeli bir iş yapıyoruz, riskleri hesaplıyoruz, ama mükemmele varma aşkı korkunun üstesinden geliyor. Yaşamayı tutkuyla seviyorum, ölmek istemiyorum.

Kolombiya için yaptığım her şey, burada yaşlanmak mutluluğuna sahip olmak içindir. Burada bütün sevdiklerim için mutsuzluk korkusu duymadan yaşama hakkını kazanmak içindir.’’

Hayır... İngrid Betancourt henüz öldürülmedi.

Hafta başında, uyuşturucu kaçakçılığına bulaşmakla suçladığı, ülkenin önde gelen gerilla grubu Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri tarafından kaçırıldı.

Seçim kampanyasındaki yardımcısı Clara Rojas ile birlikte gerillaların elindeki San Vicente del Caguan yolunda arabasının önü kesildi.

Bir hafta geçti.

İngrid Betancourt'dan henüz bir haber yok.

1998 yılında reform sözüyle başkanlığını desteklediği, ancak sonradan diğerleri gibi ‘‘kof’’ çıkan Cumhurbaşkanı Andes Pastrana ne dedi?

‘‘Onu gerillaların burunlarının dibine gitmemesi için uyarmıştık.’’


UMBERTO ECO


Anılarım 1000 yıllık

20 yıl önce dünyada ‘‘Gülün Adı’’ romanıyla fırtınalar estiren Ortaçağ uzmanı, romancı Umberto Eco, Avrupa'da bugünlerde piyasaya çıkan ‘‘Baudolino’’ kitabıyla gündemde. Le Figaro'ya demecinde ‘‘O kadar çok anım var ki, sanki 1000 yaşındayım’’ diyor. Röportajın en fazla hoşuma giden bölümü yaşlılıkla ilgili sözleri: ‘‘Yaşlanmak, giderek daha fazla belirsiz görüşlere sahip olmaktır. Bugün üniversitede ders verirken 40 yaşımda olduğumdan daha fazla zorlanıyorum. Bu bilgelikten mi, yoksa damarlarımdan mı doğrusu bilmiyorum.’’
Yazarın Tüm Yazıları