Paylaş
“Gençlere umut olsun” diye “Barak’tan Avrasya”ya kitabını yazan Okan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Okan ile sohbet ediyoruz.
Okan Üniversitesi’nin de kurucusu olan işadamının hik^ayesi gerçekten gençlere yol gösterecek örnek bir hikaye.
Özetlersem Gaziantepli Bekir Okan 11 yaşında buz satarak ticarete atılıyor.
Öğretmenlik eğitimi alıyor ve Gaziantep’in ilk dershanesini 21 yaşında kuruyor.
Beslen makarna fabrikasıyla sanayiciliğe adım atıyor.
Turgut Özal’ın dış gezilerine katılarak ihracatta dünyaya açılıyor.
Derken Türkmenistan ve Kazakistan’da makarna fabrikaları geliyor.
Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev’in önerisiyle yeni başkent Astana’ya otelleriyle, konutlarıyla modern bir görünüm kazandırmak için işe girişiyor.
Bugün Kazakistan’da 1 milyar doları aşan yatımı var.
Türkiye’de ise eğitimden turizme, enerjiye kadar geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor.
Bu hikayeye bakınca Bekir Okan’ın üniversite kurarken “iş hayatına en yakın üniversite”yi hedeflemesi en doğal şey elbette.
DÜNYADAKİ REKABET ORTAMI İÇİN
Okan Üniversitesi’nin modern kampüsünü gezerken Bekir Okan anlatıyor.
“Tüm sektörlerin kurumlarıyla yakın işbirliği içersindeyiz. Talepler nedir biliyoruz” diyor.
“Hukuk Fakültesi’nden mezun olanlar örneğin hakim, savcı yerine uluslar arası sözleşmeler imzalayacak, Çince ve Rusça bilen hukukçular olacak” diye ekliyor.
Çinçe, Rusça demesi dikkatimi çekiyor.
Bekir Okan bunu şöyle açıklıyor:
“Dünyadaki rekabet ortamında öğrencilerimiz iki lisan öğrensin istedik. İngilizcenin yanı sıra Çince, Arapça, Rusçayı da seçebiliyorlar” diyor.
Mühendislik ya da hukuk eğitimi okuyan bir öğrencinin ayrıca Çince ya da Rusça öğrenmesi tahmin edebileceğiniz gibi iş hayatında büyük bir avantaj sağlıyor.
Üniversitenin Çince, Arapça ve Rusça çeviri bölümleri çok ilgi görüyormuş.
KONFİÇYÜS ENSTİTÜSÜ KURULUYOR
Bu bölümlerin kurulması için Pekin, Moskova ve Şam üniversiteleriyle anlaşmalar yapılmış.
Yakında üniversite bünyesinde “Konfiçyüs Enstitüsü” kurulacak.
Bekir Okan “Bu enstitünün kurulması için bir yıldan beri çalışıyoruz” diyor.
Kazakistan’a komşu Çin’in önemini en erken kavrayan iş adamlarından biri olarak Okan Türkiye-Çin ticari ilişkilerini yakından izliyor.
Yeni nesil telekomünikasyon alanında dünya devleri arasında gösterilen Huawei ile ilişki içersinde.
Nitekim geçtiğimiz günlerde Türkiye’de bir AR-GE merkezi kuran Huawei, Okan Üniversitesi Çince bölümünden mezun öğrencilerin tümünü işe alabileceğini bildirmiş.
Ayrıca Çince bilen mühendislere de talip olmuş.
Yani Çince öğrenen işi havada kapıyor.
Gençler arasındaki yüksek işsizlik oranına bakarsak lisan avantajını öne çıkartan böyle bir fırsat penceresinin varlığı sevindirici.
Karadon Madeni’nde gördüklerim
Madenci ailelerinin yaşadıkları kaçıncı acı bu?
Babasını bekleyen annesini teselli etmek için “üzülme anne babamın elbiselerini koklarız” diyen küçük kızın büyük kaybına hangi yürek dayanır?
2002 yılı seçimlerinde Hürriyet’teki diğer meslektaşlarla birlikte “nabız yoklama” turlarına çıktığımızda bana Zonguldak düşmüştü.
Parti il merkezleri, Türkiye Taşkömürü Kurumu TTK merkezi derken yolum Karadon Madeni’ne de düşmüştü.
Yerin altına inmenin nasıl bir duygu olduğunu iyi biliyorum desem yalan değil.
Başımda kask, sırtımda madenci tulumu o köhne asansörle yer altına inip maden işçileriyle de uzun uzun sohbet etmiştim.
Hangi partiye oy vereceklerini, mesleklerinin güçlüklerini, çaresizliklerini konuşmuştuk.
2002 yılında madencilerle konuştuğumda “işsizliğin” böyle bir meslek seçimine yol açtığını hemen herkesten duymuştum.
MESLEĞİ ÇARESİZLİKTEN SEÇİYOR
Yani Başbakan Erdoğan “mesleğin risklerini bilerek bu işi yapıyorlar” derken haksız zira bu meslek gerçekten “çaresizlikten” seçiliyor.
Şöyle yazmışım o günlerde:
“Zonguldaklı TTK'ya endeksli. Eğer kuruma işçi olarak giremezse çalışmak için fazla alternatifi yok gibi görünüyor”.
O dönemde CHP İl Başkanı Harun Akın’ın sözleri de aklımda:
‘‘Gençlere TTK dışında bir şey sunamıyoruz. Çünkü inandırıcı gelmiyor onlara.''
Zonguldak ile TTK’nın birbirlerine bağımlılığının altını TTK’nın o günlerdeki başkanı Ömer Yenel de çizmişti.
''TTK' yı ve Zonguldak'ı birbirlerine bağımlılıktan kurtarmalıyız'' demişti.
2002 yılından bu anlamda bir arpa boyu yol alınmadığı ortada.
Ne işsizlere yeni iş imk^anları, ne de ölümlerin önüne geçecek önlemler.
Paylaş