Paylaş
Etkinlik arka fonda Sezen Aksu’nun şarkısının olduğu harika bir Antakya belgeseliyle ile başlıyor.
Belgeselde çocuklar, evleri renkgarenk boyanmış eski mahallelerde neşeyle koşuşturuyor.
Miniklerin yüzlerinden mutluluk akıyor.
Madalyonun arka yüzünde Hatay’daki çocukların hepsi öyle mutlu değil ne yazık ki...
Anlatayım.
Grup halinde şehrin en eski yerleşim merkezlerinden Kurtuluş Caddesi’nden geçerken bizlere biraz şaşkınlıkla bakan 7-8 yaşlarında iki çocuğa rastladım.
Biri içinde yuvarlak bir ekmeğin olduğu bir poşet tutuyordu.
Okula gidip gitmediklerini sordum.
Çocuklardan biri poşeti tutan diğerini kafasıyla işaret ederek “O okula gitmez Suriyeli” diyor.
Minik Suriyeli “Ben fırında çalışıyorum, okul yok” diye geveliyor çat pat Türkçe’siyle.
Kayıtlara geçmemiş bir çocuk işçi karşımda.
Belli ki okula gideceği, yaşıtlarıyla o belgeseldeki çocuklar gibi sokaklarda eğleneceği yaşta ailesinin geçimine katkı yapmak zorunda.
ÇOCUKLARIN YARISI OKULA GİTMİYOR
Hatay’ın ağırladığı 400 bin Suriyeli göçmen arasında 100 bin çocuk olduğu ve bunların ancak yarısının okula gittiğini resmi rakamlardan biliyoruz.
Hatay’da ve Suriyeli göçmelerin yaşadığı diğer şehirlerde okula gitmeyen Suriyeli çocukların kaçının “çocuk işçi” olduğunu söyleyecek bir istatistik yok ortada.
Birkaç yıl önce Gaziantep’te bir lokantada Suriyeli küçük çocukların çalıştığına bizzat tanık olmuştum.
İstanbul’da, İzmir’de tekstil atölyelerinde Suriyeli çocukların çalıştığı zaman zaman medyaya yansıyor.
Hatta Suriyeli mültecilerin denizde boğulmalarına neden olan işe yaramaz yeleklerin imalatında Suriyeli çocukların çalıştığını okuduk.
Sayıları 3 milyona dayanan Suriyeli göçmenlerle birlikte Türkiye’deki çocuk işçilerin sayısı mutlaka hızla artıyordur.
Bununla ilgili bir çalışma, istatistiki bilgi var mıdır?
Suriyeli göçmenleri bir yana bırakalım, Türkiye’deki çocuk işçilerle ilgili rakamlar da net değil.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİNDE RAKAMLAR ÇELİŞKİLİ
DİSK’in çocuk istihdamıyla ilgili 2015 raporunda 1999-2006 yılları arasında çalışan çocuk sayısının 2 milyon 270 binden 890 bine düştüğü belirtilmiş.
Aynı raporda 2006 ile 2012 yılları arasında çocuk işçiliğinde azalma eğiliminin durduğu vurgulanmış.
Söz konusu raporda 2012 yılı için verilen çocuk işçi sayısı 893 bin.
12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü nedeniyle geçtiğimiz yıl Çukurova Üniversitesi’nde Unicef’in katkısıyla düzenlenen bir panelde ise karşımıza çıkan rakam 960 bin.
Panelin konuşmacıları arasında olan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ferdi Tanır, Türkiye’deki çocuk işçiliğinin en fazla Diyarbakır, İstanbul, Adana, Mersin ve Gaziantep’te olduğunu söylemiş.
Tanır, mevsimlik tarım, küçük ve orta boy sanayi işletmelerinde ve sokakta çalışan çocukları arasında 630 bin çocuk işçinin ağır koşullarda çalıştığını da belirtmiş.
Son yıllarda çocuk işçi ölümlerinin artması bunu doğruluyor zaten.
Öte yandan Dünya Ekonomik Forumu’nun geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir araştırmasında İLO’nun rakamlarına dayanarak küresel ekonomide 168 milyon çocuk işçinin olduğunu belirtiliyor.
ABD Çalışma Bakanlığı, hemen hemen her gün satın aldığımız 136 çeşit ürün ya da bunların parçalarında çocuk işçiliğinin ve da zorunlu işçiliğin kullanıldığını ortaya çıkartmış.
Son dönemlerde Türkiye’de büyük şirketlerin sosyal sorumluluk projelerinin pek çoğu eğitim gören çocukların gelişimine yönelik.
Çocuk işçiliğinin hızla arttığı bir ülkede bu projeler ne kadar adil bilemiyorum?
Paylaş