Fransa, İngiltere’ye hidrojen bombasının sırları karşılığında evet demişti

AVRUPALI liderlerin Türkiye için alacakları kararı bugün öğrenmiş olacağız.

Bu satırların yazıldığı dakikalarda müthiş iyimser bir hava var.

Hele Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ı, Fransızların ünlü anchorman’i Patrick Poivre d’Arvor karşısında dinledikten sonra müzakereler için ‘yeşil ışık’ tamam gibi.

Doğrusu, Chirac’ın konuşması hepimizi pek mutlu etti.

Peki ya Fransızları?

Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkan Fransızların yüzde 67’sini ikna etmeyi başardı mı?

Ya Fransız politikacıların tepkisi.

Geçenlerde iktidardaki UMP partisinin başına geçen Nicolas Sarkozy, Chirac’ın konuşmasından sonra ‘Galiba parti içinde işleri yatıştırmak bana düşüyor’ demiş...

Avrupa Birliği ile müzakereler başladığı takdirde Türkiye’nin üyeliğine pek sıcak bakmayan Sarkozy’yi yumuşatmanın yolunu bulmalı galiba.

Zira, Sarkozy’nin gözü Chirac’ın koltuğunda.

Müzakereler en az 10 yıl süreceğine göre günün birinde er ya da geç karşımızda onu bulacağız.

HEM VETO, HEM REFERANDUM

Chirac
’ın konuşmasına dikkat ettiyseniz, müzakerelerin sonunda Fransızlara Türkiye’yle ilgili bir referandum sözü veriyor.

2014 ya 2015 yılında iktidarda olmayacağına göre sözü biraz havada kalıyor.

Belli ki Chirac hem Türkiye’yi küstürmemek, hem Fransız halkına ‘merak etmeyin son söz sizde’ mesajı vermek istiyor.

Sanmayın ki, Fransızlar sadece Türkiye için bu kadar kıyameti koparıyor.

Fransa 1961 ve 1967 yıllarında İngiltere’nin üyeliğini veto etmiş.

Tam iki kez.

Üyelik müzakereleri 1969 yılında başlamış.

Fransa ancak 1973 yılında referandum yaparak ‘evet’ demiş.

Fransızların İngiltere’ye ‘evet’ demesinin ilginç bir hikayesi var.

Yıllar önce Nouvel Observateur Dergisi’nde okumuş, hatta yazmıştım.

De Gaulle dönemindeki vetonun nedeni, Fransa’nın İngiltere’ye Avrupa’daki ‘Truva Atı’ gözüyle bakması.

İngiltere üye olursa ABD’nin çıkarlarına hizmet edecek gözüyle bakıyor.

Yıllarca direniyor.

Fransa’yı dize getirmeyi başaran, İngiltere’nin atom çalışmalarını yürüten bir İngiliz bilim adamı.

Adı bugün dahi açıklanmıyor.

İngiltere’nin Aldermaston’daki atom merkezinde çalışan bilimadamı, hidrojen bombasının peşinde olan Fransa’ya sırları vermiş.

De Gaulle’ün iktidardan ayrılmasından birkaç ay sonra Fransa hidrojen bombasını başarıyla denemiş ve ancak bundan sonra müzakerelere yeşil ışık yakmış.

İngiltere’nin AB üyeliğinin arkasındaki gerçek bu.

Nouvel Observateur’e göre sır tam 30 yıl sonra açıklanmış.

Bu hikayeyi neden anlattım?

Müzakereler süresince karşımıza kim bilir neler çıkacak, kim bilir nelerle karşılacağız?

Her türlü şeye hazır olalım.

Onların çocukları bizim çocuklarımız

CHİRAC
’ın konuşmasından sonra Fransız televizyonunda şöyle bir yorum vardı:

‘Belki 10 yıl sonra şimdi Türkiye’ye hayır diyenlerin çocukları evet diyecek, evet diyenlerin çocukları ise hayır diyecek.’

Fransa’da yıllar sonra referandum yapılırsa eğer hava bugünkünün tam aksi olabilir.

Aslında bu yorum bizim için de geçerli.

Türkiye’de bir AB yanlısı ile birAB karşıtının çocuklarının yıllar sonra ne düşüneceğini nasıl bilebiliriz?

Bugün Avrupa üyeliğinin Türkiye ve gelecek nesiller için çok daha iyi olacağına inanıyoruz.

Çünkü önümüzde Avrupa ülkelerinin üyelikten sonra nasıl bir refah düzeyine eriştiklerinin örneği var.

Yanılacağımızı sanmıyorum.

Bebekler için 1 trilyon lira

DÜN
postadan çıkan Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince imzalı mektup aslında günün anlam ve önemine uygun.

Türkiye Bankalar Birliği, ‘Çocuklara Sağlıklı Gelecek’ diye 2003 yılında başlattığı kampanyayı yeni bir programla sürdürme kararı almış.

Türkiye’de her yıl dünyaya gelen 1 milyon 400 bebek arasında ölüm vakaları yaygın.

Bin bebekten 28’i daha ilk aylarda yaşamını yitiriyor.

Türkiye Bankalar Birliği 1 trilyon lira ayırdığı kampanyası sayesinde 2003 yılında bin 700 bebeği yaşama kavuşturmuş.

Yeni program çerçevesinde ise genç anneler bilinçlendirilecek.
Yazarın Tüm Yazıları