Paylaş
Coca-Cola davetinin Davos’un kesinlikle en renkli, en kalabalık daveti olmasında Muhtar Kent’in payı büyük. Ünlü, ünsüz insanlarla inanılmaz sıcak ilişkiler kurmasını başaran, herkes için söyleyecek bir cümlesi olan Muhtar Kent’in önceki geceki davetinde kimler yoktu ki?
İstanbul Finans Merkezi Grubu olarak gelen Ali Ağaoğlu, Monaco Prensi Albert, eski Meksika Başkanı Calderon, Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, Amerikalı kongre üyeleri, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve eşi, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve eşi, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ve eşi.
Bizim iş dünyasından Arzuhan Doğan Yalçındağ ve Mehmet Ali Yalçındağ, Begümhan Doğan Faralyalı ve Ahmet Faralyalı, Güler Sabancı, Tuncay Özilhan, Agah Uğur, Hakan Binbaşgil gibi isimler kalabalıkta gözüme çarpanlar arasında.
JOHNSON İSTANBUL’U DESTEKLİYOR
Tabii bu arada İstanbul 2020 Olimpiyatları için lobicilik faaliyetlerinin burada hummalı bir şekilde sürdüren Hasan Arat’ı da eklemek gerek. Arat’ın yakasına bir İstanbul 2020 Olimpiyat rozeti taktıktan sonra sohbet ettiğim karizmatik Boris Johnson, babası tarafından büyük büyükbabasının Osmanlı döneminde Dışişleri Bakanlığı yapmış Ali Kemal Bey olması nedeniyle Türkiye’yi ve Türkleri sevdiğini söylüyor. “Londra’nın Olimpiyat deneyimlerini İstanbul ile paylaşmaya hazırım. İstanbul ve Türkiye’nin benim gönlümde yeri ayrı. Ayrıca İstanbul’un Tokyo ve Madrid’in yanında büyük bir şansı olduğuna inanıyorum” diyor. Elinde bir rozet torbası ve çantasında broşürlerle dolaşan Hasan Arat bırakın buradaki tüm Türkleri, Calderon, İngiltere eski başbakanı Gordon Brown gibilerinin de yakalarına rozeti takmış.
'ARAP BAHARI YETMEZ AMA EVET'
ÖNCEKİ günkü en ateşli oturumlardan biri BBC’nin düzenlediği ve katılımcılar arasında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da olduğu, Arap Baharı ülkeleriyle ilgili “Demokrasi Kazanıyor mu” oturumuydu. Gazeteci-yazar Thomas Friedman ile Arap Birliği eski genel sekreteri Mısırlı Amr Musa’nın katıldığı toplantının açılışı “Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da Arap Baharı’ndan sonra özgürlük, demokrasi, insan hakları için büyük bir fırsat vardı. Ancak şimdi otoriterizm kaygıları ağır basıyor” sözleriyle başlıyor. Örneğin kitlesel gösterilere sahne olan Mısır’da demokrasi kazanıyor mu? Kazanmıyor mu?
Sözü yılların politikacısı Amr Musa’ya bırakıyorum: “Bizim ihtiyacımız olan istikrarlı bir demokrasidir. Sadece seçim sandığı tek başına demokrasi olamaz. Yargının bağımsızlığı, kadın hakları, sağlıklı bir muhalefet, iyi yönetişim gerekir. Biz Mısır’da henüz demokrasinin çok başındayız”.
Özetle: Arap Baharı’nın en büyük ülkesi “yetmez ama evet” diyor.
ÇİNLİLER İNTERNET İÇİN SEKSTEN BİLE VAZGEÇİYOR
ÇİN yıllardan Dünya Ekonomik Forumu’nda (DEF) üzerinde en fazla konuşulan ülke. Çin ile ilgili sayısız oturumun nedeni bu ülkeyi yakından izleme ve anlama isteği kuşkusuz. Çin merak uyandırıyor, kaygılandırıyor vesaire.DEF’in ilk günü atıldığım “Liderlik” oturumunda Çin’den katılan ekonomist Fan Gang kafalardaki en önemli soruya açıklık getirdi. Soru şu “Çin’de yeni görev gelen liderlik ABD’nin elinden süper güç vasfını alır mı”.
Gang’ın bu soruya yanıtı çok açık: “Bu liderlik döneminde böyle bir şey olmaz. Ancak bir sonraki nesli buna hazırlayacaklarına kuşkum yok”. Yani en az 20-25 yıl daha ABD dünyanın süper gücü gibi görünüyor.
BİRAZ DAHA DÜŞÜK PROFİL
Gang’a göre, bir süre daha çatışmalardan kaçınarak ‘düşük profil’e devam edecek. Çin ile ilgili katıldığım bir başka oturumda ise bu ülkenin büyüme modeli tartışıldı. Devlet kontrolündeki şirketler Çin büyüme modelinin önemli bir unsuru ama mutlaka reformdan geçmeleri gerek. Aynı oturumda Çinlilerin özgürlükleri için giderek seslerini yükselttikleri de gündeme geliyor. Çevre kirliliğinden, medya sansürüne kadar çeşitli özgürlüklerin peşindeler.
Tümü mükemmel İngilizce konuşan Çinli katılımcılar arasında bir tanesinin tespiti beni oldukça şaşırttı gerçekten. “Çinliler artık internetten asla vazgeçmezler. Tüm baskı ve yasaklara rağmen yapılan araştırmalar Çinlilerin seks dahi birçok şeyden internet adına vazgeçebileceklerini ortaya koydu”.
Paylaş