Paylaş
İki yıl önce KAGDİDER, Garanti Bankası ve Ekonomist dergisinin düzenlemiş olduğu Türkiye Kadın Girişimci Yarışmasında Türkiye birincisi olunca çok onurlanmış ve gururlanmıştım. Ama bu yıl birinciyi izlerken bu ödülü en çok hakedenin “O” olduğuna karar verdim. Nurcan azmi, çalışkanlığı ve katettiği yol ile tartışmasız birincilerin birincisi!
Yer Ardahan’ın Araçlıdere Köyü. Kar yağdığında kapanan yollar, tezekle ısınan evler, köy çesmesinden eve taşınan su bidonlari... İşte Nurcan Özdemir bu köyde yedi çocuklu bir ailenin kızı olarak dünyaya geliyor. Babası çocuklarını okutmaya çabalayan çalışkan bir fırıncı. Nurcan zorlu bir coğrafyada, yoklukta, geleceğe ümitle bakan bir genç kız. Köyde ilkokulu, yatılı bölge okulunda ortaokulu bitirdikten sonra acaba şartlar daha iyi olur mu diye ailece Bursa’ya göç ediyorlar. Nurcan liseye orada başlıyor ama yine imkanlar elvermiyor ve lise 2’den okulu bırakmak zorunda kalıyor. Önce bir tekstil fabrikasında işçi olarak çalışıyor. Sonra da bir yalıtım firmasında sekreterlikten başlayarak satış müdürlüğüne kadar yükseliyor. Orada edindiği tecrübeye güvenerek ve sektördeki açığı da fark ederek yalıtım işinde kendi şirketini kurmaya karar veriyor. İlk kirasını kredi kartıyla ödeyen Nurcan bugün 5 bin metrekare kapalı alana sahip yalıtım, ambalaj ve yapı kimyasalları fabrikasıyla ve yüzlerce çalışanıyla bu ödülü fazlasıyla hak etti.
Tüm Türkiye’ye çalışmak, cesaret ve çok istemenin her zorluğu yenebileceğini gösterdi. Arka sıramda oturan babasına teşekkür ederken kendisine manevi destek veren bir ailenin girişimcinin başarısındaki yerini tekrar belirtti. Babasının hayır duaları olmadan bu başarılar gelmezdi derken hepimizi de gözyaşlarına boğdu.
Madonna ortalığı salladı!
Madonna’nın İstanbul konseri öncesinde ben ve oğlum için hazırlıklar haftalar öncesinden başladı. Tüm eski şarkılar gözden geçirildi, yeni şarkıları “Like a virgin” kadar sevilmese de dinlendi, sözleri ezberlenmeye çalışıldı. Ve muhteşem gün geldi çattı. Galatasaray’ın hayatta adım atmam dediğim mabedine Madonna uğruna ana-oğul gittik. Şimdi konserden notlar:
1- Sahneye olması gerekenden 45 dakika geç çıkan Madonna’yı 50 bin seyirci baştan yuhalasa da keşişlerle, haçlarla, çanlarla sahne alıp Katolik ayini havasında ruhani bir durum olunca herkes büyülendi.
2- Ses düzeni daha iyi olabilirdi.
3- Kadın 60 yaş için olağanüstü bir performansa sahip. Nefis bir vücut, sürekli hareket, dans... Konseri en yakınından seyreden bir arkadaşım yüzü çok yaşlıydı dese de bizim koltuklardan benden 10 yaş genç duruyordu!
4- Eski şarkılarını az söyleyerek bizim kuşağı biraz hayal kırıklığına uğrattı.
5- Sahneye kalaşnikofla çıktığı ve kolejli kız, okul bandolu olan şovlar favorilerim. Harika kostümler, müthiş bir görsel şölen!
6- Konser sonrası çıkışta taksilerin fiyat pazarlığı yapmaları, en yakın mesafeye bile 50 TL istemeleri Türk fırsatçılığının tam bir örneğiydi. Olur da Lady Gaga filan gelirse Taksiciler Federasyonu’ndan buna bir çözüm bekliyoruz. Korsan taksicilerle savaşacağınıza önce kendi korsanlığınıza bir çözüm bulun.
Kanserle savaşa destek...
Fatoş Erten çok hoş Ankaralı bir kadın. Sivil Toplum ve Sosyal Sorumluluk projelerine destek olmak için kolları sıvamış bir gönüllü. Son olarak da Belçika sefiresi Bayan Ann Legrind De Vitte’i yanına alarak Türk Kanser Savaş ve Araştırma Kurumu yararına 14 Haziran Perşembe akşamı sefarette bir gece düzenliyor. Solist Leyla Çolakoğlu’nun da bir konser vereceği gecenin geliri tamamen Türk Kanser Savaş ve Araştırma Kurumu’na bırakılıyor. Ben de geceye mutlaka katılacağım. Herkes tatile gitmeden, şehir boşalmadan serin bir yaz akşamında dostları görmek çok keyifli olacak, hem de kanserle savaşa minik de olsa bir katkım olur. Buradan hem Fatoş Erten’e, hem de evinin kapılarını böyle bir organizasyon için açan Ann’e sonsuz teşekkürler.
Paylaş