Paylaş
Uzun yıllardan beri Mey’in misafirlerini kendi evinin lezzetleriyle ağırlayan, Elazığ’ın gastronomik zenginliğiyle şaşırtan emekli ilkokul öğretmeni Burhan Özdemir, masanın üzerindeki yiyecekleri özellikleriyle sayıyor.
Haziran sonuna doğru çıkan ve ömrü pek kısa olan Gezin çileği reçeli, Şavak tulum ve koyun beyaz peyniri, yoğurt kaymağı, dut pekmezi, bir nevi börek olan Patila, Elazığ’ın beyaz biberi.
Daha önce hiçbirini tatmamıştım.
Bir gün önce Burhan Özdemir, bu kez 1944 yılından beri aralıksız üretim yapan, Cumhuriyet’in en önemli miraslarından Mey’e ait şaraphanedeki öğle yemeğinde el emeği başka tatlarla buluşturmuştu.
Ayran aşı, kofik dolma, dilim dolma, kavurmalı saç böreği, tavuk üfeleme, hem dışı hem içi etli olan içli köfte ve Elazığ’ın ünlü bordo renklerinden biri olan vişne dondurması.
Özdemir’e göre, Elazığ, Gaziantep’ten sonra en zengin mutfağa sahip ikinci şehrimiz.
Alpagut bağlarında üzüm toplayan kadınlar
Kim biliyor?
Elazığ gezisinde bize eşlik eden Mey-Diego Genel Müdürü Levent Kömür’ün dediği gibi, Burhan Özdemir Elazığ’ın gönüllü gastronomi ve turizm elçisi.
Ülkenin batısında bağcılık turizmi giderek moda haline gelirken, Elazığ’ın Hitit
Urartu dönemlerinden beri devam eden bağcılık, şarapcılık geleneği keşfedilmeye hazır bekliyor.
Alpagut bağlarındaki kahvaltıda başrolde Öküzgözü üzümü
DÜNYAYA BU ÜZÜMLERİ ANLATMALIYIZ
Elazığ’ın dünyaya sunabileceği iki kara üzüm çeşidi var: İri taneli Öküzgözü ve aslında Diyabakır üzümü olmakla birlikte bu bereketli topraklarda da yetişen daha küçük taneli, buruk Boğazkere.
Levent Kömür “Bu yerli üzümlere sahip çıkmak gerekir. Dünyaya bunları anlatmalıyız” derken yerden göğe haklı.
İWSA(İnternational Wine and Spirits Academy) Müdürü, şarap eğitmeni Ayça Budak hatırlatıyor.
Elazığ’ın üzümlerini incelemek üzere Atatürk tarafından davet edilen iki Fransız uzmanın kaleme aldığı kitapta bölge için en uygun iki üzüm çeşidinin Öküzgözü ve Boğazkere olduğu vurgulanmış.
Elazığ’ın bu iki üzüm çeşidinden hayranlıkla söz edilmiş.
Aynı hayranlığı Mey’in Kaliforniyalı şarap uzmanı Daniel O’Donnell de tespit ediyoruz.
Zamanını, evinin olduğu Napa Vadisi ile Elazığ arasında geçiren Daniel O’Donnell sohbetimizde, Öküzdere ve Boğazkere üzümlerinin değerinin yeterince bilinmediğini söylüyor.
“Bu üzüm çeşitleri o kadar değerli ki İsviçre’de Neutchatel’de bir enstitüde genetik yapılarını inceletiyoruz” diyor.
Beş yıllık projenin sonunda bu üzümlerin soyağaçları ortaya çıkacak.
Binlerce yıllık ataları belirlenecek.
Ayça Budak en eski yabani üzüm çekirdekleri bu topraklarda bulunduğunu söylüyor.
Dolayısıyla Neutchatel’den gelecek haberler bağcılık ve şarapçılık tarihine yeni bir ışık tutabilir.
Soldan sağa Murat Üner, Levent Kömür ve Ayça Budak
HİTİTLERİN ŞARAP BAKANI
Kariyerine TAV’ın şarap butiğinde başlayan ancak araştırma merakıyla bir “şarap profesörüne” dönüşen Ayça Budak eski çağların süper gücü Hititlerde şarabın nasıl önemli olduğunu ballandıra ballandıra anlatıyor.
Hititlerin en önemli gelir kaynağı şarap olduğu için Şarap Bakanları var.
Savunma Bakanı’ndan daha büyük yetkilere sahip bu bakan.
Öyle ki, şarabın gelirini toplayamadığı zaman savaş çıkartabiliyor.
Hitit Krallığı’nın en prestijli işi, şarap servis edenlerin başı olan, “gal gestin” denilen üst düzey askerin üstlendiği görev.
Gal Gestin Hitit Sarayı’nın “sömeliyesi”.
Pek çok dilde şarap sözcüğü Hititçede üzüm ve asma anlamına gelen “wiyana”dan türemiş.
Hititlerden bu yana süregelen bağcılık ve şarapçılık geleneğine nasıl sahip çıkıldığını Elazığ’daki şaraphane müdürü Murat Üner’den dinliyoruz.
Kaliforniyalı şarap uzmanı Daniel O’Connell hayatının bin bölümünü geçirdiği Elazığ bağlarında
ÜZÜM KALİTESİNİN ÇITASI YÜKSELDİ
“Kendi bağlarımızın dışında sözleşmeli bağlarımız var. Üretimde kullandığımız üzümlerin küçük bölümü bizim bağlardan, büyük bölümü dışardan 1500 çiftçiyle çalışıyoruz”.
Sözleşmeli bağlarda yaşayan ziraat mühendisleri olduğunu belirten Üner, sözleşmeli olmayan ancak ürünlerini aldıkları bağlara da destek olduklarını söylüyor.
2005 yılında bölgeye ilk geldiğinde köy kahvelerinde küçük çiftçilerle toplandıklarını, sorunlarını dinlediklerini ve yol göstermek için bağcılığın temel kurallarını anlatan kitapçıklar dağıttıklarını belirtiyor.
Bölgede bağcılığın ve üzümün kalitesinin çıtasını yükseltmeyi başardıklarını ekliyor.
Levent Kömür “Biz Mey olarak olmasak da bu topraklarda bağcılığın en kaliteli şekilde devam etmesini istiyoruz” diyor.
Elazığ’daki şaraphanenin kapasitesini 1 milyon litreden 6.2 milyon litreye çıkartan Mey, Öküzgözü ve Boğazkere’ye dünyanın kapılarını açıyor.
Paylaş