Tedbirler kalktı salgın bitti mi

Avrupa’dan sonra Türkiye’de de COVID-19 önlemleri gevşetildi, açık havada maske takma zorunluluğu ve HES kodu uygulaması kaldırıldı. Her birimiz mesut, maskesiz günlerimize dönmeyi şüphesiz iple çekiyoruz ama ne yalan söyleyeyim günlük vaka ve kayıp sayılarına baktıkça ‘Henüz erken değil mi?’ diye sormamak içten değil. ‘E, Avrupa?’ diyeceksiniz ama orada da aşılama oranları Türkiye’nin çok üzerinde. Zaten karar alınırken Bilim Kurulu üyelerinin bazılarının itiraz ettiğini de biliyoruz. Neden itiraz ettiler? Karar için erken mi değil mi? Yeni kararların vaka sayılarına yansıması ne olur? Bilim Kurulu’nun halihazırdaki üye ve eski üyeleri ile konuştum.

Haberin Devamı

HENÜZ ÇOK ERKEN

Bilim Kurulu Üyesi ve KLİMİK Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, COVID-19 ile ilgili önlemleri alırken vaka-hastanede yatan hasta ve ölüm sayıları, aşılama oranları gibi bazı ölçütlere bakıldığı ve salgının kontrol altında olup olmadığına buna bakarak karar verildiği hatırlatması yaparak, “Tüm bu sayılara bakarak bugün salgının çok da kontrol altında olmadığını söyleyebiliriz. Hastaneye yatış ve ölüm sayılarımız maalesef yüksek. Dolayısıyla var olan önlemleri de kaldırarak bir normalleşmeye gitmek çok mantıklı gelmiyor. Zaten haziran ayından bu yana dünyadakinin aksine, ek önlemler almak yerine daha ‘gevşek’ bir model izliyor, yapılması gerekenleri tam anlamı ile yapmıyorduk. Şimdi bir de var olan önlemler kaldırıldı. Bu benim önerdiğim bir şey değil” diyor.

Haberin Devamı

SÜRPRİZ OLABİLİR

HES kodunun kaldırılmasının vaka sayılarının artmasında etkili olabileceğini belirten Prof. Dr. Şimşek diyor ki: “HES kodu hastaların toplumda rahatça dolaşmasını engellemek için yapılan bir uygulama idi. Ama şimdi hastalar izolasyonda kalmayıp istedikleri yere gidebilecekler. Bu da virüsün dolaşması demek. Epidemiyolojik olarak salgının durumunu en iyi değerlendiren kurum Dünya Sağlık Örgütü’dür. Onlar salgının devam ettiği ve sürprizlerin olabileceğini vurguluyorlar, ki biz de dernek olarak aynı görüşteyiz. HES kodu uygulamasının kaldırılmasını erken buluyor ve kapalı alanlar ile açık alanlarda mesafenin korunamadığı durumlarda maske kullanımının devam etmesini tavsiye ediyoruz.

Tedbirler kalktı salgın bitti mi

BİREYSEL KORUNMA SÜRECİNE GEÇTİK

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, bu gevşemeyi olumlu görüyor. Özlü, “Kalabalık olmayan bir caddede yürüyorsanız ya da açık havada bir konserde iseniz, insanlarla aranızda önemli bir mesafe var ve bu mesafeyi koruyabiliyorsanız maske takmak gereksizdir” diyor ve ‘Ama’ diyerek, şöyle devam ediyor: “Diyelim ki açık havada ama kalabalık bir konserde ya da cenaze namazı, düğün-dernek gibi yoğun bir kalabalıktasınız. İnsanlarla dip dibe, burun buruna, karşılıklı muhabbet ediyorsunuz. Fiziksel olarak mesafeyi koruyamadığınız bu durumlarda, açık havada olsa bile maske takmakta yarar var. Maske zorunluluğunun kalkması ‘Maske yasak’ anlamına gelmiyor. Solunum ve damlacık yolu ile bulaşan her türlü hastalık/belirtide başkalarını korumak adına (bulaşı engellemek için) maske takılmalıdır.” Kapalı ortamlarda da aynı kuralların geçerli olduğuna değinen Prof. Dr. Özlü, “Havalandırılmayan, geniş-yüksek olmayan mekânlar ile insanların yüz yüze baktığı, mesafeyi koruyamadığı (okul, kafe, hastane, sinema, tiyatro, AVM, kalabalık mağaza, cami gibi) yerlerde maske elzemdir. Takılması şarttır. Herkes durumuna ve çevresine bakıp riskine göre maske kullanmaya kendisi karar verme noktasındayız” diyor.

