Bienal bir şehre bu kadar mı yakışır?

Mardin evlerinin altındaki kemerli geçitlerden yani “abbara”lardan esinlenerek “AbbaraKadabra” başlığı altındaki birinci Mardin Bienali’ni kim unutabilir?

Nezaket Ekici’nin, Kasımiye Medresesi’nde Hüseyin Çağlayan’ın fotoları önünde yaptığı “Çeşme” performansı bugüne kadar anılarımda capcanlı.

GAP İdaresi’nde çalıştığı yıllardan tanıdığım Döne Otyam’ın girişimi ve küratörlüğüyle hayata geçen birinci Mardin Bienali’nden sonra 2012 yılında ikincisi, 2015’te üçüncüsü ve nihayet geçen hafta “Sözden Öte” temasıyla dördüncüsü geldi.

Her bienalde Mardin’in değişik büyülü yüzünü gördük, pembe/sarı taşlarıyla , tarihi binalarıyla bütünleşen eserleri hayranlıkla izledik.

4 Haziran’a kadar devam eden bienali, eski ve yeni mek^anlarda gezerken bir kez daha “bienal bir şehre bu kadar mı yakışır” diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.

MARDİNLİLERİN BİENAL ÇOŞKUSU

Mardin Bienali, büyüğünden küçüğüne Mardinlileri içine çekmeyi, bienal coşkusuna katmayı hep başarmıştı.

Bu sefer de öyle.

Alman Karargahı diye bilinen İskender Atamyan Konağı’nın bahçesinde, tarçınlı kurabiye satan 10 yaşlarında Mardinli çocuğun “John Gerrard’ın sineması burada, gelin görün” diye bağırması başka türlü nasıl açıklanabilir?

Öncelikle ne dediğini tam anlamadığım çocuk Mardin Bienali’nin bir parçası değilse ne?

John Gerrard’ın “Western Flag” adını taşıyan, ürkütücü boyuttaki karbondioksit emisyonunu simgeleyen “Duman Bayrağı” kaçırmak mümkün mü?

Döne Otyam

Bu yıl Döne Otyam’ın direktörlüğünü ve Fırat Arapoğlu, Nazlı Gürlek ve Derya Yücel’in küratörlüğünü yaptığı bienalin yeni mek^anlardan biri Yıldız Hamamı, diğeri Meryem Ana Kilisesi.

Canan’ın “Gönül Dili” işi yıllardan beri kullanılmayan hamamda.

Canan

Süryani Katolik Meryem Ana Kilisesi’nin ise restorasyonu henüz yeni bitmiş.

Resmi açılışı yarın yapılacak.

FONGOGO’DAN GELEN DESTEK

Kilise Taner Ceylan’ın Hazreti İsa’yı tasvir eden “Acıların Adamı” eserine ev sahipliği yapıyor.

Taner Ceylan

Aynı kilisede muhafaza edilen 400 yıllık bir ahşap İsa Heykeli’yle kendi eseri arasındaki benzerliğe dikkat çeken Ceylan’ın dediği gibi resmi sanki bu kilise için yapılmış.

Her seferinde çıtayı biraz daha yükselten Mardin Bienali’nin başarısı işte tam bu.

Sanki tüm eserler sergilendikleri yerler için yapılmışlar, yerlerini bulmuşlar.

18’i yabancı 50 sanatçının eserlerinin farklı 8 mek^anda sergilendiği Mardin Bienali bu yıl bir ilke imza atmış.

Mardin Sinema Derneği ve Saha Derneği’nin de desteğini alan Döne Otyam ve ekibi Fongogo’yu da devreye sokmuş.

Fongogo bir “kitlesel fonlama” aracı.

Diyelim bir projeniz var ama sermayeniz kısıtlı.

Fongogo projenin hayata geçmesi için insanların katkılarıyla gerekli sermayeyi bir araya getiriyor.

Mardin Bienali için Fongogo’ya toplam 85 bin liralık katkı yapanların listesi de görmek mümkün.

Hatırladığım kadarıyla bienalin birincisi ve ikincisi GAP İdaresi’nin ve valiliğin katkılarıyla hayata geçmişti.

Şimdi Fongogo gibi dinamik bir aracın devreye girmiş olması hem bienale desteğin halka halka büyümesini, hem sanat için dayanışmanın artmasını sağlıyor.

İSTANBULLULAR MARDİN’İ KEŞFETTİ

Mardin Bienali açılış günü inanılmaz kalabalık.

Oteller, lokantalar, sokaklar ve dükk^anlar tıklım tıklım.

Epey zor dönemlerden geçen Cercis Murat’ın kurucusu, sosyal girişimci Ebru Baybara Demir’in yüzü gülüyor.

Saha Derneği üyeleri başta, İstanbullu sanatseverlerin Mardin’e yoğun akınını Döne Otyam “İstanbullular Mardin’e keşfetti” diye yorumluyor.

Öte yandan Mardin’deki Sakıp Sabancı Kent Müzesi’ndeki Ai Weiwei Sergisi ile bienal mükemmel bir etkileşim içerisinde.

Bir iyi haber daha:

Antik şehri yerli, yabancı turist dolup taşan Dara’nın ilkokul çocukları öğretmenleriyle hem bienali hem sergiyi gezecekler.