Göbeklitepe Unesco Dünya Mirası listesinde: Şanlıurfa’ya şan kattı Turizmini sıçratacak

Bahreyn’de düzenlenen 42. Dünya Mirası Komite toplantısında “Unesco Dünya Mirası Listesi” ne girmeyi başardı.

Göbeklitepe, Türkiye’den bu prestijli listeyi girmeyi başaran 18. Kültür varlığı.

Twitter üzerinden izlediğim Unesco’nun “Acil” diye geçtiği haberi okuyunca nasıl sevindiğimi anlatamam.

Göbeklitepe 2011 yılında Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmıştı.

Son dönemlerin en önemli arkeolojik keşfi sayılan, insanlık tarihinin yeniden yazılmasına yol açan Göbeklitepe’nin bu başarısının ardındaki isimleri kutlamak gerek.

Bunların başında elbette, dünyanın en eski tapınak merkezini ortaya çıkartan ve dünyaya duyuran Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt geliyor.

Prof. Dr. Klaus Schmidt ne yazık artık aramızda değil.

İkinci alkış, Göbeklitepe’nin 20 yıl süreyle ana sponsorluğunu üstlenmiş olan Doğuş Grubu’na.

2015 yılında Dünya Ekonomik Forumu sırasında Göbeklitepe’nin tanıtımını yapan Doğuş Grubu aynı yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı ile 20 yıllık bir işbirliğine imza atmıştı.

UNESCO’NUN DİKKATİNİ ÇEKMİŞTİ

Doğuş Grubu, Göbeklitepe’nin iletişim, kazı, araştırma ve koruma çalışmalarını destekleyerek sponsorluğunu 2035 yılına kadar sürdürecek.

Geçtiğimiz mayıs ayında ziyaret etme fırsatını bulduğum Göbeklitepe’deki benzersiz ziyaretçi merkezi ve ek binaların yapımı için Doğuş Grubu şimdiye kadar 15 milyon dolar harcamış.

Bakanlık ile işbirliği çerçevesinde bu rakamın 2035 yılına kadar 20 milyon dolar olacağı hesaplanıyor.

Doğuş Grubu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasındaki işbirliği Unesco’nun da dikkatini çekmişti.

2016 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen 16. Dünya Miras Komitesi toplantısında bu özel sektör ile kamu arasındaki işbirliği örnek bir vaka olarak ele alınmıştı.

ZEUGMA AĞLIYOR

Daha önceki Göbeklitepe yazısında dikkat çekmiştim.

Göbeklitepe olsun, Zeugma olsun ya da Afrodisias olsun arkeolojik bir alanın uzun soluklu sponsorluklarla devam etmesi önemli.

Zeugma örneğinde, Amerikan Packard Vakfı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na 10 yıllık bir sponsorluk anlaşması önermişti.

Ne yazık ki öneri hayata geçemedi.

Göbeklitepe’nin Dünya Mirası Listesi’ne alınması üzerine, Gaziantep’teki yerel Sabah Gazetesi’nin sahibi, arkadaşım Aykut Tuzcu “Zeugma Ağlıyor” diye bir yazı kaleme almış.

Tuzcu, Zeugma’nın maalesef h^al^a geçici listede olduğunu söylüyor.

Bir türlü asıl listeye alınamamasından ötürü mutsuzluğunu dile getiriyor.

Zeugma’nın dünya medyasının ilgisini çekmesinde büyük emeği olan Tuzcu haklı.

Bu arada Göbeklitepe’nin listeye alınması için uğraşan Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Unesco Türkiye Milli Komitesi’ne de büyük alkış.

ŞANINA ŞAN KATACAK

Peki gelelim esas soruya…

Göbeklitepe’nin Unesco Dünya Mirası Listesi’ne alınması ne işe yarayacak?

Öncelikle Şanlıurfa’nın şanına şan katacak

Turizmini sıçratacak.

Şanlıurfa 2015 yılında açılan ve Göbeklitepe buluntularının olduğu da olduğu Müze Kompleksi’yle zaten turizmin gözdesi olmuştu.

Göbeklitepe’nin bu prestijli listeye alınması kuşkusuz Şanlıurfa’yı yabancı turistler için de bir çekim merkezi haline getirecek.

Bunun yanı sıra Unesco Dünya Mirası Listesi’ne giren kültür varlıkları, yerel halkta farkındalık yaratıyor, sahiplenmeyi ve dolayısıyla korumayı tetikliyor.

Listeye giren alanlar ayrıca, Unesco’nun finansal desteğinden de yararlanıyor.

Zeugma başta, Türkiye’de�Unesco’nun geçici listesinde olan kültür varlıklarının hızlıca  kalıcı listeye alınmaları diliyorum.

Bizim Unesco Dünya Mirası Listesi’ndeki 18 kültür varlığımıza karşılık örneğin İtalya’nın 51 kültür varlığı var.

Bize gelen turist sayısı yılda 30 milyon civarında, İtalya’yı ise yılda 50 milyonu aşkın kişi ziyaret ediyor.

Bilmem derdimi anlatabildim mi?

DEVLET OPERA VE BALESİ’NİN UNUTULMAZ 9. ULUSLARARASI İSTANBUL OPERA FESTİVALİ

İSTANBUL’da yaz demek festival demek.

İKSV’nin müzik festivalinin hemen peşinden gelen caz festivali ile hemen hemen aynı günlerde Devlet Opera ve Balesi’nin 9. Uluslararası Opera Festivali sanatseverlere unutulmaz anlar yaşattı.

En son dün gece Zorlu PSM’de, Yunanlı efsane besteci Mikis Theodorakis’in,  Nikos Kazancakis’in romanı üzerine bestelediği Zorba’yı Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılarıyla izledik.

21 Haziran-7 Temmuz tarihleri arasındaki İstanbul Opera Festivali’nin galasında ise Leyla Gencer’in de öğrencisi olan ünlü soprano Nino Machaidze’yi dinledik.

İstanbul Arkeoloji Müzesi’ndeki “Saraydan Kız Kaçırma” gösterisini “kaçırdım” ama Verdi’nin yine Zorlu PSM’de çok özel bir prodüksiyonla, dev aynalarla sahneye konan “La Traviata”sını dinleme fırsatını buldum.

Kaçıranlarınız varsa, Sevgili Zeynep Oral’ın bu gösteriyle ilgili yazısını mutlaka okuyun.