Geçen hafta Türkiye Taş Kömürü Kurumu'nun, şehir ve Zonguldaklılar için ne anlama geldiğini anlatmaya çalışmıştım.
Dilerseniz özetle hatırlatayım.
TTK'nın yaşaması ne denli önemliyse,
‘‘iş-aş’’ deyince TTK'dan başka seçenekleri olmadığını düşünen Zonguldaklılar için de yeni iş alanları, yeni yatırımlar o denli önemli.
Bu yüzden Zonguldaklılara yeni imkanlar sunan ve şehirde olduğum sürece sıklıkla kulağıma çalınan
‘‘Filyos’’ Projesinden söz edeceğim.
Filyos, Zonguldak şehir merkezinden yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta deniz kıyısındaki antik bir yerleşim merkezi.
Yaklaşık 10-12 yıl kadar önce Valilik ve Bayındırlık Müdürlüğü o bölgede liman, organize sanayi bölgeleri, kömüre dayalı termik santral ve serbest bölge alanları oluşturulması için harekete geçiyor.
‘‘Türkiye'nin GAP'tan sonra ikinci kalkınma projesi’’ olarak anılan projeye Hazine 1997 yılında 1,5 trilyon ödenek ayırıyor.
Haydarpaşa Limanı'nın 5 katı büyüklüğündeki limanın ihalesi üç yıl önce Kardemir Karabük Demir Çelik'e kalmış. Ancak Kardemir'in bugün içinde bulunduğu durum malum. Bu yüzden ortada liman filan yok henüz.
Yine projeyle bağlantılı olarak yapılan havaalanı da iki yıl önce tamamlanmış ama kullanılmıyor.
Zonguldak Havaalanı niye kullanılmıyor diye sorduğumda aldığım cevap şöyle:
‘‘Sanayi henüz oluşmadı.’’
Peki havaalanı yapımına başlanmadan önce de öyle değil miydi?
Yazık değil mi bir havaalanının kullanılmadan, bomboş kalmasına.
Anladığım kadarıyla, proje devlete ait olmasına rağmen, özellikle seçim döneminde partiler bunu kendilerine mal ediyorlar.
Öyle ki, DYP İl Başkanı
Mustafa Taştan projeyi ayrıntılı bir şekilde anlatınca
Filyos'un partinin kendi projesi olduğunu sandım önce.
Zonguldak DYP milletvekili, bir dönem Ulaştırma Bakanlığı yapan
Ömer Barutçu özellikle projeye sahip çıkmış.
Barutçu'nun
‘‘Demirel GAP'ı kimseye kaptırmadı, bende Filyos'u kimseye kaptırmam’’ dediği de söyleniyor.
Zonguldak'ın kurtuluşu gibi görünen projenin siyasiler tarafından pompalanmasına rağmen sokaktaki adam buna
‘‘siyasi bir masal’’ gözüyle bakıyor.
Mesela, Esnaf ve Sanatkárlar Odaları Birliği Başkanı
Muharrem Çoşkun‘‘Filyos hayata geçemez’’ diye kestirip atıyor.
DSP'den istifa etti şimdi bağımsız
ZONGULDAK'ta iken, DSP'den istifa ederek Yeni Türkiye Partisi'ne geçen Belediye Başkanı
İsmail Eşref ile görüşme fırsatım olmadı. Çünkü kendisi şehir dışındaydı.
İstifa furyasında
Eşref'in Belediye Başkanlığını da bıraktığı söylenmişti.
Ancak telefonla görüştüğüm
İsmail Eşref, Yeni Türkiye Partisi'nin beklentilerini karşılamadığını bu yüzden şimdi bağımsız olduğunu söylüyor. Gerçekten de, yaptığım görüşmelerde YTP'nin
Eşref'i birinci sıradan milletvekilliğine aday göstereceği söyleniyordu.
Demek ki, hesaplar başkaymış.
Neticede DSP'den istifa eden Belediye Başkanı 8 Ağustos'tan bu yana bağımsız.
6 yıldan beri görevde olan
Eşref, iki yıl daha işinin başında.
1899 yılında kurulan belediyenin 103 yıldan beri şehirde altyapıyı tamamlamaya çalıştığını anlatıyor
Eşref.
Şehrin en önemli alt yapı sorunlarından bir tanesi de limana, denize ve Acılık deresine direkt akan kanalizasyon.
Kanalizasyon şebekesinin tamamlanması için 18.5 milyon dolara ihtiyaç var.
Belediye üç yıl önce İspanyollardan düşük faize kredi bulmuş.
13.5 milyon doları İspanyollar verecek, geriye kalan 5 milyon iç kaynaktan sağlanacak.
İspanyollar projenin ihalesini açmış, değerlendirme aşamasına gelmiş.
İsmail Eşref ‘‘Ecevit bizzat DPT'ye talimat verdiği halde üç yılda geldiğimiz nokta bu’’ diyor.
Daha Hazine'nin de onayı var.
O da kolay iş değil.
Yani Zonguldaklıların kanalizasyon şebekesine kavuşmaları zor mu zor.
Zonguldak'ın değişim öyküsü
DEDİĞİM gibi Zonguldak
‘‘Godot'yu bekler’’ gibi yeni yatırım bekliyor. Sanayinin yanısıra, inanılmaz doğal güzellikteki bu şehrin turist akınına uğraması işten bile değil. Ancak şehirde doğru dürüst bir turistik tesis yok.
İsmail Eşref, TTK'ya ait bir arazide bir tesis kurma çalışmalarına başladıklarını ve ihale aşamasına geldiklerini söylüyor.
Zonguldak'ta yatırımı düşünenler için son derece önemli bir kitap önermek istiyorum:
‘‘Dört Maden Kentinin Değişim Öyküsü’’.
Uzun yıllar Mimar Sinan Üniversitesi'nde ders veren
Engin Erkin'in kitabı, dört maden şehri Zonguldak, Kozlu, Kilimli ve Çatalağzı'nın, 1970-1996 arasında kaydettiği gelişmeleri ortaya koyuyor.
Sosyal yapının değişimini analiz eden önemli bir kitap.
Şu AB Neyin Nesi (2)
GEÇTİĞİMİZ salı günü bu sütunlarda TURKAB'ın yayınladığı
‘‘Şu AB Neyin Nesi’’ kitapçığı ile ilgili telefon ve mail yağdı.
TURKAB'ın adres ve telefonlarını yeniden vermekte yarar görüyorum.
Adres şöyle: Barbaros Bulvarı 24/10 Balmumcu-Beşiktaş 80700 İstanbul
Tel: 0212 2754674- 2754694
Fax: 0212 2754676
email: turkab: turk.net
web adresi; www.turk-ab.org