Paylaş
Gazete haberini okuduk geçtik ancak yeryüzünün bugünkü durumu şu:
Her hafta nüfusa 1,5 milyon insan ekleniyor.
2030 yılına gelince yüzde 30 oranında daha fazla su, yüzde 40 daha fazla enerji ve yüzde 50 daha fazla gıda gerekecek.
Kaynaklar derseniz hızla tükeniyor.
Bu gidişi tersine çevirmek mümkün olmasa da “zararın neresinden dönersek kardır” diye yenilikçi çözümler arayanlar arasında yeryüzüne en fazla zarar veren diye bellediğimiz enerji sektörü de var.
Shell Türkiye Başkanı Ahmet Erdem’in davetlisi olarak Rotterdam’da izlediğim “Enerji-Gıda-Su Forumu: Dayanıklılık Arayışı Forumu”nda yeryüzünü rahatlatmak için neler yapıldığını dinledik.
Özel sektör, kamu, ve bilim dünyasına çok iş düşüyor.
Karbondioksitin yüzde 80’ininden sorumlu şehirlerin küresel ısınmaya karşı attıkları adımlar önemli.
Bisikletti, güneş enerjisiydi, elektrikli çöp kamyonuydu derken Kuzey Avrupa şehirleri, bu konuda şampiyon.
Asya’da ise Singapur örneği var.
Daha çok gökdelen dikmek, daha çok ağaç keserek site yapmak, daha çok köprü inşa etmek, Karadeniz ile Marmara’nın nazik dengesini bozarak kanal açmak peşinde olan İstanbul bu işin neredesinde peki?
Geçelim.
Enerji sektöründe 2013’ün üst düzey yöneticisi seçilen Shell CEO’su Peter Voser anlatıyor:
“Yaklaşık 20 ay kadar önceydi. Telefonu aldım tanıdığım CEO’ları teker teker aradım. İklim değişikliği sorunlarını ele almak için işbirliği önerdim”.
Bu işbirliğinde Siemens, tarım sektörünün devlerinden Norveçli Yara, McKinsey gibi şirketler var.
Voser diyor ki “Sınırlar ötesi kamu-özel sektör-hükümet işbirlikleri önemli. Deneyimleri, çözümleri paylaşıyoruz”.
Shell bu çerçevede Güney Afrika’da su kaynakları, Irak’ta bataklıklar, Meksika Körfezi’nde azalan istiridyeler için projeler üretip uygulamış.
Petrol ve doğal gazda Exxon Mobil’den sonra ikinci sırada gelen enerji devi yeryüzünü kurtarmaya soyunur mu demeyin?
Oluyor işte zira günün birinde su kaynakları kuruduğunda o da işini yapamayacak.
Hepimiz aynı gemideyiz.
Irak’taki en büyük doğrudan yatırım
VOSER ile ayaküstü sohbette bu “rüya işbirliği”nin nasıl gittiğini sordum.
Fazla gürültü çıkarmadan iyi işler yaptıklarını söyledi.
Shell Türkiye Başkanı Ahmet Erdem Türkiye ise bilgileri aldık.
TPAO ile ortak başlatılan Güneydoğu’da kaya gazı ve Karadeniz ile Akdeniz’de petrol aramalarının devam ediyor.
Denizin derininde bir kuyu açmanın maliyeti 150 milyon dolar.
Shell henüz Kuzey Irak’ta yok ancak Bağdat ile Erbil arasında kalıcı bir anlaşma sağlanırsa durum değişebilir.
Irak’a en büyük doğrudan yabancı yatırım yapan şirketmiş.
Mecnun, Batı Kurna, Rumeyla’da dev yatırımları var.
Sadece Mecnun’da önümüzdeki dönemlerde günde 275 bin varil hesaplanıyor ki, 4-5 yıl içinde bu 1 milyona ulaşacak.
Erdem’in verdiği bilgiye göre, Shell’in 2012 cirosu 467 milyar dolar, k^arı 26.8 milyar dolar.
Ar-Ge’ye ise 1.3 milyar dolar ayrılıyor.
Nebahat Albayrak artık Shell’de
HOLLANDA’nın gelecek vaat eden politikacılarından Nebahat Albayrak artık Shell’de.
Uzun yıllar İşçi Partisi milletvekili olan, bir süre Adalet Bakanlığı Devlet Sekreterliği görevini üstlenmiş olan Nebahat Albayrak, İşçi Partisi liderliği için yarışmıştı.
Liderlik olmayınca politikayı bıraktığını açıklayan Albayrak, şimdi Shell’de arama ve üretim bölümünde dış ilişkilerden ve iletişimden sorumlu.
Tam olarak ne yaptığını sorduğumda Nijerya örneğini veriyor.
Shell’in faaliyet gösterdiği Nijerya’da boru hatlarından günde 150 bin varil petrol çalınıyormuş.
Hırsızlık en büyük zararı çevreye veriyor.
“Helikopterle gezdiğimde bunu gözlerimle gördüm” diyen Albayrak, Nijerya’da sürdürdükleri çalışmalar sayesinde Shell’in kaybını yüzde 5 oranına indirmeyi başardıklarını anlatıyor.
Öğrencilerimizin “yenilikçi” araçları yarışıyor
ROTTERDAM’da forumun yanı sıra Shell Eco Maratonu da düzenleniyor.
Shell’in en az yakıtla en uzun mesafeyi gidebilecek aracı ödüllendirdiği yarışmaya Türkiye’den bu yıl lise ve üniversitelerden 13 takım katılıyor.
Hepsini yarışma öncesi ziyaret ettik.
Kendi ürettikleri araçlarıyla pek gururluydular.
Kimi elektrik ya da hidrojen kimi güneş enerjisiyle çalışan bir kişilik araçlarıyla son hazırlıklarını tamamlıyordu.
Dikkatimi çekti: Çoğunun araçlarının üzerinde K. Atatürk imzası vardı.
Paylaş