Paylaş
İNOVOSYON konusunda sınıfta kaldığımız sır değil.
473 milyar liralık bütçede Ar-Ge’ye sadece 2,8 milyar liralık bir ödenek ayrılırsa “Küresel İnovasyon Endeksinde” 142 ülke arasında 68. sırada olmamıza şaşırmamak gerek.
Ne ki bu tabloya rağmen aradan sıyrılıp inovasyon alanında yıldız gibi parlayan, dünyada ilkleri başarmış şirketlerimiz yok değil.
İki örnek vereceğim.
Bir tanesi dümeninde Elif Çoban’ın olduğu, TİM verilerine göre Türkiye’nin en fazla çikolata ve çikolata ürünleri ihraç eden şirketi Şölen.
Diğeri Fransızların 2012 yılında TMSF’den satın aldıkları Multinet Up Şirketi.
Şölen’den başlarsak, Elif Çoban son buluşmamızda 15. yılını geride bırakan çocuk markası Ozmo’yu bir dünya markası yapmayı hayal ettiğini ve bunun için en fazla şirketin yenilikçiliğine güvendiğini söylüyor.
Şölen’in cirosunun yüzde 20’sini teşkil eden Ozmo’nun yenilikçiliği hem çikolatanın şekillerinde, hem gıda güvenliğinde.
Elif Çoban sohbetimizde hatırlatıyor.
Otomatik tesislerde üretilen lolipop çikolatası “Ozmo Fun” sadece Türkiye’de değil dünyada bir ilk.
“Odağımızda yenilikçilik var” vurgusunu yapan Elif Çoban “Şölen çatısı altında devrimsel bir nitelik taşıyacak bir ürünü yakında piyasaya çıkartıyoruz” diyor.
Sözünü ettiği yenilikçilik gıda güvenliğiyle ilgili.
Elif Çoban bu konuda ABD ya da AB’ye değil, Doğu’ya Japonya’ya bakıyor.
İlk kez 15 yıl önce Japonya’ya bir gıda fuarına gittiğinde bu ülkenin üretim süreçlerinden etkilenmiş.
Bu konuda Japonlarla çalışmaya başlamış.
“Gıda güvenliği konusunda en iyisi Japonya” diyor.
Devrimsel nitelik taşıyan ürünün ne olduğunu da gözleri parlayarak söylüyor.
Şöyle ki, herhangi bir katkı maddesi olmaksızın gıdanın tazeliğini koruyacak yenilikçi bir ambalaj hazırlığında Şölen.
Elif Çoban, üç yıl önce Biscolata reklamıyla birbirinden yakışıklı erkeklerle reklam dünyasında devrim yapmıştı.
Bu da gıda güvenliğinde devrimi olacak.
Fransızların inovasyon kapasitesini beğenip satın aldığı şirket
FRANSIZLARIN ödeme sistemleri şirketi Up Group bundan beş yıl önce Türkiye’de aynı alanda faaliyet gösteren Multinet’i TMSF’den 90 milyon dolara almıştı.
Bu satın almanın hayata geçmesini sağlayan 3 Seas Capital Partners CEO’su Şevket Başev, Multinet Up adını alan şirketin Yönetim Kurulu Başkanı olmuştu.
Başev önceki gün de evlendirdiği şirketin yüzde 50 hissesini satın aldı.
Bu yeni ortaklık İstanbul’a gelen Up Group CEO’su Catherine Coupet ile birlikteydik.
Çalışanlarının hissedar oldukları ilginç bir modele sahip Up Group’un CEO’su Multinet ile ilgili bakın ne diyor?
“Türkiye genç, dinamik bir pazar olduğu için bu ülkeye girmeyi istiyorduk. Ama en çok Multinet’in inovasyon kapasitesi bizi etkiledi”.
Meğer Hayyam Garipoğlu’ndan TMSF’ye geçen şirketi yemek işinde dünyadaki ilk akıllı kartı yapmış.
Coupet “Biz Fransa’da ödeme sisteminde kağıttan karta yeni geçiyorduk. Multinet’in dijital teknolojisi bizden ilerdeydi” diyor.
Kartlı ödeme sistemi derken özellikle kurumların çalışanlarına yemek, otel, araba kiralama gibi şeyler için verdikleri “akıllı kartları”ı anlıyoruz.
Multinet UP’in Türk Telekom’dan KOBİ’lere uzan geniş yelpazesi şimdilik 20 bin kurumsal müşteriyi kapsıyor.
Çiçeği burnunda yeni ortak ve Yönetim Kurulu Başkanı Şevket Başev, dünyada en hızlı değişimi gösteren sektörün ödeme sistemleri olduğunu belirtiyor.
“Önümüzdeki dönem Ortadoğu, Afrika ve özellikle Asya’da büyümeyi hedefliyoruz” diyor.
Ar-Ge’si Türkiye’de yapılan ödeme sistemlerinin yakın bir gelecekte Çin ya da Hindistan’da kullanılması işten bile değil.
Paylaş