Paylaş
Geçtiğimiz ay ithal köpürenlere uygulanan fiyata endeksli oransal verginin kaldırılması haberi içimi ısıttı. Kavurucu yaz sıcaklarından önce umarım memleketim makul fiyatlı ve köpüklü ithal şaraplarla dolar taşar. Bu sayede çoğu üretim fazlası şaraba karbondioksit basılarak yapılan yerli “suni köpüren” şaraplardan bir an önce kurtulunur. Çünkü dünya sıcak yaz aylarında tonlarca kaliteli ve rengarenk bir lezzet yelpazesi sunan türlü köpüren şarap ile serinleyip duruyor. Üstelik bütçeyi sarsmadan. Bizim ne eksiğimiz var?
Köpüklü şarabın köpükleri deneyimsiz damağı ilk çeken yanı. Gazoz misali tarifsiz bir keyif veren minik kabarcıklar bağımlılık yapacak niteliktedir. Halbuki en kaliteli köpüklü işin içine henüz baloncuklar girmemişken yapılır. Temel şarabın lezzeti en iyi köpürenleri diğerlerinden ayırır. Bu yüzden her şarapta olduğu gibi köpürenlerin de kalitesinin önemli bir kısmı bağda belirlenir. Şampanya bölgesinde kendi bağından kendi şarabını yapanları öne çıkarabilmek için etiket üzerinde üzümlerin kaynağı kanunen beyan edilir.
Şampanyadaki bağcılık ve şarapçılık nüansları etiketlerde NM, CM, RM gibi iki büyük harften oluşan bir kodla 7 farklı kategori altında belirtilir. Piyasada yaygın olarak görülen şampanyaları ise bu 3 ana grupta toplamak mümkün. Négociant-Manip ulant, yani üzüm veya temel şarabın büyük bir kısmını satın alarak kendi markası altında harmanlayan ve şişeleyenler en büyük grup. Bu saygın isimler arasında şarap dışında birçok farklı alanda da dünyanın en büyük ve güçlü şirketlerinin sahip olduğu markalar çoğunlukta.
MOET HENNESSY’NİN CİROSU 20 MİLYAN EURO
Bunlara en iyi örnek LVMH, yani Louis Vuitton Moët Hennessy. Yıllık cirosu 20 milyar Euro, çalışan sayısı 80 bin kişi ve mağaza sayısı 2,300 civarı olan bu lüks tüketim malları devinin markaları burada saymakla bitmez. DKNY, Zenith, De Beers, Sephora, Dior gibi nice isimler dışında şarapta da dünyanın dört bucağında hakimiyet süren bir imparatorluk bu. Château d’Yquem ve Cheval Blanc gibi iki Bordeaux cevheri onların. Şampanyada da LVMH engin; Moët et Chandon ve lüks markası Dom Pérignon, sarı etiketi şampanya ile özdeşleşen Veuve Clicquot, Ruinart, Mercier ve efsane isim Krug hep bu çatı altında.
Şaraptan çok distile alkollü içkilerin gösterişe yönelik pazarlama dünyasını andıran bu tür ürünler arasında Krug gerçek bir istisna. Şampanyaya prestij ürünü olarak bakılırsa Krug lansman fiyatı şişe başına 3 bin doları aşan ilk şampanya olan Clos d’Ambonnay ile son nokta. NM üreticiler arasında en butik ve en küçük ölçekte olanlardan Krug aslında tam bir Récoltant-Manip ulant felsefesi ile işletiliyor. RM, sadece kendi bağlarından kendi markasını yapan üreticilere verilen kısa isim. Üretim miktarı açısından küçük, kalite ve lezzet bakımından ise ısrarla aramaya değer bu kategori şampanyanın gizli hazinesi.
ŞAMPANYANIN BUTİĞİ: RM
Moda adına şampanya tüketen kesim için pek cazip olmayan RM
şampanyalar toplum değil, sanat için sanata inanan, bu yüzden şarabına girecek olan her salkım üzümü kendi toprağında bizzat yetiştiren aileler tarafından son derece küçük miktarlarda üretilmekte. Üstelik her bir örneği benzersiz bir kişilik sunan bu rengarenk dünyadan köpürenler hayli mantıklı fiyatlara satılıyor. Favorilerim arasından herhangi bir sıralama yapmadan Bruno Paillard, Egly-Ouriet, Pascal Doquet, Vilmart, Agrapart, Duval-Leroy, Bille cart-Salmon, Drappier gibi isimler sayabilirim. Bu liste uzayıp gider de.
Gönül ister ki şampanya barajımızın yıkılmasının arifesinde işini bilinçle, hatta tutkuyla yapan ithalatçılarımız bu nadide kategoriye gereken önemi göstersinler. Markaların ve seri üretimin gölgesinde kalan RM şampanyalar misali şarap dünyasında daha nice küçük ölçekte, tutkuyla yapılan, bağı öne çıkaran ve dev isimlerle rekabet edebilecek fiyatlarda örnekler var. Önemli olan bunların üreticilerinin gösterdiğine benzer bir özeni tüketicinin de benimsemesi. Saat, kıyafet, valiz, parfüm alışverişi gibi şampanya seçmek işin kolayı.
Paylaş