Belli ki şimdi İspanya, bilimin, sanatın, dinler arası hoşgörünün zirvesine çıkmış Endülüs’ün mirasçısı olarak Akdeniz’i eski günlerine döndürme çabasında.
Bu hayali geçen cumartesi günü İstanbul’da, Çiçek Pasajı’nda Özerk Katalunya Bölgesi Başkanı Pasqual Maragall ile konuşuyoruz.
İSPANYOLLARIN bir hayali var: Akdeniz’i eski ihtişamlı günlerine geri döndürmek. Bu hayali geçen cumartesi günü İstanbul’da, Çiçek Pasajı’nda Özerk Katalunya Bölgesi Başkanı Pasqual Maragall ile konuşuyoruz.
Maragall, uzun yıllar Barcelona’nın belediye başkanlığını yapmış.
Barcelona’nın geçirdiği değişimin önemli mimarlarından.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı belediye başkanı olduğu dönemden tanıyor.
İkisi, İstanbul ile Barcelona’yı kardeş şehir ilan etmiş.
Katalunya Bölgesi Başkanı olarak yaptığı bu son ziyarette Ankara’da Erdoğan ile bir araya gelmiş.
Kendisini Barcelona’da kasım ayında, başbakanlar düzeyinde yapılacak Avrupa-Akdeniz Zirvesi’ne davet etmiş.
Avrupa-Akdeniz Zirvesi, İspanyolların inisiyatifiyle Avrupa’nın tam 10 yıl önce başlatmış olduğu bir sürecin devamı.
Avrupa ile Akdeniz çanağının diğer kıyısındaki Kuzey Afrika ile bağların güçlendirilmesine, Ortadoğu’da barışın tesisi için 1995 yılında start alan‘Barcelona Süreci’ninyeniden canlandırılmasına çalışılıyor özetle.
Açıkçası, 10 yılda pek bir yol alınamamış.
‘Bir ucunda İspanya, diğer ucunda Türkiye’nin olduğu Akdeniz, eski dönemlerdeki gibi bir barış denizi olmalı’ diyor Maragall.
‘İnsanlar sürekli temas halinde olmalı, kültürler birbirleriyle kaynaşmalı...’
BRAUDEL NE DEMİŞ
Zaten eskiden de öyle olmamış mı?
Braudel, Akdeniz kitabında bakın ne diyor:
‘Akdeniz binbir şeyin hepsi birden. Bir uygarlık değil, birbiri üzerine yığılmış birçok uygarlık. Akdeniz’de gezen, Lübnan’da Roma dünyasını, Sicilya’da Yunan şehirlerini, İspanya’da Arap varlığını, Yugoslavya’da Türk İslamı’nı bulur...’
Yine Braudel’e göre, binyıllardan beri her şey Akdeniz’e koşmuş, onu zenginleştirmiş.
İnsanlar, yük hayvanları, arabalar, gemiler, fikirler, dinler, yaşama sanatları...
Hatta bitkiler...
Zeytin, üzüm ve buğday dışında hepsinin doğum yeri Akdeniz’den uzak.
Pasqual Maragall hiç duraksamadan ‘İspanyollar Amerika’yı keşfettiklerinde’ diyor.
Çünkü Amerika Avrupalıların yeni rüyası olmuş.
Akdeniz dar gelmiş, yeni ufuklara yelken açmışlar.
Belli ki şimdi İspanya, bilimin, sanatın, dinler arası hoşgörünün zirvesine çıkmış Endülüs’ün mirasçısı olarak Akdeniz’i eski günlerine döndürme çabasında.
‘Avrupa-Akdeniz Enstitüsü’nün merkezi Barcelona’da.
Eski gazeteci Andre Claret, enstitünün başında.
O da Çiçek Pasajı’ndaki sohbette, Kasım ayında yapılacak Avrupa-Akdeniz Zirvesi’nin ne kadar önemli olduğunu anlatıyor.
Bu arada bir şeye dikkat çekiyor.
‘Barcelona Süreci’nin başladığı 10 yıl öncesine oranla Avrupa ile Akdeniz’in diğer yakasındaki yoksul komşuları arasında uçurum biraz daha büyümüş.
‘Akdeniz çanağında halklar arasında diyaloğu acilen başlatmalıyız’ diyor.
Ardından müjdeyi veriyor.
2003 yılında bıçaklanarak öldürülen İsveç Dışişleri Bakanı Anna Lindh adına, Akdeniz’de kültürlerarası diyalog için oluşturulmuş olan Avrupa-Akdeniz Vakfı Mısır’ın İskenderiye şehrinde faaliyetine başlıyor.
Neden İskenderiye?
‘Çünkü, Arap Dünyası’na, yanınızdayız, diye bir nevi mesaj vermek istedik...’
‘Anna Lindh Avrupa-Akdeniz Vakfı’nın merkezi şimdi ünlü İskenderiye Kütüphanesi’nde.
Belli mi olur?
Akdeniz’in mavi sularına en kuzeyden gelen bir ‘Viking Ruhu’nunkarışması belki diyaloğu hızlandırır...