Oy değil insanlık için oradaydık

YARDIM İLE OY ARASINDA BAĞLANTI KURMAK AHLAKLI DEĞİL

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Barış Erdoğan, deprem bölgesi özelinde sıcağı sıcağına yorum yapanların, birkaç gün düşündükten sonra, söylediklerinde pek de haklı ve hakkaniyetli olmadıklarını anlayacaklarını düşünüyor ve diyor ki: “Yardım ile oy arasında bir ilişki kurmak ahlaklı bir davranış değil. Birine yardım ediyor ve karşılığını bekliyor iseniz; buna yardım değil alışveriş veyahut değiş-tokuş denir ki ‘Ben sana bir şey veriyorum, karşılığında da şunu istiyorum’ mantığının siyasetteki adı ‘Kliyentalizm’dir. Ayrıca ‘Keşke yardım etmeseydim’ diye düşünmek yerine oradaki insanların psikolojisini de anlamaya çalışmak lazım. Verilen tepkiler daha çok ‘Neden muhalefeti desteklemediniz?’ şeklinde ama orada yaşayanlar yaraların sarılması için çözüm olarak iktidar partisini görmüşse o insanları suçlamak yerine o insanların çözümü neden burada gördüğünü düşünmek gerekmektedir. Asıl sorulması gereken soru budur.”

KÜÇÜK BİR GRUP

Verilen tepkileri hayli duygusal bulduğunu belirten Prof. Dr. Erdoğan, bu tepkiyi verenlerin azınlık olduğunun da altını çizerek, şöyle devam ediyor: “Sesleri çıktığı ve görünür oldukları için ‘Herkes böyle düşünüyor’ gibi bir algı var ancak küçük bir grup oldukları kanaatindeyim. Seçim sonucunun -muhalefeti destekleyenler açısından- verdiği bir hayal kırıklığı ile sıcağı sıcağına edilen sözler bunlar. Öyle ki önceki seçim sonuçları ile karşılaştırıldığında deprem bölgesinde iktidar oylarında küçük bir azalma da var. Yani bu çıkışlarında aslında haklı bile değiller.”

AMACIMIZ BİRLİK İÇİNDE YARALARIMIZI SARMAK

CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’u da aradım. O da yazılanların gerçek olmadığına inanıyor, “Yaşadığımız büyük bir afetti. Bu siyaset üstü bir durum ki seçim döneminde, hiçbirimiz siyaset yapmadık, dayanışmaya önem verdik. Bize kim yardım elini uzattı ise hem bir Hataylı hem de Hatay’ın bir milletvekili olarak, Allah onlardan yüz bin kere razı olsun. Biz burada siyaset üstü bir şekilde, birlik ve beraberlik içerisinde yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz. Ayrıca şu da unutuluyor ki binlerce vatandaşımız şehrimizi ya terk etmiş ya da depremde hayatını kaybetmiştir. Hatay artık bir enkaz şehirdir” diyor.

BÖLGE İNSANINI DAHA DERİNDEN YARALADINIZ

Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Can Atalay Hatay’dan TİP adayı olarak TBMM’ye giren tek isimdi. Aynı bölgeden TİP adayı olan oyuncu Mehmet Ali Gümüş ile konuştum. Diyor ki: “Acımasızca yapılan tüm bu, ‘Keşke yardım etmeseydik’ yorumları inanın bölge halkını derinden yaraladı. Siyasi tercihi ne olursa olsun, hangi partiye oy vermiş olursa olsunlar böylesine büyük bir acı yaşamış insanlara karşı yapılan bu yorumlar nereden bakarsan bak ayıptır! Parti ya da ideoloji gözetmeksizin yardıma koştuk bizler. Aksi, ‘Seninle sadece aynı fikirdeysem o yardımı helal ediyorum’ anlamına gelir. Demek ki o yardım gerçekten gönülden kopmamış. Bu, kabul edilebilir değildir, bu cümlelerde çirkin bir anlayış tezahür etmektedir.” Hatay’ın bir köy değil 1.7 milyona yakın nüfusu olan büyük bir şehir olduğu hatırlatması da yapan Gümüş, “Bunu göz ardı edip herkesten aynı reaksiyonu vermesi bekleniyor. Ayrıca bölgemizde büyük can kayıpları ve ciddi oranda bir göç var. Sandığa yansıyan rakamlara bu açıdan da bakmak lazım. Depremin etkisinin az hissedildiği, hissedilmediği bölgelerde -Reyhanlı, Yayladağ, Altınözü gibi- insanların oylarının değişmemesi gayet normal” yorumu yapıyor.

ACININ SİYASETİ OLMAZ FAYDACILIK İLE YARDIM YAPILMAZ

45 binden fazla insanımızın hayatını kaybettiği deprem felaketinde 11 akrabasını toprağa veren AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ı aradım.

“Öncelikle ‘Keşke yardım etmeseydik’ diye yazan hesapların azınlık ve çoğunun da ‘trol’ olduğu inancındayım. Zira yardımlaşmanın, iyiliğin gücüne inanan hiçbir insan evladı bunları yazmaz” diye giriyor söze, şöyle devam ediyor: “Ömer Seyfettin’in ‘diyet’ hikâyesini bilirsin. Ben canı gönülden inanıyorum ki bizim insanlarımız diyet ile iş yapmazlar. Faydacılık ile iyilik, faydacılık ile yardım yapılmaz. Acının siyaseti olmaz. Yapılıyorsa da o zaman adı ‘kötücüllük’ olur. Bizler deprem bölgesine ‘oy’ için yardım etmedik, insan olduğumuz için, vatandaşlık görevimiz olduğu için ettik. Yapılan bir iyiliğin ‘çıkar’ ile yan yana getirilmesi bile iyilik kavramının içini boşaltır. Seçim döneminde buradaki birçok aday gibi ben de kapı kapı dolaştım, hiçbir ziyaretimde de ‘Oyunuza talibim’ cümlesini kurmadım, propaganda yapmadım. ‘Acınızı paylaşmaya geldim. Acılar paylaştıkça azalır’ dedim hep. Laf olsun diye demedim, buna canı gönülden inanıyorum. Burada hâlâ birbirimize sarılmaya çok ihtiyacımız var çünkü. Buradaki halk muhalefetin vaatlerine inanmamış, zor zamanlarda güvenilir, muktedir, liderlik yapacak, yani gemiyi sağ salim limana yanaştıracak bir kaptan-lider aramış ve dahi Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği de bu noktada öne çıkmış olabilir. Bunları da göz ardı etmemek lazım gelir.”