Fransızlar "Sarkozy’yi çözemiyoruz" derdindeydi. O da ne yaptı? Yazar Yasmina Reza’nın tam bir yıl boyunca kendisini bir gölge gibi izlemesine izin verdi.
Cumhurbaşkanı Gül’ün peşine, böyle popüler bir kadın yazar takılsa, "röntgenini" çekse kafalardaki soru işaretleri bir nebze dağılır mıydı?
Abdullah Gül 11. Cumhurbaşkanımız olarak Çankaya’da.
Kimilerimiz mutlu, kimilerimiz kaygılı.
Çankaya Köşkü’ne yerleşme dönemi 30 Ağustos’a denk geldiği için vaziyet biraz karmaşık bir hal almadı değil.
Gül’ü yakından kutlamak isteyen bazı gazetecilerin daha ilk günden Çankaya Köşkü’nün yolunu tuttuğunu öğrendik.
Şimdi gözler Çankaya Köşkü’ndeki "eşli" resepsiyonda.
Hayrünnisa Gül’ün ağırlayacağı resepsiyon haliyle pek merak ediliyor.
Çevreme kulak verdiğimde "kaygılı" sesler hiç de öyle dikkate alınmayacak kadar az değil.
Laikliğin "kemirileceği", "Milli Görüş" ideolojisinin ağır basacağı endişesini taşıyanlar özellikle Fethullah Gülen’in tebrikine takmış durumdalar.
Gülen’in gazeteye verdiği ilan şeklindeki tebrik beyinlerde bir soru işareti.
Cumhurbaşkanı Gül ilk günkü konuşmasında herkesi kucaklayacağını söylemedi mi?
Söyledi.
Şeffaf olacağını da ilave etmedi mi?
Etti.
Yine de kaygılar asla dağılmış değil.
Hatırlıyorum, Gül’den birkaç ay önce Fransa cumhurbaşkanlığına seçilmiş olan Nicolas Sarkozy aynı türden olmasa da Fransızlarda bazı kaygılara yol açıyordu.
Fransız arkadaşlarım "Bu adamı çözemiyoruz" derdindeydi.
Hırsı, ilişkileri korkutuyordu.
SARKOZY’NİN GÖLGESİ
Sarkozy ne yaptı?
Tiyatro, roman yazarı ve aynı zamanda oyuncu Yasmina Reza’nın tam bir yıl boyunca kendisini bir gölge gibi izlemesine izin verdi.
Gerçi öneri Yasmina Reza’dan gelmişti ama Sarkozy fırsatı kaçırmadı.
İçini, dışını ortaya dökecek, her haliyle kendisini Fransızlara anlatacak böyle bir fırsat bir daha eline geçebilir miydi?
Gerçi genç kadını hiç tanımıyordu ama riski aldı.
Yasmina Reza, İçişleri Bakanı olduğu 2006 yılı haziran ayından 2007’in haziran ayına kadar Sarkozy’nin peşinden ayrılmadı.
Aynı uçakta ABD’nin, İngiltere’nin, Almanya’nın, İspanya’nın yolunu tuttu.
Sarkozy’nin seçim kampanyasını adım adım izledi.
Dolaştığı fabrikalara, kurmaylarıyla katıldığı gizli toplantılarına hep not defteriyle gitti.
Parti kulislerinden, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair ile kahvaltısına kadar Yasmina Reza,Sarkozy’yi bir an yalnız bırakmadı.
Belki karısı Cecilia’dan fazla gezilerine eşlik etti.
Tuhaf serüvene "sizli, bizli" başlayan ikili, bir yıl sonra bayağı samimi oldu.
Hatta bir dergide gördüğüm, kampanyanın sonuna doğru çekilmiş bir fotoğrafta, Yasmina Reza ile dans eden Sarkozy partnerine bayağı sıkı sarılmış görünüyordu.
GÖZÜ ROLEX’TE
İddialara göre, Sarkozy, peşinde sürekli not alan bu genç kadın konusunda kendisini uyarmak ihtiyacını hissedenlere de şöyle cevap vermiş: "Onu tamamiyle serbest bırakıyorum. Bırakmadığım takdirde esas o zaman bir felaketle karşı karşıya kalabilirim."
Sarkozy gazete okurken gözü Rolex marka saatin ilanına mı takılıyor?
Yasmina Reza hemen not alıyor.
Sarkozy’nin en yakınlarına davranış biçimi, refleksleri, parıltılı şeylere kapılıp gitmesi, ağaçtan böcekten nefret etmesi, zenginlerin purolarına merak olması, çikolataya çocukça düşkünlüğü gibi şeyler Yasmina Reza’nın piyasaya yeni çıkacak kitabında.
"Sarkozy’nin gizli yüzü" diye lanse edilen kitap Fransa Cumhurbaşkanı’nın ruhunun ne kadar derinliklerine inmiş emin değilim.
Ama bir insanın her haliyle "röntgenlenmiş", şeffaflaşmış durumu belki bazılarına sıcak gelebilir.
İnsan, "Bu adam sanıldığı kadar ürkütücü değilmiş" filan diye düşünebilir.
Yasmina Reza’nın kitabı bana ilham kaynağı oldu doğrusu.
Cumhurbaşkanı Gül’ün peşine, öyle popüler bir kadın yazar takılsa, "röntgenini" çekse kafalardaki soru işaretleri bir nebze dağılır mıydı?
Acaba?
Peki sizin aklınıza hangi kadın yazar geliyor mesela?