‘Gökyüzü’nün Yarısı’na hepinizi bekliyoruz

Ajandama haftalar öncesinden not aldım.

25 Kasım’da Vuslat Doğan Sabancı’nın ve BM Nüfus Fonu Türkiye temsilcisi Zahidul Huque’un ortak davetiyle Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki “Gökyüzü’nün Yarısı” Konferansı’nda olacağım.

“Gökyüzü’nün Yarısı Kadınlarındır” kadınlarla erkeklerin eşit olduklarını ifade eden harika bir Çin atasözü.

Aynı zamanda bir kitabın adı.

New York Times yazarları Nicholas Kristof ile Sheryl WuDunn’un kaleme aldıkları kitap Çin’den Ruanda’ya Güney Afrika’dan Hindistan’a her türlü şiddete uğramış kadın hik^ayelerinden oluşuyor.

Hik^ayeler kişisel tanıklıklara ve belgelere dayanıyor.

Çoğunlukla bizim gazetelerde sıklı rastladığımız hikâyeler bunlar.

Namus cinayetlerine kurban gitmiş, aile içi şiddete, cinsel tacize, toplu tecavüzlere maruz kalmış, fuhuşa zorlanan gencecik insanların trajik yaşamları.

2009 yılında ABD’de yayınlanan Kristof ve WuDunn’un kitabı “en çok satan” kitaplar listesine girmiş.

SIRA DIŞI KONUŞMACILAR

Uzun yıllar birlikte ekip halinde haber peşinde koşan Kristof ile WuDunn 1998 yılından beri evli.

Birlikte yaptıkları çalışmalara kendilerine Pulitzer ödülünün getirmiş.

Dünya Ekonomik Forumu’nun “Cinsiyet Uçurumu” Raporu’nda her yıl son sıralarda yer alan, gayri resmi rakamlara göre 2011 yılının ilk yedi ayında 935 kadının öldürüldüğü Türkiye gibi bir ülke kitaba kayıtsız kalamazdı elbette.

Elif Şafak’ın önsözüyle Doğan Kitap’tan yayınlanan kitap önümüzdeki hafta piyasada.

Türkçe baskısında ayrıca Emel Armutçu’nun çok yakından izlediği aile içi şiddet öyküleri yer alıyor.

Fatma Şahin ile Egemen Bağış’ın katılacakları konferansta “Gökyüzü’nün Yarısı”  dağıtılacak.

Konferansın konuşmacılarından bazıları “Gökyüzü’nün Yarısı” kitabında adları sıkça geçen STK temsilcileri.

Kitapta anlatılan her şeyi yakından yaşamış kişiler.

Örneğin Hindistan’da Mumbai’de “seks köleliğine” karşı mücadele eden fahişelerin 1992’de kurmuş olduğu Apne Aap Derneği.

Derneği kuran 22 fahişe AİDS ya da yoksulluk yüzünden bugün hayatta değiller.

Ancak kurdukları dernek Apne Aap faaliyetini katlayarak sürdürüyor.

ACİL YARDIM HATTI

Daha yeni Hindistan’daki çağ dışı fuhuş sistemini çökertmek için parlamentoya çağrıda bulunmuş.

25 Kasım günü Apne Aap temsilcisine kulak vereceğiz.

Aynı şekilde “Gökyüzü’nün Yarısı” Kitabı’nda önemli bir yer tutan “Equality Now” (Şimdi Eşitlik” Derneği’nin bir temsilcisi de konuşacak.

Dünyada kız çocuklarına ve kadınlara karşı şiddet ve ayrımcılıkla mücadele eden bu derneğin 160 ülkede 35 binden fazla üyesi var.

Konferansta ayrıca, Bosna’dan “Yerel Demokrasi Vakfı” , Mor Çatı, Kamer, Hürriyet Acil Yardım Hattı temsilcileri de deneyimlerini paylaşacak.

“Gökyüzü’nün Yarısı”na herkesi bekleriz.

Kırmızı’dan Mor Çatı’ya destek

GAZETECİ Seda Kaya Güler’in kadın dergisi “Kırmızı” bu ay kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için “Dikkat Erkek Var” başlığını kullanmış.

