Paylaş
TARİHİMİZ KONUSUNDA CAHİLİZ
Bu kadar basit bir soruyu bilemenin bana kalırsa üç nedeni olabilir; aşırı heyecan, tarih bilmezlik ve popüler kültür- sosyal medya etkisinin bilgiyi ele geçirmiş ve dahası önemsiz kılmış olması. Sadece bir saat TikTok videolarına maruz kalır ve bir de o videoların izlenme oranlarına bakarsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. Cumhuriyet tarihi konusundaki yazı ve araştırmalarını kıymetli bulduğum tarihçilerden, Sinan Meydan’ı aradım. Yarışmayı izlemiş ve o da benim gibi hayrete düşmüş! Diyor ki: “Özellikle tarihimiz konusunda ciddi bir cehalet olduğunu arkadaş sohbetlerinde hep konuşurduk ancak TV’de bununla yüzleşmek gerçekten çok üzücü. Ben şok oldum.” Peki bunun nedeni ne?
EZBERE DAYALI EĞİTİM
Meydan’a göre bunun 2 nedeni var. İlki eğitim sistemimiz. Şöyle özetliyor: “Eğitimim sistemimizi tarih bilinci oluşturacak şekilde kurgulayamadık maalesef. Bizim tarih eğitimimiz ezbere dayalı. Ezberden ziyade tarih bilinci oluşturacak, neden sonuç ilişkisini ön planda tutacak bir tarih anlatısına ihtiyacımız var. Unutmamalı ki tarih bilinci olmadan ulus bilinci oluşmaz!”
POPÜLER KÜLTÜR ETKİSİ
İkinci nedene gelince... Meydan’a göre tarih siyasetçiler tarafından malzeme haline gelmiş durumda. Diyor ki: “Bak altını çiziyorum, siyasetçi ayırmaksızın, neredeyse siyasi aktörlerin tamamı yaptıkları siyaseti meşrulaştırmak için tarihi yeniden kurgulamaya kalkıyorlar. Bunun iktidarı muhalefeti yok! Böyle olunca tarih gerçekliğinden kopuyor. Ayrıca, tarihi olduğu iddiası ile yapılan dizi ya da yazılan kitaplara bakın. Çoğu tarihsel gerçeklikten uzak! Bunun bir diğer ayağını da sosyal medya ve popüler kültürün baskın hale gelmesi oluşturuyor. Postlar şeklinde hazırlanan yanlış bilgi sorgulanmadan yayınlanıyor, elden ele yayılıyor. Sahte bir tarihi belgenin milyonlarca beğeni alması an meselesi.”
DEVLET POLİTİKASI OLMALI
PEKİ, çözüm nerede? Bu konuda bir devlet politikasına ihtiyaç olduğunu belirten Meydan, “Kendi tarihimiz ve dünya tarihinin kilometre taşlarını, ezberletmeden ama sevdirecek şekilde anlatmak lazım çocuklara. Tarih sıkıcıdır ama yeni yöntemler ile sıkılmadan öğrenilebilir. Öte yandan yeterli müzemiz yok! Daha fazla etnografya ve tarih müzesine ihtiyacımız var. Mevcut tarihi müze ve yerler de öğrenci erişimini kolaylaştırmak gerekir. Mesela, Anadolu’nun eski çağlarını anlatıyorsunuz ama Göbeklitepe nerede bilmiyor çocuklar. Bu olmaz! Müfredat yenilenmeli, gençler mümkün mertebe alana götürülmeli. Ankara’da Meclis binasını gören bir çocuk Ankara’nın başkent olduğunu bir daha unutmayacaktır! Yoksa popüler kültür içinde tarih bilinci tamamen yok olacak” diyor.
POPÜLER KÜLTÜR HAYATIMIZA SIZMIŞ DURUMDA
Böylesi basit bir sorunun hemen yanıtlanamamasını iletişim süreci içinde değerlendirmek için İletişim Bilimci Ali Kayadibi’yi aradım, “Bunun pek çok değişken nedeni olabilir. Ancak bu basit soruya stüdyo konuklarının da çoğunluğunun yanlış yanıt vermesi, “kadim bilginin” bireyler tarafından değer olarak benimsenmemiş olmasından kaynaklı olabilir. Günümüzde popüler kültür tüm gücüyle bireysel ve toplumsal hayatın içine sızmış durumda. Gençlerin yaygın, anlık, hızlı iletişim kurma arzusunun, içselleştirilmiş kadim bilgiye mesafe koyduğu bir gerçek. Sonuç olarak üretmekten çok ‘tüketmek’ popüler kitle kültürü haline geldi. Ancak unutulmamalı ki bilgi her dönemde değerlidir ve çeşitliliği de önemli bir güçtür. Oysa üniversitelerde çoğunlukla bilgi çeşitliliği bireysel çabaya bırakılıyor” diyor.
YARIŞMA ÖZELLİĞİ BU
Yarışmacının soruya hemen doğru cevabı verememesi eğitim sisteminin çöktüğü anlamına gelir mi? Kayadibi, bu noktada Sinan Meydan’dan ayrılıyor. Diyor ki: “Bu durumu böylesi yaygın bir genelleme ile açıklamak son derece yanlıştır. İlkokuldan itibaren Türkiye’nin başkentinin Ankara olduğunu her birey bilir. Ancak popüler bir yarışma programında ‘çelici’ sorular olduğu fikrini yarışmacılar hep zihinde tutar. Tarih bilgisinden de öte stüdyodaki yarışmacıların da tereddüde kapılması yarışmanın özelliğiyle ilişkilendirilebilir. Tepkiler sanıyorum bir ülkenin başkentinin ‘manevi değer’ ifade etmesi ve bir de yarışmacının kitleler tarafından ‘mesleki statü yüklenmiş’ bir üniversite öğrenci olmasından kaynaklı. Oysa buradaki asıl sorun bireylerin tüketim kültürünü öncelemesinden kaynaklı. Popüler kültür sürekli ve hızlı değişimi, çabuk tüketimi öneriyor, kabul ettirmek için de güçlü kanıtlar sunuyor. Bu da değerlerimizin içini hızla boşaltıyor.”
BİLGİYE TALEP YOK
Eğitim uzmanı Salim Ünsal ise bundan 30-40 yıl önceki merak ve bilgi düzeyi ile günümüzdeki arasında çok fark olduğunu belirterek, “Konuyu sadece eğitim üzerinden eleştirmek haksızlık olur çünkü eğitim salt bilgi üretmek üzere kurgulanmamıştır; genel kültür, muhakeme gücü gibi farklı faktörler de var. Bunu daha çok yarışma psikolojisi ve zamanın ruhuna bağlıyorum ben. Böylesine basit bilgiler yeni neslin ilgisini çekmiyor artık. 30-40 yıl önce bırakın Türkiye’nin, Etiyopya’nın başkentini biliyorduk. Şimdi ise internet ile bilgiye erişim kolaylaştı ancak o bilgiye talep yok! Bir öğretmenin kafasında dans etmek, video çekmek falan... Bunlar moda şimdi” diyor.
Paylaş