Paylaş
Küresel ısınmayı 2 dereceyle sınırlandırmak ve 100 milyar dolarlık “Yeşil İklim Fonu”.
Isınmayı 2 dereceyle sınırlandırmanın yolu fosil yakıtlardan vazgeçmekten geçiyor.
Cancun’a giden Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, gelişmekte olan ülkelerin başı çekmeleriyle ortaya çıkan “2 derecelik” uzlaşmasında Türkiye adına bir söz verdi mi?
Bilmiyorum.
Bildiğim şu:
Türkiye’de küresel ısınmaya karşı mücadele özel sektörün sesini daha baskın.
Geçenlerde bir araya geldiğim Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal örneğin “Birinci önceliğimiz fosil yakıtı azaltmak” diyor.
Akçansa’nın önümüzdeki mayıs ayında Çin teknolojisiyle devreye girecek “Atık Isıdan Geri Kazanım” tesisi bu önceliğe yönelik bir proje.
15 megavatlık güce sahip tesis Akçansa’nın enerji tüketiminin yüzde 30’unu karşılayacak.
Çanakkale’deki çimento fabrikası ayrıca EnerjiSa’nın Ezine ilçesinde devreye girecek olan rüzg^ar santralinden de enerji ihtiyacının yüzde 15’ini karşılayacak.
Bunlara Cancun’dan çıkan karara Çanakkale’den bir katkı gözüyle de bakabilirsiniz.
İSTANBUL ÇÖPÜNDEN KURTULAMIYOR
Atıkları yakmak başka fosil yakıt tasarrufu.
Gürdal,Akçansa’nın yılda 15 bin ton atık lastik yaktığını da söylüyor.
Tam bu noktada verdiği rakam ilginç.
Türkiye’deki atık lastik miktarı 70 bin ton civarında.
Bunun 55 bin tonu çöpe gidiyor.
Çünkü doğru dürüst toplanamıyor.
Akçansa atıkları değerlendirmek konusunda Alman ortağı HeidelbergCement’ın izinden gidiyor.
Almanya’da fabrikada atıktan faydalanma oranı yüzde 90’lara varıyor.
Türkiye’de atıklardan yararlanmak için mevzuat uygun değil.
Örneğin İstanbul’un çöpleri Kemerburgaz’da dağlar gibi.
Günde 13 bin ton çöp depolanıyor.
Beton sanayi “Çöpleri bize verin. Ayrıştırma işlemini yapalım. Enerjiye dönüştürelim” diye sürekli belediyelerin kapısını çalıyor ama faydasız.
İstanbul çöpleriyle baş başa.
Yeşil binaya, yeşil çimento
DAHA önce de yazmıştım.
Beton sanayi Türkiye’nin “karbon emisyonu”nun yüzde 10 ila 20’sinden sorumlu.
Dolayısıyla sektörün liderlerinden, Sabancı Grubu’na Akçansa, Çimsa karbon emisyonlarını azaltmak için önümüzdeki 5 yılda 200 milyon dolarlık yatırım yapacak.
Akçansa, Sabancı Üniversitesi’yle ortak çalışma sonucu “karbon emisyon” envanterini açıklamaya hazırlanıyor.
Hakan Gürdal’a göre, bu ağır sanayide bir ilk.
Türkiye’de beton sanayinin Avrupa’dan ilerisinde olduğunu ancak yukarıda sözünü ettiğim gibi atıkları değerlendirmede gerisinde kaldığını söylüyor.
Bu arada, Gürdal ile sohbette betonun de “yeşili”olduğu ortaya çıktı.
Varyap, Meridian projesinde “yeşil beton” için Akçansa’nın kapısını çalmış.
Betonu üretirken, doğal kaynakların daha az tüketilmesi,atık betonun geriye dönüştürülmesi gibi koşullara uyduğunuz takdirde bildiğiniz beton “yeşil” oluveriyor.
Varyap’ın bu projesi, dünyadaki önemli “Yeşil Bina” sertifakalarından Leed’e sahip ilk rezidans projesi bu arada.
Yeşil Binalar 2012’de patlama yapacak
Beyaz Saray’dan, son olarak plastik torbaları yasaklamaya hazırlanan Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenegger’e kadar sayısız kişi ve kuruma danışmanlık yapan Braungart “Beşikten Beşiğe” kitabının yazarı.
Alman kimyager bu kitabında ne anlatıyor?
Ana tema her hangi bir ürün için kullanılan ham maddenin yeniden kullanılabilir, ekonomik,hem insan, hem çevre için sağlıklı olması.
Konuşması sırasında Braungart’ın şu cümlesini özellikle not etmişim:
“Dünyada hepimizin ihtiyaçlarını karşılayacak kaynaklar mevcut… Hepimizin hırslarını derseniz böyle bir kaynağı yok”.
ABD’deki “Yeşil Binalar Konseyi” kurucularından biri olan Braungart’ı Türkiye’de ağırlayanlar arasında Dr. Duygu Ertan da vardı.
Ertan, “Yeşil Binalar Konseyi”nin Türkiye ayağı Çedbik’in (Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği) kurucularından.
Kendi şirketi Turkeco İnşaat ve Enerji, “Yeşil Bina”lar için Leed, Breeam gibi sertifika talep edenlere hizmeti veriyor.
Duygu Ertan’a göre, Türk inşaat şirketleri bu sertifikaları almak için kuyrukta.
“2012 yılı Yeşil Binaların patlama yılı olacak” diyor.
Paylaş