DÜNYADA güzelleşmek için bir yıldaharcanan para 200 milyar dolar.
Cilt ve saç bakımı, deodorant, parfüm, kozmetik ürünleri gibi kalemleri kapsayan bu inanılmaz harcamanın sadece kadınlar tarafından yapıldığını sanmayın.
Erkekler 2003 yılında güzelleşmek için 16 milyar dolar harcamış.
‘‘Metroseksüellik’’ dünya ekonomisinde yabana atılacak bir trend olmadığı gibi güzellik sanayisinin daha çok yatırım yapmasına yol açan bir alan.
Zira erkeklerin harcaması, bir yıl öncesine oranla yüzde 14.3 oranında büyümüş.
Güzelleşmenin ne olduğunun ve neye patladığının detayları P&G'nin (Procter and Gamble) bir gün boyunca Londra yakınlarındaki merkezinde düzenlediği panellerde öğreniyoruz.
Önce P&G ile ilgili minik bir bilgi.
1987 yılından beri Türkiye'de faaliyette olan şirket 1837 yılında Willam Procter ve James Gamble tarafından kurulmuş.
Şirket önce sabun ve mum üretiyor.
1860 yılına gelince net ciro 1 milyon dolar.
Yaklaşık 100 yıl sonra ciro 1 milyar dolar.
1980'li yıllarda 10 milyar dolar, bugün ise 43 milyar dolar.
P&G'nin son yıllarda hızla büyümesinde, üretim yelpazesini çeşitlendirmesi ve ‘‘akıllı evlilikler’’ yapmasının rolü var elbet.
Güzellik sektörünün bir numarası Fransız L'Oreal.
P&G ikinci sırada ancak Batı Avrupa Başkanı Paul Polman, ‘‘Bu sektörde ciromuz 12 milyar dolar ve hedefimiz birinci sıraya oturmak’’ diye iddialı konuşuyor.
‘‘Akıllı evlilikler’’ meselesini biraz açmak istiyorum.
Bildiğimiz pek çok ünlü kozmetik ve parfüm markasıyla birlikte P&G'nin portföyünde 50 marka mevcut.
Meselá Max Factor, Pantene, Clairol, Olay,Wella'nın yanı sıra Hugo Boss, Old Spice, Jean Patou-Joy, Lacoste, Helmut Lang ve Valentino parfümleriportföye dahil.
P&G'nin panellerinde ilginç şeyler duyuyoruz.
Batı Avrupalılar güzelleşmeye Kuzey Amerikalılardan daha meraklı.
En fazla parayı harcayan onlar.
Amerikalılar ikinci, küçük bir farkla Asyalılar üçüncü sırada geliyor.
Ekonomik krize rağmen Japonlar cilt bakımına en fazla para harcayanlar.
P&G'nin giderek daha fazla yoğunlaştığı yerler ise gelişmekte olan ülkeler.
Paul Polman, ayaküstü sohbetimizde Olay markasının satışında Çin'in ABD'nin önüne geçmekte olduğu bilgisini veriyor.
Rusya yılda yüzde 40 oranında büyüyen bir pazar.
Brezilya, Arjantin, Türkiye yüzde 20 oranlarında büyüyormuş.
Peki güzellik sanayii nasıl bir gelecek vaat ediyor? P&G'nin bir numarayı hedeflediği sektörün geleceği parlak.
Bir yanda güzelleşmeye merak giderek artıyor, diğer yanda kozmetik sektörü, ürünleri geliştirmek için daha fazla para yatırıyor.
Sadece P&G'nin laboratuvarları için çalışan bilim adamının sayısı 1500.
Amaç daha sağlıklı, daha etkili, daha genç gösteren ürünler.
Ebedi gençliğe doğru doludizgin...
68'lilerin dünya ekonomisine katkısı
BOB Johansen, California'daki ‘‘Gelecek Enstitüsü’’nün üst düzey yöneticilerinden.
P&G'nin sunumunda ilginç bir şeye dikkat çekiyor. Bugün 50-60 yaşlarında olan 68 kuşağının yani ‘‘baby-boomer’’ların sağlık ve güzellik sektörünün gelişmesine katkılarını anlatıyor.
Mick Jagger'ın bir fotoğrafını ekrana getiren Johansen, ‘‘68'liler kuşağının ölmeye katiyen niyetleri yok. Üstelik yaşlanmamak için müthiş direniyorlar’’ diyor. İşte bu 68'liler kuşağı, dünyanın en zengin emeklileri olacaklar.
Önümüzdeki 10 yıl içersinde ise sağlık sektörünün motoru haline gelecekler.
Kozmetik ürünler AB yasalarına nasıl uyacak
TÜRKİYE'de ünlü markaların kozmetik ürünlerinin yanı sıra pazarlarda satılan tonlarca kaçak mal var.
Kaçak deterjanlar ve temizlik ürünleri de madalyonun öbür yüzü.
P&G Dış İlişkiler Sorumlusu ve Kafkasya ile Orta Asya Koordinatörü Dr. Hayrünnisa Aligil'den aldığım bilgiye göre, bu güzellik ve temizlik ürünleri halen Sağlık Bakanlığı'nın iznine tabi...
Yani malın pazara sunulması için izin gerekli. AB yasalarına uyum çerçevesinde işler değişiyor.
Pazar içi denetime geçiş başlıyor.
Ancak işte tam bu noktada bir sıkıntı var: Sağlık Bakanlığı'nın elinde özellikle de taşrada denetim yapacak deneyimli eleman yok. Zira denetim yapmak, dosyalara vakıf olmak, teknik bilgi gerektiriyor.
AB'nin verdiği eğitimlerden geçmek için yabancı dil bilmek gerek.
Sektörde faal olan dernekler de eğitim vermek konusunda gönüllü, ancak Sağlık Bakanlığı henüz bu konuyaçözüm getirmemiş.