Paylaş
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan bu yana tanıdığım, daima “çözüm odaklı” çalışan Şahin sunumuna başlarken “Bu yılki festival ile global vizyonumuzu gerçekleştirme yolunda önemli bir adım daha atmış olacağız” diyor.
Gaziantep’in Dünya Bankası tarafından en rekabetçi 7 şehirden biri olarak seçildiğini hatırlatıyor.
“Ancak sürdürülebilir kalkınma için ekonomik başarı yeterli değil tarih ve kültürel mirasın farkındalığı da gerekli” diye ekliyor.
Fatma Şahin bu noktada önemli bir vurgu yapıyor.
“Kültürel mirasını kim fark eder ve uluslararası boyuta taşır ise kazanır çünkü bu miras kalkınma ve ekonomik kazanç olarak geri dönüyor” diyor.
Gaziantep’in bu kültürel mirasının büyük parçası kuşkusuz gastronomisi.
2015 yılında UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı’na “Gastronomi Şehri” olarak seçilen Gaziantep, Şahin’in işaret ettiği gibi dünden bugüne gastronomi şehri olmadı.
Nitekim sunumunda gösterdiği Geç Hitit döneminin önemli şehirlerinden Karkamış kazılarında ortaya çıkan Kubaba Steli bunu ortaya koyuyor.
Kubaba stelinde başak
Halen Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bulunan1500 yıllık stelde, Tanrıça Kubaba elinde bir başak tutuyor.
“Karkamış’tan çıkan stellerde tohum, şölen, halay çekmek gibi şeyler var” diyen Şahin “Biz bu medeniyetlerin bir parçasıyız” diye ekliyor.
UNESCO DÖNÜM NOKTASI
UNESCO tarafından “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilerek “Gastronomi Şehri” seçilmek Gaziantep’in gastronomide uluslararası bir destinasyon haline gelme vizyonunu şekillendiren bir dönüm noktası.
Fatma Şahin de bunu fırsatı çok iyi değerlendiren bir belediye başkanı.
(Hatay örneğin aynı kategoride seçildiği halde değerlendiremedi).
Hem kamuda hem Gaziantepliler arasında gastronomi ile ilgili farkındalık artmış.
Örneğin keçi sütüyle özel bir peynir üreten çiftçi kadınlar desteklenmiş.
Bununla ilgili Fatma Şahin “Kadınların süt sağarken bileklerinden sakatlandıklarını tespit ederek süt makineleri dağıttık” diyor.
Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin
Kısaca, Gaziantep’te gastronominin turizm başta nasıl kapılar açabileceği fark edilmiş.
UNESCO sürecinde Mutfak Sanatları Eğitim Merkezi, Mahalle Mutfakları, down sendromlu çocukları çalıştığı Mutlu Kafe, Glutensiz Bir Başka Kafe, Mutfak Sanatları Merkezi gibi projeler hayata geçmiş.
Tohum Bankası, Baharat Kütüphanesi gibi projeler hazırlanmış.
En önemlisi çoğrafi işaret tescil çalışmaları hızlanmış.
“Sanayi, Ticaret odaları dahil herkes işin bir ucun tuttuğu için hızlandık ve 23 ürünün çoğrafi işaretini aldık. 50 ürünümüz patent dairesinde bekliyor” diyor Fatma Şahin.
Çoğrafi işaret ne işe yarayacak?
“Gaziantep ürünleri hem dünyanın önemli lokantalarının mönülerinde, hem gurme marketlerin raflarında yer almalarını sağlayacak” diyor Şahin.
Gaziantep’in mutfağıyla, tescilli ürünleriyle dünyaya açılmasını sağlayan en önemli adımlardan biri dediğim gibi GastroAntep.
İRAN FISTIĞI YERİNE ANTEP FISTIĞI
Geçen yıl katıldığım için bizzat görmüştüm.
Kimileri Michelin yıldızlı olan uluslararası şefler sahnede, Anteplilerin önünde yaptıkları yemeklerde şehre özel ürünleri kullanmışlardı.
Düşünün ki, ünlü bir şefin Antep’te gastronomi festivalinde kullanarak beğendiği bir ürünü kendi memleketinde, kendi lokantasında kullanmasına yol açıyorsunuz.
Pasta yapımında belki İran fıstığı yerine bundan böyle Antep fıstığını kullanacak.
Fatma Şahin “Bir kadın belediye başkan geldi yeme-içme ile uğraşıyor. Bunca sıkıntı arasında buna ne gerek var diye düşünenler olabilir. Ancak bu yaptıklarımız geleceğe yönelik. Bugünün sıkıntılarını çözecek çünkü ekonomik başarı, istihdam, Antep Mutfağı’nın uluslararası gurme haritasında yer alması gibi bize geri dönecek” derken yerden göğe haklı.
Paylaş