“Kırmızı” 25 Kasım nedeniyle bu satış gelirinin yüzde 10’unu Mor Çatı’ya bağışlıyor.

Türkiye’nin önde gelen kadın girişimcilerinin ortaklığıyla geçtiğimiz mart ayında hayata geçen “Kırmızı” yıl sonuna kadar 250 ortağa ulaşmayı hedefliyor.

Yayıncılıkta “bağımsız ve ortaklı” yepyeni bir modeli deneyen Seda Kaya Güler’in hayalleri büyük.

Ortaklar çoğaldığı zaman kendi dağıtım ağına kurarak, daha çok kadına ulaşmayı ve onlara iş sahibi olmanın yollarını göstermeyi istiyor.

“Kırmızı Akademi” adıyla kişisel gelişim toplantıları düzenlemeye başlamış bile.

Arkasında güçlü bir sermaye olmayan Seda Kaya Güler’in işi kolay değil.

“Kırmızı”nın ayakta kalması, yaşaması tüm kadınlar için önemli.

Akdeniz için Birlik tıkır tıkır çalışıyor

AKDENİZ İçin Birlik (AİB) oluşumunu hangimiz hatırlıyor?

Oysa bir dönem, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin “zengin kuzey ülkeleriyle, yoksul güney ülkeleri arasındaki diyalogu” güçlendirmek için hayata geçirilmiş Barselona Süreci yerine ortaya attığı “Akdeniz İçin Birlik” projesi bayağı konuşuluyordu.

Türkiye, önceleri “Akdeniz Birliği” diye anılan olan projeye “AB üyeliğini yerine öneriliyor” diye karşı çıkmıştı.

Sonra adı “Akdeniz İçin Birlik” oldu ve günün birinde Türkiye’nin de 43 ülkeli projeye dahil olduğunu duyduk.

Önceki gün The Marmara Oteli’nde TOBB’un ağırladığı “Euromed” toplantısında rastladığım Büyükelçi Yiğit Alpogan’dan Akdeniz İçin Birlik ile ilgili son gelişmeleri öğrendim.

Yiğit Alpogan, Genel Sekreter Yardımcısı ve birliğin merkezinin olduğu Barselona’da yaşıyor.

Alpogan’a kulak verince, AİB’nin, uzun yıllar yakından izlediğim Barselona Süreci’ne göre, daha pratik, uygulanabilir projelere odaklandığını fark ettim.

AİP Genel Sekreteri’ne bağlı altı yardımcı var.

Bunlardan üçü AB, diğer üçü AB üyesi olmayan ülkelerden.

Her biri Akdeniz bölgesi için “öncelikli” olarak belirlenmiş altı başlıktan sorumlu.

Çevre-Su, Ulaştırma-Şehircilik, Enerji-Yenilenebilir Enerji, Sosyal İşler, Bilim-Teknoji ve Kobi’ler.
 

Gazze'ye 610 milyon Euroluk proje

Yiğit Alpogan Ulaştırma ve Şehircilik başlığından sorumlu.

Dünkü sohbetimizde “ Geçtiğimiz nisan ayında teşkilatın çerçevesi tam olarak belirlendi. Haziran ayında da ilk projemiz kabul edildi. Herkes uyumlu bir şekilde çalışıyor. Filistinli-İsrailli aynı çatı altında” diyor.

AİP’nin ilk projesi Gazze’ye 610 milyon euroluk, tuzlu suyu tatlı suya çeviren bir tesis.

Bilim-Teknoloji’yle ilgili 3 projede de kabul edilmiş.

Arap öğrencilerinin demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü alanlarında eğitimi için Avrupa üniversitelerinde master programlarına başlamaları kabul görmüş ayrı bir proje.

Yiğit Alpogan ve ekibi halen Akdeniz’de şehircilik ve ulaşım üzerinde bir proje üzerinde çalışıyor.

Peki projelerin finansmanı?

“Avrupa Yatırım Bankası,�Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, Dünya Bankası, özel fonların kapılarını çalıyoruz. Genellikle zorlukla karşılaşmıyoruz” diyor.

Yukarıda saydığım alanlarda ciddi projesi olanlar AİB’ye başvurabilirler.

Daha fazla bilgiye www.ufmsecretariat.org adresinden ulaşmak mümkün.