Çin, Türkiye için neden önemli?

OSMAN Ulagay’dan duydum.

Haberin Devamı

“Ejderha” yılının başlaması nedeniyle Çinliler Dünya Ekonomik Forumu’nun tarihinin değiştirilmesi talep etmişler.
Tabii ki değişmedi.
Bu yüzden bu yıl Davos’taki Çinlilerin sayısı önceki yıllara göre daha düşük ama Çin ekonomisinin tartışıldığı oturumlar hayli fazla.
Zira son dönemlerde Çin ekonomisiyle ilgili ciddi kaygılar var.
Dün sabahın erken saatlerinde “Çin’in Ekonomisine Bakış” oturumunun yolunu tuttum.
The Economist Genel Yayın Yönetmeni John Mickethwait’in moderatörlüğü üstlendiği oturumda Çinli akademisyen ve ekonomistlere kulak verdik.
Beni en fazla Beijing Üniversitesi’nden Profesör Zhang Weiying’in söyledikleri etkiledi.
Bakın ne diyor?
“Çin’in 2012 yılında yüzde 9’luk hatta yüzde 9.5’lik bir büyüme kaydedecek olmasına rağmen karamsarlık var... İşin tuhaf yanı dışarıdakiler içerdekilerden daha iyimser...”
YOLSUZLUK ÇOK, GİRİŞİMCİ YOK
Weiying’in karamsarlığa gösterdiği gerekçeler şöyle:
·  Ekonomik reformlar iki yıldır yavaşladı.
· Devlet özel sektörden daha güçlü hale geldi. 10 yıl önce tam tersi söz konusuydu.
Bu durum özel sektör için tehlikeli.
· Özel sektörden yurtdışına yatırım yapmak isteyenler çoğaldı.
· Girişimcilik yeterince desteklenmiyor.
· Çin’den bir Bill Gates çıkma ihtimali ancak Şanghay, Beijing gibi büyük şehirlerde mevcut. Diğer şehirlerin sözü geçmiyor.
· Yolsuzluk çok daha önemli bir sorun haline dönüşüyor. Önemli mevkilere gelenlerin neredeyse yüzde 90’ı torpilli. İlişkilere göre yükseliyorlar.
· En önemli sorun
Çin’de reformcu lider yok ortada.
Caixin Media diye yayın organının genel yayın müdürü olan Hu Shuli de “içerdeki karamsarlığa” ilaveler yapıyor:
BABACAN’IN YORUMU
“Kırsal kesimden hızla şehirlere göç sosyal sorunları da beraberinde getiriyor. Hızlı şehirleşmenin trajik sonuçları var. Diğer yanda topraklarını bırakıp gelenlerin elinden toprak hakkı alınıyor.”
Shuli’ye göre, Çin’de demokratik sistemin yerleşmesi en az 20 yılı alır.
Diğer konuşmacıların
saydıkları olumsuzluklar arasında konut fiyatlarının hızlı bir şekilde artması, yerel yönetimlerin yeterince güçlü olmamaları gibi şeyler var.
İşin tuhaf yanı Çin hakkında en olumlu konuşan, en iyimser olan kişi panelistler arasındaki tek Batılı olan Yale Üniversitesi’nden Stephen Roach.
Oturum başladıktan hemen sonra Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın izleyiciler arasına katıldığını fark ettim.
Salondan çıkarken kendisine “Çin’in Türkiye için neden önemli olduğunu” sordum.
Babacan’ın cevabı şöyle:
“Çin küresel sahnede önemli bir aktör. Ekonomisinin yönü bizi yakından ilgilendiriyor. Hammadde fiyatlarını etkileyen en büyük oyuncu. Dolayısıyla neler olup bittiğini yakından izlemek zorundayız.”

Haberin Devamı

Muhteşem ikili: Öz ve Huffington

Haberin Devamı

ÇİN toplantısı uzayınca çok önceden kayıt yaptırmış olmama rağmen Doktor Mehmet Öz ile Huffington Post Genel Yayın Yönetmeni Arianna Huffington’un birlikte düzenledikleri oturumu kaçırdım.
Kapıdaki görevli Nuh dedi peygamber demedi.
10 dakikalık bir gecikme nedeniyle gözümün yaşına bakmadı.
“Daha sağlıklı yaşam” üzerine yarım saatlik oturumun çıkışında baktım herkesin yüzü gülüyor.
Ali Babacan’ın eşi Zeynep Babacan, PepsiCo Asya Pasifik Bölgesi Başkanı Ümran Beba, Koç Holding CEO’su Turgay Durak, Mehmet Öz’ü izleyen kalabalık arasındaydı.
Mehmet Öz, Davos’a ilk geldiğimde ilk röportajı yaptığım kişi.
İkincisi Brezilyalı yazar Paula Coelho idi.
Yaklaşık dört-beş yıldan beri Davos’a gelmeyen Doktor Mehmet Öz’e ilgi oldukça fazlaydı.
Tanışmak isteyenler, randevu talep edenler kuyruktaydı desem yalan değil.

