BİLİMADAMLARI boşuna söylemiyor, dünyanın dengesi bozuldu, iklimler yer değiştirdi diye... Sağnak yağmurlar, ardından kavuran bir güneş.
İstanbul’da hissedilen nem oranı yüzde 99, Ankara’da akşamları yorganla uyuyoruz. Bu nasıl şey anlamadım! Ankara tamam, bozkır... Ortaokulda coğrafya dersinde öğretildiği gibi gece gündüz farkı çok. İstanbul da ise bugünlerde hemen hemen her gün yağmur yağıyor. Üzerinden boğucu bir sıcak geliyor. İnsan nemden nefes alamıyor! Geçtiğimiz hafta Aliciğimle İstanbul’daydık. İstanbul’da yaz okuluna başladı küçük bey. Haftasonu, bir arkadaşı annesi ile birlikte Suada’ya gidiyormuş. Bizimki de çok istedi, Betül, Ali ve ben, toplandık gittik. Ayağımızda parmak arası terliklerimiz, plaja gidiyormuşuz gibi, hasır çantalarımız kolumuzda, Kuruçeşme’den bindik tekneye. Bir dakika sonra adadaydık. Manzara zaten muhteşem, boğazın tam ortası... Ama daha da güzeli bu muhteşem manzaraya baka baka havuzda yüzüyor olmak. Ah bir de o havuzda metrekareye 3 kişi düşmese!
Karizmayı sarsmaya bir balıklama yeter
Bir kere havuz çok küçük. Daha doğrusu havuza gelen insan sayısı havuzun kapasitesinin üzerinde. E böyle olunca, bir insan yığını, çoluk çocuk... Halk plajı gibiydi, çocukların kollukları yüzen yaşlı teyzelerin kafalarına çarpıyor, suya atlayan çocuklar güneşlenenleri sular içinde bırakıyor... Havuz içinde yer alan localarda tropik içkilerini içmeye çalışanlara üzüldüm en çok! Tam havalı bir bakış atıp içkilerinden bir yudum alacaklar, suya atlayan bir çocuk tarafından ıslatılarak bütün karizmaları yerle bir oluyor! Bir de havuza girmek için 80 lira verdik. Cimri olduğumdan değil ama boşa harcanan paralara çok üzülüyorum! O paraya şişme havuz alıp evin balkonunda Ali ve arkadaşıyla çok daha fazla eğlenirdik!
Lavanta ve güneşi buluşturan havuz
Geçen ay Panora’daki MAC’e gittim. Şimdi yine Ankara’yı kayırıyor diyeceksiniz ama, inanın Suada’dan güzel. Suada’da boğaz manzarası var, MAC’te de bulutların arasında yüzme keyfi! Yarı olimpik açık havuz, koskocaman bir güneşlenme alanı, girişte papatya ve lavantalarla hazırlanmış bir peyzaj... Çok hoşuma gitti. Manzara da nefis. Terasta olduğunuz için şehre yukardan bakıyorsunuz, ODTÜ Ormanı, Eymir Gölü... Havuza gelenler MAC üyeleri... Spora geldikleri için herkes hoş ve bakımlı. Ortama uygun müzikler... Herkes, lavanta kokuları arasında güneşin ve havuzun tadını çıkartıyor. Ne yalan söyleyeyim Ankara böyle bir yer kazandığı için ben çok mutluyum. Ankara’da havuz sefası demişken, özellikle bizim gibi çocuklu aileler için ideal olan Beysupark’taki Base Life Club’ı da unutmamak gerek! Havuzda ışık oyunları ve müzikle öyle değişik bir ortam yaratmışlar ki, her yaştan insan için ideal bir yer. Ankara’da son yıllarda başlayan trafik, tatilcilerin şehri terk etmesiyle hafifledi. Gündüz havuzlarda serinleyip geceleri de şallara, yorganlara sarılarak Ankara yazının keyfini sürmek lazım.
