Paylaş
Yer, yapımı 9. yüzyıla kadar uzanan Prag Şatosu. Dünyanın kalbur üstü fikir adamlarını biraraya getiren Forum 2000 Konferansı'nın düzenlendiği şatonun görkemli salonunda çıt yok.
Kürsüde konuşan Hillary Clinton'un berrak sesi, kırmızı halı kaplı uzun koridorlarda yankılanıyor.
Hillary Clinton'ı bundan üç yıl önce Pekin'deki Kadın Konferansında dinlemiştim. O zaman beni etkilemişti.
Ancak bu kez ona hayranlık duyuyorum.
Monica tarafından tüm mahremiyeti hoyratça gasp edilen Hillary'de hiç öyle bazılarımızın aklından geçirdiği gibi ‘‘mağdur kadın’’ havası yok.
Tam aksine.
Kürsüye dünyaya meydan okuyan bir tavırla çıkıyor. Oysa bir gece önce, Çek Televizyonu bile Prag'da uçaktan inerken görüntüsünü verdikten hemen sonra ekrana Monica Lewinsky'nin yüzünü getirmiş.
Hillary konuşmasına başlar başlamaz alkışların ardı kesilmiyor.
Alkışların pek çoğu da esasında Hillary'ye ‘‘seni destekliyoruz’’ mesajı. Çünkü salonda çoğunlukta olan Avrupalılar, Başkan Clinton'un cinsel yaşamının film gibi gözler önüne serilmiş olmasına akıl erdirmiş değiller. Başkanın peşine bırakmayan, cinselliğinin en ince ayrıntılarını Monica'nın ağzından almayı başaran Savcı Kenneth Starr onların gözünde bir engizitörden farksız.
Globalleşmenin sorunlarını anlatan Hillary'yi dinlerken insan ‘‘Bu kadının dünyada belli bir misyonu var ve hedefine varmak için herşeyi göze alabilir’’ diye düşünüyor. Belki bu misyonun - demokrasi, insan hakları, kadın hakları ve sivil toplum mücadelesi - kendisine verdiği güçle Monica skandalinden kendisini soyutlamış. En azından görünürde böyle.
Hillary, konusuna son derece vakıf, konuşurken doğal.
Kendi deneyimlerden yola çıkarak örnekler verdiği için dinleyicinin dikkatini çekmesini iyi biliyor. İnsanın aklına ister istemez ‘‘Bu kadın olağanüstü zeki, başkandan fazla’’ düşüncesi geliyor. Dikkat ediyorum, konuşurken sık sık ve üzerine basa basa‘‘Kocam ve ben’’ diyor. Sanki daha önce söz ettiğim misyonunda kocasını peşinden sürükler gibi.
Konuşmasına ‘‘Kadife Devrim sırasında, duyduğuma göre, Prag sokaklarında Havel şatoya diye posterler vardı. İşte şimdi burada Prag Şatosu'nda, Havel ile birlikteyiz ve bizi bekleyen geleceğimizi tartışıyoruz’’ diye başlayan Hillary, ‘‘Globalleşmeyi nasıl tarif ederseniz edin ama şurası kesin ki asla insanlaşmanın yerini alamaz’’ deyince salonda yine alkışlar kopuyor.
Sözlerini ‘‘Öyle bir global toplum yaratmalıyız ki, insanlar geçmişlerinden daha iyi bir gelecek düşleyebilsinler’’ diye bitiren Hillary, kuşkusuz Forum 2000 Konferansı'nın yıldızıydı. Öylesine parladı ki, konferansın ilk günü gazetecileri peşinden koşturan Henry Kissinger bile onun yanında sönük kalmaktan korktuğu için kürsüye çıktığı gün Prag Şato'suna hiç uğramadı.
Paylaş