Haberin Devamı

İstanbul’da BM’nin temsilciliği açılıyor

COCA-Cola’nın geleneksel davetinde Aile ve Sosyal Politikalardan Sorumlu Bakan Fatma Şahin ile sohbet ettik.
Davos’ta sürdürdüğü temaslar arasında BM yetkilileriyle görüşmeler de var.
Şahin’in aktardığına göre, BM’nin tüm birimlerini içeren bir temsilciliği önümüzdeki aylarda İstanbul’da faaliyete geçecek.
BM’nin İstanbul’da faaliyet göstereceği binanın ise Harbiye’deki TRT binasının olması planlanıyor.

Turgay Durak, gören ‘Siz iyisiniz’ diyor

KOÇ Holding CEO’su Turgay Durak’ın bu yıl Dünya Ekonomik Forumu’na katılmadığını sanmıştım.
Fena yanılmışım.
Mehmet Öz’den çıktıktan sonra kısa sohbette izlenimlerini sordum.
“Batıların dünya ekonomisine karşı derin kaygı duydukları hemen anlaşılıyor” diyor.
“Ne ki yıllardan beri kapitalist sistemin iniş çıkışlarına alışkın olduklarından yeni tedbirler üretecekleri konusunda eminim. Yapısal reformlar hayata geçinceye kadar acil bir yardım fonunun oluşturulmasına çalışılıyor” diye ekliyor.
Turgay Durak, kendisiyle her konuşanın Türkiye ekonomisine gıpta ettiğini söylüyor.
“Gören ‘Siz iyisiniz’ demeyi asla ihmal etmiyor” diye konuşuyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun bu yılki oturumlarında en fazla dikkatini çeken şey de “şehir” ve “şehirleşme”ye yapılan vurgu.
“Nestle gıda üzerine yoğunlaşmış bir grup. Ancak CEO’sunun katıldığı bir oturumda söz geldi ‘şehirleşmeye’ dayandı. İnsanların şehirlere akın etmeleri, şehirlerin hızla ve plansız, alt yapısız büyümeleri ortak sorun” diyor.
Bizi yakından ilgilendiren bir sorun.
Yarın ben de “şehirleşme”yle ilgili bir toplantıya katılacağım.

Haberin Devamı

İran, AB’den hızlı davranacak

DAVOS’a doğru yola çıkarken Avrupa Birliği’nin İran’a petrol ambargosu konuşuluyordu.
İran’dan günde 600 bin varil petrol satın alan Avrupa Birliği’nin ülkeyi büyük sıkıntıya sokacak.
İran’ın AB ambargosu nedeniyle 2012 yılında 5 milyar dolar ila 10 milyar dolar petrol gelirinden mahrum kalacağı hesaplanmış.
DEF kapalı kapıları ardında devam eden görüşmelerinden sızan bilgilere göre, İran temmuz ayında başlaması öngörülen ambargodan önce davranarak AB’ye petrol ihracatını durduracak.
Hürmüz Boğazı’nı da kapatacak.
Bu durumda petrol fiyatlarının 140-150 dolara dayanması kaçınılmaz olacak.

Soros da bankalara yüklendi

GEORGE Soros’un yeni kitabının adı “Avrupa’da ve ABD’de Finansal Kaos”.
Kitabının tanıtımını yaptığı toplantıda Soros, Avrupa Merkez Bankası’nın aldığı kararları eleştirdi.
Kararların bankaları ferahlattığını ama ülkeler düzeyinde sorunları çözmediğini iddia etti.
“Bu krizde sadece bankalar korundu. Düşük faizle elde ettikleri likiditeyi
İspanya ve İtalya’ya yüksek faizle verip hiç riske girmeden büyük kazançlar elde ettiler” diyen Soros’a göre Almanya’nın tavrını yumuşatması gerek.

Yazarın Tüm Yazıları