Paylaş
TÜRK SEYİRCİSİ İÇİN KOMEDİNİN YERİ AYRIDIR
Bu hafta Gupse Özay’ın “Lohusa”, Elif Dede ve Meriç Aydın’ın “Kardeş Takımı” ve TRT ortak yapımı “Afacanlar Kampta”, geçtiğimiz haftalarda ise “Kolpaçino 4”, “3391 kilometre”, “Rafadan Tayfa 4”, “Atatürk: 2. Film”, “Mutluyuz” ve “Yaşam Koçu” Türk filmleri vizyona girdi. Önümüzdeki hafta ise BKM yapımı “Haydi Tut Elimi”, İsmail Hacıoğlu’nun başrolde yer aldığı “Cem Karaca’nın Gözyaşları” vizyona giriyor. COVID-19 salgını ile sinemadan ayağı iyice kesilen seyirci bu filmlerle geri döner mi? Yanıtını sinema yazarı Ali Ulvi Uyanık, BOX Office’in 2024- 2014 verilerini karşılaştırarak veriyor:
“10 yıllık süreçte, nüfus artışını da hesaba katarsak, seyirci sayısının daha yükselmiş olması lazımdı. 2014’te ilk 3 haftada- toplam seyirci 3 milyon 172 bin iken, 2024’te bu rakam sadece bir tık üstü; 3 milyon 716 bin kişi. İyi başladık yıla. Bu, sevindirici ama ilk 3 haftaya bakarak ‘sinema patladı’ diyemeyiz. Dijital platformlar ve bilet fiyatları maalesef seyirciyi hala bir ‘tık’ eve bağlıyor.”
SÖMESTR DEMEK SEYİRCİ DEMEK
Türk filmlerinin gişeye katkısının payının tartışılmaz olduğuna da parantez açan Uyanık’a son bir ay da vizyona giren filmlerin neredeyse çoğunun komedi ağırlıklı olduğu hatırlatmasını yapıyorum.
Ali Ulvi Uyanık
Diyor ki: “Türk seyircisi için komedinin yeri hep ayrıdır. “Hababam Sınıfı” efsanesi mesela. En fazla seyirci alan komedi filmidir. Gerçi BOX Office rakamları 1989 sonrası açıklanmaya başlandığı için Hababam Sınıfı’nın gişesini maalesef tam bilememekle birlikte, rakamlarla ispat edebildiğimiz en büyük başarı Recep İvedik serisinindir. Ez cümle komedi Türkiye’de her zaman çalışan bir türdür. Salgınla komedi seyirciden de fazlaca rağbet gördüğü için cazip projelerle dijital platformlara transfer edilmişti. Fakat geçen yıl dijital platformlar yerel yapımları yayınlamama kararı aldı. Hem toplumsal ihtiyacın karşılanması hem de dijital platformların boşluğu ile yapımcılar filmlerini sinema salonlarına taşımaya başladılar. Bunun gişeye etkisi büyük. Ayrıca sömestre- 15 tatil- her zaman seyirci çekmek açısından çok değerli. Sinemalar aralık ortası dolmaya başlar ve bu hareketlilik nisan sonuna kadar devam eder. 2024 başlangıcı da tüm bu etkilerle birlikte 2021-2022 ve 2023 yıllarına göre çok iyi oldu. Bu arada animasyon filmlerinin gişeye katkısı da göz ardı edilmemeli. ‘Rafadan Tayfa 4: Hayrimatör’ 1 milyon seyirci barajını geçti bir haftada. Bu da çok kıymetli.”
BİR REKOR DAHA NEDEN OLMASIN
Ekim 2009’da gösterime giren “Kolpaçino: Bir şehir efsanesi” yaklaşık 460 bin izlenmiş. Film vizyona girdiğinde tüm dünyada domuz gribi baş göstermiş. Serinin senaristi ve oyuncu Şafak Sezer diyor ki: “Yani şimdi bunca zaman sonra sinema salonlarının geldiği konfor başka. Sürekli havalandırılıyor, önlemler var hastalıklara karşı. Seanslar ona göre düzenleniyor. O zaman domuz gribi patlayınca bizim film de patlamıştı.” 2016 yılında Kolpaçino serisinin son filmi; “3. Devre” bir buçuk milyon izlenmiş. “Kolpaçino 4 4’lük” 12-14 Ocak hafta sonunda 441.251 kişi ile müthiş bir açılış yaparken 12-18 Ocak haftasında bu rakam 780 bini geçti. Peki Kolpaçino 4 yeni bir rekor daha kırar mı? Yanıtı şu: “Gösterime girdiği ilk hafta sonunda son 3 yılın rekorunu kırdı, 7 günlük rakamlarda ise son 4 yıl rekorunu kırdı. İnşallah, bir rekor daha neden olmasın?”
HEM KİTABIN HEM DE FİLMİN BAŞARISI
Beyza Alkoç’un “3391 Kilometre” kitabından uyarlanan ve sosyal medya üzerinden tanışan iki gencin uzak mesafe ilişkisini anlatan filmin yapımcısı aynı zamanda OTTO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Melih Dinçer, pandemiyle birlikte sadece ülkemizde değil dünyada da sinema kültüründe köklü bir değişim yaşandığını belirterek, “Özellikle dijital platformların yaygınlığının da artmasıyla hızlı tüketim alışkanlığı, seyirciyi evden çıkmadan film seyretmeye yöneltti. Böylelikle nicelik olarak talep arttı ama nitelik de ters oranda düşmeye başladı” diyor. Filmin daha ilk haftadan ulaştığı gişe başarısına ise yorumu şu: “Uzun zamandır benzerine rastlanmamış naiflikte bir aşk hikayesini iyi bir yapım süreciyle beyaz perdeye aktarınca gelen başarı sürpriz olmadı. Yani aslında bu başarı hem kitabın hem de filmin kendi içindeki başarılarının toplamı.”
GÜNÜMÜZDE ARTIK MÜŞTERİSİ İÇİN FİLM YAPILIYOR
Edebiyat-sinema yazarlarımızdan Sayım Çınar da “Kolpaçino 4 gişesini ‘ünlülere’ dayamış bir film. Öte yandan bir kitlesi de var, ısrarla ve merakla devam filmini bekleyen... O zaman gişe yapması da normal. 3391 kilometre kitabının yazarı Beyza Alkoç ile röportaj yaptım bu hafta, filmin galasından sonra. Filmin bir dinamiği elbette var ama genel olarak şunu söylemek mümkün; bugün artık ‘alıcısı’ olan kitap da film de ‘yok’ satıyor. Gişede de edebiyatta da ‘reyting’ diye bir gerçek var. Yazarların da yapımcıların da yönetmenlerin de çoğu müşterisi- tüketicisi için iş yapıyor. Peki, bunlar art-house mudur? Orasını tartışırız” eklemesi yapıyor.
Paylaş