Türkiye’nin aşı ordusu

SAĞLIK ALTYAPIMIZ YETERLİ VE GÜÇLÜ

BİLİM Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, bu başarıyı “Tesadüf değil. Pediatrik aşılama başta olmak üzere çok başarılı bir altyapımız var. ‘Aşılamayı çabuk yaparız’ dediğimizde ‘zor’ gözüyle bakılıyordu ama hepimiz de görmüş olduk ki daha işin başlangıç aşamasında bile bu kadar yüksek rakamlara ulaşmış olmak altyapımızın yeterli ve güçlü, ağımızın geniş olduğunun göstergesi” sözleriyle açıklıyor.

AŞILAMA HIZLA DEVAM EDECEK

Temas takip programı ve aşılama süreçlerinin hızlanması için ABD’nin 100 bin sağlık çalışanı daha istihdam etmeye hazırlandığını belirten Prof. Dr. Ateş Kara sağlık çalışanlarının aşı yapılırken çekilen fotoğraflarını paylaşıyor olmalarından ise hayli memnun. Prof. Dr. Kara “Paylaşılan her bilgi, her fotoğraf kıymetli. Toplumumuz tarafından ilgiyle takip ediliyor ve aşıya karşı olan tereddütlerin yıkılması konusunda mutlaka bir dönüşü oluyor. Zaten Türkiye tarihinde aşı karşıtlığı diye bir olgu yok. 1800’lü yılların ortasından itibaren önce Edirne, sonra İstanbul’da başlayan aşı çalışmalarına toplumumuz her zaman sahip çıkmıştır. Bugün, COVID-19 aşısı konusunda hâlâ birtakım tereddütler olabilir. Bilim insanlarının bilimsel çerçevede yaptığı bazı tartışmalar ister istemez bazı soru işaretlerine sebep olmuş olabilir. Bu süreci doğal karşılamak lazım. Aşıyı yaptıranlar ve faydaları görülmeye başladıkça önümüzdeki günlerde daha yüksek rakamlara ulaşacağımıza eminim” diyor.

BİZİ SINIRLAYAN TEK DURUM TEDARİK SORUNU OLUR

BİLİM Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, aşıya karşı tereddütlerin çok büyük oranda ortadan kalkmış göründüğünü belirtiyor ve şöyle anlatıyor: “Bu inanın çok sevindirici. Sağlık Bakanımız başta, Bilim Kurulu üyeleri, birçok akademisyen, meslektaşımız canlı aşılama görüntüleri paylaşınca toplum da bu konuda daha rahat hissetmeye başladı. Dolayısıyla da daha rahat bu noktaya gelindi. İlla ‘Ben aşı olmayacağım’ diyen de olabilir elbette ama ben büyük bir direnç olacağını sanmıyorum. Zaten CoronaVac aşısı, eski usul denilen, inaktif bir aşı olduğu için güven açısından sorunlu bir aşı değil.”

TÜRKİYE’NİN AŞI KARNESİ İYİ

“Türkiye’nin aşı konusundaki geçmiş karnesi iyi. Bizde genç nüfus hayli fazla. Türkiye ‘çocukluk aşıları’ konusunda dünya çapında hayli başarılı bir ülke ve dolayısıyla altyapısı güçlü. CoronaVac aşısı için oluşturulan dijital sistem de güven verici. Aşının Türkiye’ye girişinden kişiye uygulanmasına kadarki süreç adım adım takip edilebiliyor. Ayrıca, aşının inaktif olması farklı uygulama konseptleri de gerektirmiyor. Biliyorsunuz, Almanya ve ABD’deki aşıların saklama koşulları ve uygulama alanları bizimkinden çok farklı. Belli yerlerde, belli ekipmanlarla yapılabilen bir aşı. O nedenle oradaki süreçler zor ve yavaş ilerliyor. Bizi sınırlayan ya da sınırlayacak olan tek şey tedarik sorunu olabilir. Onun dışında aşı geldikçe Türkiye hızlı aşılamayı yapar ve aşılama devam ettikçe de pandemide kontrolü ele geçirebiliriz.” 

PAYLAŞILAN HER FOTOĞRAF GÜVENİ ARTTIRDI

SAĞLIK Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Başkanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş, fikir önderlerinin, siyasetçilerin aşı anlarına dair paylaşımlarının toplumu olumlu etkilediğini söylüyor. Prof. Dr. Dökmetaş, “Vallahi ben de aşı olurken çekilen fotoğrafımı hemen paylaştım.
O kadar güzel yorumlar geldi ki. Aklına takılanları soranlar da oldu tabii. Elimden geldiğince cevapladım. Mesela en çok sorulan sorulardan biri gebeler, emziren anneler, kanser hastaları aşı olabilir mi? Yeri gelmişken cevaplayayım. Elbette olabilir. Henüz yeni bir aşı olduğu için karşılaştırmalı sonuçlar elimizde yok ama ‘bizim usul’ dediğimiz inaktif bir aşı bu. Yarar-zarar durumunu gözetince aşı olunması taraftarıyım” diyor.

mRNA AŞILARININ LOJİSTİĞİ ZOR

Türkiye’nin sağlık altyapısının birçok ülkeye göre daha başarılı olduğunu belirten Prof. Dr. Dökmetaş, CoronaVac aşısının saklama-uygulanma koşullarının da hızlı yapılması konusunda önemli bir artı olduğunu söyleyerek, şöyle devam ediyor: “mRNA aşıları -70 derecede saklanıyor. Kanada, Fransa, Almanya bu nedenle geri kaldı. Lojistiği daha zor. Ayrıca 24 saat çalışan sağlık personelleri de yok. Bizim sağlık çalışanlarımız bu işe gönülleriyle, ruhları ile adanmış durumdalar. Yerimiz ve kapasitemiz mevcut. Sıkıntı olabilecek tek sorun aşının tedariki anlamında olabilir ki arz az, talep fazla. Bu noktada yerli ve milli aşı çalışmalarına ağırlık vermek gerekiyor. Aşı olduk diye de tedbiri de elden bırakmamak gerek. Bir süre daha maske-mesafe ve hijyene devam etmek şart.”