Paylaş
BRİCS diye anılan 5 büyük gelişmekte olan ülke, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika, IMF ve Dünya Bankası’na bayrak açtılar.
Brezilya’nın Forteza şehrinde altı yıldan beri düzenledikleri yıllık zirvede ortak bir Kalkınma Bankası kurduklarını açıkladılar.
Kısaca NDB olarak adlandırılan Yeni Kalkınma Bankası’nın sermayesi şimdilik 50 milyar dolar.
Zamanla 100 milyar dolara çıkabilecek.
Önce BRICS ülkelerinin, daha sonra diğer gelişmekte olan ülkelerin dev alt yapı projelerini finanse edecek olan bankanın ilk başkanlığını Hindistan üstlenecek.
Rusya ile Brezilya diğer üst düzey yöneticileri belirleyecek.
Merkezi Şanghay’da olacak.
BRICS ülkeleri Yeni Kalkınma Bankası’yla yetinmeyip, Amerikan Merkez Bankası’nın hamlelerine karşı önlem olarak 100 milyar dolarlık bir döviz rezerv fonu oluşturma kararı da aldılar.
Fona en fazla katkıyı sağlayan ülke 41 milyar dolar ile Çin.
Ekonomistlere göre, BRICS, Yeni Kalkınma Bankası ve rezerv fonuyla başta ABD olmak üzere Batı’ya çok açık bir mesaj veriyor:
“Küresel ekonomideki ağırlığımıza rağmen madem Dünya Bankası ve IMF nezdinde yeterince söz hakkımız yok o halde biz de alternatif bir küresel finans sistemi oluştururuz”.
BRICS’in iki önemli kuruma bayrak açmasına öncülük eden Rusya’nın Maliye Bakanı Anton Siluanov’un şu sözleri hareket noktasını iyi açıklıyor:
“Yeni Kalkınma Bankası’nın ve fonun iş yapma tarzı, yapısal reformlar dayatan ve yardımına karşılık kabul edilmez siyasi müdahalelerde bulunan İMF’den farklı olacak”.
Peki Yeni Kalkınma Bankası kararının açıklanmasından sonra liderleri el ele tutuşarak mutluluk pozu veren BRICS’in bu girişimi başarılı olur mu?
Girişime umutla bakan ekonomistler de var, kuşku duyanlar da.
Kuşku duyanların gerekçeleri hayli farklı.
Kimilerine göre, beş ülkenin farklı büyüme oranları, farklı siyasi kurumları ve farklı nüfus yapıları söz birliği etmelerine engel teşkil edebilir.
BRICS ülkelerinin, Yeni Kalkınma Bankası ve fonu farklı nedenlerle talep ettikleri iddiası da ortalıkta dolaşıyor.
Örneğin Rusya ile Brezilya’nın bu yeni girişimden beklentilerinin tamamıyla ayrı olduğu söyleniyor.
Washington’un Ukrayna nedeniyle uygulamakta olduğu yaptırımlara öfkeli olan Rusya için Yeni Yatırım Bankası ve fon öncelikle doların hakimiyetine karşı mücadele etmenin yolu.
Oysa Brezilya ve Hindistan için doların hakimiyetini kırmaktan ziyade alt yapılarını hızlıca geliştirmek için bir araç.
Bu arada ekonomistlere göre, Rusya’nın doların hakimiyetini kırma talebi şu anda Çin’in pek de işine gelmiyor.
Zira Çin, ABD’nin başını çektiği finansal düzenden şikâyetçi değil.
Peki ya Türkiye’nin durumu?
Bir zamanlar BRICS’e ilave edilebilecek bir ülke olarak anılmakla birlikte son dönemlerde BRIC’in isim babalığını yapmış olan ekonomist Jim O’Neill’in ortaya attığı MİNT (Meksika, Endonezya, Nijerya, Türkiye) grubunda yerini almış gibi görünüyor.
MINT ilerde BRICS gibi Dünya Bankası ve İMF gibi kurumlara bayrak açar mı bilinmez ama Hazine Bakanlığı’nın dünkü açıklamasına bakılırsa Türkiye şimdilik Batılı kurumların yanında.
Açıklamaya göre Türkiye, ilk kez IMF İcra Direktörleri Kurulu’nda doğrudan yer almaya hak kazanmış.
Bu durumda, IMF’ye karşı çıkan BRICS ülkeleriyla ayrı saflara mı düştük galiba.
Paylaş