Şehir yorgunlarına “yakın” tavsiyeler
NE Ankara ne İstanbul yaz aylarını eskisi gibi geçirmiyor. Canım Ankaram artık yazın da kışın olduğu gibi hareketleniyor. Tabii bunda yazın Ankara’yı terk etmeyenlerin payı büyük. Son yıllarda popüleritesi artan İncek’te kocaman havuzlu villalarda ve giderek büyüyen Beysukent, Çayyolu tarafında oturanların tatillerini Ankara’da evlerinde dinlenerek geçirmeleri, yazın da Ankara’nın hareketliliğini korumasına yardımcı oldu. Hatta yazın koştura koştura Bodrum, Marmaris, Çeşme tarafına akın etmek eskisi kadar moda değil.
Port Sedef yeni trend
İstanbul için de aynı şey geçerli. Şimdi moda şehre yakın yerlerde tatil yapmak! Geçen sene Ağva ve Şile pek meşhurdu biliyorsunuz. Bu sene de öyle ama yeni yeni yerler de var. Mesela Port Sedef... İstanbul Adalar’ın en küçüğü ve bence en sevimlisi Sedef Adası’ndan bahsediyorum. Geçenlerde gittik. Hakikaten cennetten bir köşe gibi. Denize girdik, yemek yedik. Deniz mahsüllü salatası nefisti. Dikkat ettim, etraf gençlerle doluydu. Romantik çiftler bu yaz burada buluşuyor anlaşılan. Sevgilisini kapan soluğu Port Sedef’te almış. Biz de kalabalık bir gruptuk. Hem dinlendik hem eğlendik.
Sapanca Gölü iki buçuk saat
Şehir yorgunlarına şiddetle tavsiye ederim! Port Sedef Ankara’ya uzak derseniz, yakın bir lokasyon daha önereyim: Ankara’ya arabayla iki buçuk saat uzaklıkta Sapanca Richmond Nua Wellness SPA. Sapanca Gölü’nün kenarında 20 tanesi suit, toplam 131 odaya sahip. Otel çok güzel. Havuzlar, saunalar, buhar banyoları, yüz ve vucüt bakımları... Ne isterseniz var. Günü birlik 40 euro vererek, bu aktivitelerden yararlanmanız mümkün ama bence atlayın cumadan gidin, pazara kadar hem ruhunuzu hem vücudunuzu dinlendirin.
Çuval giydi o bile yakıştı!
TEK kelimeyle hayranım ona. Ajda Pekkan’dan bahsediyorum. Geçen Salı akşamı Kuruçeşme Arena’da şef Behzat Gerçeker yönetimindeki ENBE Orkestrası eşliğinde konseri vardı. Atmosfer süper, şarkılar tüyleri diken diken eden cinsten... Biz hep bir ağızdan şarkılara eşlik ediyoruz. Ali dahil, hepimizin üzerinde bir huşu, bir romantizm. Geçmişe gidiyoruz, kimler geldi kimler geçti diye düşünüyoruz, derken “Aynen Öyle” diye zıplıyoruz. Bunlar güzel, hoş. Konser atmosferi zaten, binlerce kişi aynı anda benzer duygularla dalgalanıyor, karşınızda dünyalar güzeli boğaz. Bir ara veriliyor. Kalabalık Ajda’yı kostümünü değiştirip tekrar sahne alması için beklerken... Aman tanrım! Ajda Pekkan sahneye çıkıyor, üzerinde bir çuval! Kadın çuval giymiş, o bile yakışmış! Superstar çuval kumaşından hazırlanmış elbiseyi öyle bir özgüven ile taşıdı, sahnede öyle bir şov yaptı ki, ben yaşımdan da, hep övündüğüm enerjimden de şüphe ettim. Tek kelime ile muhteşemdi! Ne diyeceğimi bilemiyorum, her zaman olduğu gibi ayakta alkışlıyorum. Bu hafta da sevgiyle huzurlarınızdan ayrılıyor, haftaya görüşünceye dek sevgiyle, afiyetle kalmanızı diliyorum!