BERLİN’deki Uluslararası Tüketici Elektroniği Fuarı İFA benim gibi teknoloji özürlü bir kişiyi dahi baştan çıkartacak ürünlerle dolu.
Dünyanın en sessiz ve en çevreci çamaşır makineleri, evinizi göz açıp kapatıncaya kadar silip süpüren minik robot, karşısından ayrıldığınız anda ekranı kararan televizyonlar ve bunlar gibi binlerce “akıllı ürün” fuarda. İnsanın yaratıcılığının sınırı yok. Tasarım, inovasyon adına dev şirketlerin bir yıllık Ar-Ge çalışmalarının meyveleri sergileniyor Berlin’de. Çevreci kaygılar bu yıl her zamankinden fazla ön planda. En azından BSH (Bosch-Siemens) Ev Aletleri Grubu’nun standlarında durum böyle. BSH Türkiye CEO’su Norbert Klein’ın dediği gibi günümüzde artık Ar-Ge çalışmaları büyük ölçüde “enerji verimliliği”ne odaklanıyor. Daha az elektrik ve su harcamak, daha az karbon emisyonu, çevreye daha az zarar vermek BSH ve benzer şirketlerin ana hedefi. Aralarında Vestel, Beko gibi Türk markaların da olduğu binden fazla katılımcının boy gösterdiği İFA Fuarı’nın Siemens ve Bosch standlarında neler gördüm? ŞAMPİYON BULAŞIK MAKİNESİ Klein’in “dünya şampiyonu” diye takdim ettiği, 12 kişilik yemek takımını yıkamak için su tüketimini 6.5 litreye düşüren bulaşık makinesi. Aynı miktarda tabak çanak için bir bulaşık makinesinin normalde tükettiği su miktarı 12 litre. Bunları elde yıkamaya kalktığınızda ise harcanan su miktarı 100 litre. Yeniliklere devam ediyorum. Yanında uyuyabileceğiniz kadar “sessiz” çalışan bir başka bulaşık makinesi modeli. Kullanacağız deterjanın dozunu çamaşırın ağırlığına, kumaşın cinsine göre ayarlayan çamaşır makinesi. Üzerine koyacağınız kabın büyüklüğüne göre enerji sarf eden cam seramik ocak. Böylelikle yemek pişirdiğinizde yüzde 30 daha az enerji sarf ediyorsunuz. Yüzde 60 daha az enerji harcayan elektrikli süpürge. Kapağı kırılmaz opak cam buzdolabı. BALON GİBİ ŞİŞEN MASA Ve geliyorum başlıktaki cümleye yol açan ütüye. Buharlı ütü sihirli bir ütü gibi. Kumaşa değdiği an buruşukluk, istenmeyen çizgiler yok oluyor. Ancak marifetin yarısı ütü masasında. Zira ütüyü görür görmez masa içine hava doldurulmuş bir yastık gibi şişiyor. Baktım bir Alman erkek tüketici dayanamamış almış eline ütüyü, beyaz bir gömleği ütüleyip duruyor. Bizim gruptan genç bir erkek meslektaş bu manzara karşısında ne dese beğenirsiniz? “Böyle bir ütüyle evlenmeye gerek yok.” Evlilikleri kendilerine bir “hizmet müessesi” gibi gören erkeklerin düştü mü maskeleri? Çevre mevre derken bu Ar-Ge çalışmalarının sonu hayırlı değil! Maskelerin düştüğünü gören kadınların kaçmalarıyla, “sihirli ütü bana yeter” diyen erkeklerle evlilik müessesinin sonu gelebilir!
Klein: Enerji tasarrufu yapan beyaz eşyaya devlet desteği gerek
BSH Türkiye CEO’su Norbert Klein ile Türkiye’deki beyaz eşya sektörünü konuştuk. Sektör bu yıl dünyada yüzde 2 büyürken, Türkiye’de yüzde 4 ila 5 büyümüş. Klein’e göre, esas büyüme çamaşır, buzdolabı ve fırın gibi ürünlerde. Türkiye’de beyaz eşya pazarının yüzde 31’ine sahip BSH, Profilo Beyaz Eşya’yı satın aldığı 1995 yılından bu yana Çerkezköy’deki tesislere 700 milyon Euro’luk yatırım yapmış. “Çerkezköy’deki tesislerde bir sınıra geldik. Yeni yatırımlar yolda” diyor Klein. Bu tesislerde 3.5 milyon adet olan üretim kapasitesinin önümüzdeki 4-5 yıl içersinde 5 milyona çıkacağını söylüyor. Üretimin yüzde 45’i Türkiye pazarına, yüzde 55’i ise ihracata yönelik. Klein “Almanya’da sattığımız çamaşır makinelerinin çoğu Türkiye’de üretilmiştir” diyor. 2010 yılında iklim ve çevre için Alman İnovasyon Ödülü’nü kazanmış olan BSH için çevrenin ön planda olduğunu sürekli vurguluyor. “Enerjiyi çok pahalıya satın alan ve genellikle susuzluk çeken Türkiye için enerji verimliliği öncelikle konu olmalı” diye konuşuyor. ENVER PROJESİ NE OLDU Klein’a kulak verirken nedense aklıma eski Enerji Bakanı Hilmi Güler’in “Enver” yani “enerji verimliliği” projesi geliyor. “Enver Projesi”ni duyan, gören var mı? Toplumun enerji verimliliğine duyarlılığını arttırmak için geliştiren “Enver”i Enerji Bakanımız Taner Yıldız’ın ağzından bir kez duyduğumu hatırlamıyorum. Güler gitti, proje rafa mı kaldırıldı? Bilmiyorum. Her neyse, Klein’in bu konudaki tespiti önemli. Enerji tasarrufu sağlayan ürünler daha yeni bir teknolojiye sahip oldukları için daha pahalılar. Avrupa’da da, Türkiye’de de durum böyle. Dolayısıyla tüketici genellikle daha az pahalı olan ürüne yöneliyorlar. Ancak Avrupa’da hükümetler örneğin İtalya, Hollanda, Avusturya, Polonya ve İspanya’da “enerji tasarrufu” sağlayan ürünlerde vergi indirimi gibi kolaylıklar sağlıyorlar. Klein, “Hükümet Türkiye’de de bu ürünleri desteklemeli” diyor. Çevre, enerji gibi ilgili bakanlıklarla konuyu konuştuklarını ancak bir netice alamadıklarını söylüyor. “Oysa tüketicinin enerji tasarrufu sağlayan ürünlere yönelmeleri hem Türkiye’nin enerji faturasını aşağıya çekecek. Hem de çevreye yarayacak. Kazan-kazan durumu” diye konuşuyor. Acaba birileri bu sese kulak verir mi?