Dubai’nin Türkiye’ye ilgisini tetikleyen 24 saatlik ziyaret
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
KÖRFEZ sermayesinin Türkiye’ye ilgisini giderek artıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri 13-15 Eylül tarihlerinde İstanbul’da düzenleyeceği fuar bu ilginin göstergelerinden sadece biri.
Fuarı düzenleyen Dubai Ticaret ve Sanayi Odası, Dubai Turizm Otoritesi ve Jebel Ali Serbest Bölgesi yetkililerinden bilgi almak için bir günlüğüne Dubai’deydik.
Hem Dubaili yetkililer, hem Türkiye’nin Dubai Başkonsolosu İhsan Yücel ve Ticaret Müşvairi Harun Koçak ile sohbette tablo netleşti.
Üzerinde çok konuşulan "Dubai Towers" dahil, Türkiye ile Dubai arasındaki ilişkilerin gelişmesinin ardından ilginç bir ziyaret var.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Dubai’ye yaptığı 24 saatlik ziyaret.
Ziyaretin nedeni ise şu:
Dubai metrosunun yapımı için ihaleye giren Türk şirketi, Ersin Arıoğlu’na ait Yapı Merkezi ihaleyi kazanmakla birlikte Dubaili yetkililer "gönülsüz" davranınca araya Büyükelçilik giriyor.
Dışişleri Bakanı Gül’den yardım talebinde bulunuyor.
Metro inşaatının tamamı 3.8 milyar dolar.
Yapı Merkezi’nin üstleneceği bölüm ise 1.2 milyar dolar.
Hem rakam önemli, hem de bir Türk şirketinin ihaleyi alması Dubai’de kendini göstermek isteyen diğer şirketlerin önünü açacak.
Dolayısıyla Gül bir günlüğüne Dubai’ye geliyor ve Dubai Şeyhi El Maktum ile görüşüyor.
Bu ziyaret yaklaşık bir buçuk, iki yıl önce.
Bundan sonra Dubai ile Türkiye arasındaki gelişmeler hızla gelişiyor. Gül’ün 24 saatlik ziyaretini ilişkileri inanılmaz tetikliyor.
Tabii Başbakan Tayyip Erdoğan’ın buraya yaptığı ziyaretin katkısını da unutmamak gerek.
Dubai’da dünkü öğle yemeğine dönersek kulağımıza çalınan ilginç bazı şeylerden bazıları şöyle:
YARIMCAYA KONTEYNER LİMANI
Dünyanın üçüncü büyük liman işletmesi olarak adını duyuran "Dubai Port World" Yarımca’daki Erdemir’e ait limanı ve arazisini 110 milyon dolara almıştı.
180 milyon dolar harcayarak burasını bir konteyner limanı yapmak niyetinde.
"Dubai Port World" ayrıca özelleştirilecek limanları yakın takibe almış durumda.
Halen Dubai’de dünyanın "en yüksek" ve "en modern" gökdeleni "Burj Dubai"yi yapmak iddiasındaki Emaar İnşaat Şirketi, Jebel Ali Serbest Bölgesi İstanbul’a ilgi gösterenlerden bazıları.
Yıllık 10 milyar dolarlık bir ticaret hacmi olan Jebel Ali Serbest Bölgesi özellikle eylül ayındaki fuarda büyük bir gövde gösterisine hazırlanıyor.
Türkiye’de finans sektörüne ilgi duyanları da öğrendik. MNG Bank’ı almak isteyen Dubai İslamic Bank, İktisat Yatırımı alan Orion Grubu bunlardan bazıları.
MNG’nin satışının son anda gerçekleşmediği, Şekerbank’ın da bir Dubai bankası tarafından yakından izlendiği kulağımıza çalınan bilgilerden bazıları.
Dubai’de akşam yemeğinde buluştuğumuz buradaki başarılı Türk yöneticilerden Tolga Sezer de gıda sektöründe faaliyet gösteren "Aujan Grubu"nun ilgisini anlattı.
GIDA GRUBU DA YATIRIM PEŞİNDE
Unilever’den "Aujan Grubu"nun pazarlama bölümünün başına geçen Tolga Sezer’e göre, İran ve Körfez bölgesinin en gözde meyve suyu "Rani"yi üreten Aujan Grubu Türkiye’de 100 milyon dolarlık bir yatırım peşinde.
Dubai’deki Türk şirketlerinin varlığına gelince...
Dubai Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı 70 bine yakın şirketten 150 tanesi Türk şirketiymiş.
Bunlardan bazıları Baytur, Güriş, Nurol, STFA, TAV, Yüksel, Zemtaş, Zetaş.
Dünyanın en büyük şantiyesi gibi görünen Dubai’deki inşaatlarda kullanılan demir ve çeliğin yüzde 70’i Türkiye’den geliyormuş.
Mermer ve seramik ürünlerini buradaki inşaat sektörüne kabul ettirmek için daha çok çalışmak gerekiyormuş.
Dubai’yi ziyaret eden Türk turistlerin sayısını merak ediyorsanız: 35 bin.
Müzelerde iş arayan gençler Bakanlık’la nasıl buluşacak
GEÇEN salı günü aktardığım, Kültür ve Turizm Müsteşarı Mustafa İsen’in "Para veriyoruz, müzelere eleman bulamıyoruz" sözlerine yağan e-postaların haddi hesabı yok.
Gelen e-postalardan anlıyorum ki, arkeolojiye, müzeciliğe meraklı, konusunda master yapmış, üstelik "idealist" binlerce genç var.
Üstelik bunlardan çoğu iş arıyor.
E-posta gönderen bir gencin CV’si sanırım tam Mustafa İsen’in aradığı nitelikleri kapsıyor.
Ankara SBF Uluslararası İlişkiler mezunu.
Finans Ekonomisi’nde master yapmış ve halen kazandığı bursla İtalya’da "Ekonomi ve Kültürel Mirasın Değerlendirmesi" konusunda yüksek lisans yapıyor.
"Sanırım" diyor "Sayın İsen’in yurtdışında bu konuda uzmanlaşan gençlerden haberi yok."
"İki Türk arkadaşım daha aynı şeyi okuyor" diye de ilave ediyor.
Bir diğer e-posta da ilginç.
Şöyle ki, Ankara Dil Tarih Antropoloji’den mezun bir genç kadın 2 master yapmış.
Bir tanesi "Müze Eğitimciliği ve Gönüllü Müzecilik."
Ancak Bakanlığın antropolog kadrosu olmadığı için, başvurduğu Bodrum ve Muğla müzelerinde "geçici işçi" olarak bile işe alınmamış.
Üstelik 6-7 yılını da kazılarda geçirmiş.
Dediğim gibi bu işte bir gariplik var.
Bir yanda üniversitelerde müzelere hizmet vermek için gerekli eğitimi almış ya da almakta olan binlerce vasıflı genç, diğer yanda inanılmaz bir başıboşlukta elemansız müzeler.
Bakanlıkla bu gençleri nasıl buluşturacağız?
Fikri olan varsa söylesin.
Ben bana gelen bazı e-postaları Müsteşar İsen’e iletmek niyetindeyim?