Haberin Devamı

ZAMANSIZ ALINMIŞ BİR KARAR

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. İftihar Köksal önlemlerin gevşetilmesinin sıkıntı yaratacağını düşünüyor ve diyor ki: “Zamansız alınmış bir karar. Toplum olarak bu karara hazır değiliz. Aşılama oranları özellikle de hatırlatma dozları istediğimiz noktada değil. Kronik hasta ve ölüm sayısında belirgin bir azalma yok. Vaka sayıları hâlâ 70 bin civarında. Bu ortamda alınan önlemlerden taviz vermek doğru değil. Keşke biraz daha bekleseydik bu kararları almak için. Kapalı ortamlarda risk şu an daha da artmış durumda. HES kodu uygulaması ve test yapma zorunluluğu kaldırıldı. COVID-19 aramızda, daha da yakın temas halindeyiz demek bu. İnsanlar artık daha da dikkatsiz davranacak. Kronik hastalar, gebeler, ileri yaştakiler ne olacak? Onlar için risk büyük. Açık havada uzun zamandır zaten kimse maske takmıyordu ama kapalı alanlarda ne olacak? Bulaşma oranlarının artmasından endişeliyiz. ‘Kapalı alanların havalandırma koşulları’ deniyor. Bunu kim kontrol ediyor, standart neye göre belirlendi? Bunların cevapları yok. O nedenle maske ve kişisel önlemleri bırakmamaya davet ediyorum herkesi.”

Haberin Devamı

SALGIN İLE BAŞ BAŞBAŞAYIZ

Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul da salgın ile mücadelede artık bireysel korunma sürecine geçildiğini belirterek, “2020 haziranında da bir benzeri olmuştu, Sağlık Bakanı Koca o zaman, ‘Bundan böyle herkes kendi güvenlik çemberi içinde yaşamayı öğrenmeli’ demişti. Bir buçuk yılda yine aynı yere geldik. Sadece Türkiye’de de değil, ülkeler (Avrupa ve Kuzey Amerika başta) ve bazı sağlık otoriteleri: ‘Zaten Omikron aşısını olan yetişkinlerde hafif geçiyor, insanlar istedikleri zaman ücretsiz aşılarını oluyor, testler var, hastalara verilebilecek tedavi edici, ‘Molnupiravir’ gibi ilaçlar da piyasada, testler de var’ gibi bir bakış açısı ile salgın ile mücadele etmekten, çoğunlukla da ekonomik nedenler ile vazgeçmeye başladılar. Hastalığı ‘normalleşme’ koşullarına uydurmaya çalışıyorlar. Peki, böyle mi gerçekten? Hayır, değil. Dünyanın geri kalanında pandemi devam ediyor. Oralardan gelen veriler pek de sağlıklı değil. Yakın zamanda ‘Nature’da yayınlanan bir makalede ‘Can kayıpları açıklananın dört katı’ deniliyor. Virüsün yeni bir formda karşımıza çıkmayacağının garantisi yok. Kronik hastalar ile ileriki yaştakiler risk altında. ‘Herkes kendini koruyabildiği kadar yaşasın’ derecesine varan bir vazgeçmişlik. Bir biliminsanı, hekim olarak bunu kabul etmem mümkün değil. Siz istediğiniz kadar yok sayın, virüs yayılıyor. Toplum salgınla baş başa bırakıldı.”

Yazarın Tüm Yazıları