Paylaş
YASAKLAMALAR MAALESEF ÇÖZÜM OLMUYOR
ORMAN Genel Müdürlüğü verilerine göre her yıl ülkemizde 2 bin 600-2 bin 700 orman yangını çıkıyor. Bu sayı kuraklığa bağlı olarak bazen 3 bini bulabiliyor. Peki, bu yangınların ne kadarı ormanları imara açmak ya da terör örgütleri ile alakalı? Prof. Dr. Tolunay’ın yanıtı şu: “Sorduğun soruların asıl sebep olduğuna inanların sayısı hayli fazla. Oysa bugün Türkiye’de yanan orman alanına yapılmış tek bir hatalı otel uygulaması var ve bu hata nedeniyle bu düşünce yayılmış. Diğer taraftan 2021’de çıkan yangınların sebepleri arasında terör örgütleri yok. Son 10 yılda yapılan istatistiklere göre de çıkan yangınların sadece dördünün terör örgütleri tarafından çıkarıldığı kayıt altına alınmış, dolayısıyla bu da yanlış.”
EĞİTİMSİZLİK BÜYÜK SIKINTI
E, ne oluyor o zaman? Neden yanıyor ormanlarımız? Diyor ki: “Şimdi öncelikle yangınların yüzde 40-45’inin çıkış nedeni maalesef belirlenemiyor. Her yangının çıkış nedeni belirlenebilmeli ki ona göre önlemler alınsın. Çıkış nedeni belirlenen yangınlara gelince... Yüzde 55-60’ının iki sebebi var. Bir; ihmal-kaza-dikkatsizlik-yanlış projelendirme gibi... Yani çoğu insan hatası. Ege ve Akdeniz’de yazın ormanlara girişler yasak. Ama yasaklama ile bitmiyor ki. Orman içinde çok sayıda yerleşim alanı ve tarla var, haziran-temmuz ayları hasat zamanı, arıcılık yapılıyor, tüm bunlar yasakların uygulanmasını güçleştiriyor. Mesela anız yakarken ateşin kaçırılması, bir izmarit, arılar sakinleşsin diye duman çıkarmak için yakılan bir ateş, orman içinde piknik yapılması veyahut uygun olmayan meteorolojik koşullarda çalışan kaynak manikasından yükselen bir kıvılcım... Öyle ki Balıkesir’deki yangın balya makinasından çıkmıştı mesela. Tüm bunlar eğitimsizlik, bilinçsizlik ve yetersiz denetim kaynaklı. Oysa topyekûn eğitim ve bilinçlendirme çalışması ve ek önlemler ile büyük kısmını engellemek mümkün.”
“Ek olarak gözden kaçan bir konu da orman içindeki enerji tesisleridir. Bu enerji tesislerinin elektrik üretim hatları rüzgârda birbirine değerek yangın çıkmasına neden oluyor. 2 yıl önceki büyük yangınlar ile yanan 140 bin hektar orman alanının 37 bin hektarı enerji tesisleri ve elektrik nakil hatlarından dolayı yandı. Çok ciddi bir rakam bu. Bunlara ormanda izin verilmemesi, hatların yer altından geçirilmesi, düzenli bakımının yapılması, altındaki bitki örtüsünün kaldırılarak çıplak toprağın açığa çıkarılması gibi önlemler almak çok önemli. Bir de kasıtlı yangın çıkaranlar var.”
BİR ÖRNEK
Örneğin yurtdışına çıktığınızda cep telefonunuza nasıl mesaj geliyorsa yangın tehlikesi olan bölgelere gittiğinizde de uyarıcı ve önleyici mesajlar atılabilir.
BABASINA KIZIYOR YANGIN ÇIKARIYOR
* NASIL yani? Prof. Dr. Tolunay, beni şaşkına çeviren bir yanıt veriyor: “Babasına, amirine sinirleniyor... Gidiyor yakıyor ormanı. Geçen yıl Marmaris’te çıkan yangın mesela. Bu sebeple çıktı. Tarla açma ya da yerleşme amaçlı çıkarılanlar var. Özetle yangınların yüzde 90’ı insan hatasından kaynaklı.”
YETERLİ ARAÇ VAR AMA PERSONEL EKSİK
HER yangında aynı şey söylenir: “Yeterli uçağımız, aracımız yok!” 2021 yılı yangınlarına kadar 30 helikopter 3 adet kiralık uçağımız ve bu ekipmanları kullanacak ve denetimlerde yer alacak personel sayısında ciddi eksiklik olduğunu belirten Prof. Dr. Tolunay, “Ama bu yıl itibarı ile bu sayı 100’ün üzerine çıktı. Şu an bir sıkıntı yok. Hatta Çanakkale’deki yangına 35 hava aracı, ki bunlardan 4’ü gece görüşlü, müdahale ediliyor. Ancak denetim ve müdahale konusunda hâlâ yeterli personelimiz yok. Geçtiğimiz aylarda 5 bin orman işçisi alındı ama bu sayının 10 bin olması gerekli” diyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ DE YANGINLARI TETİKLİYOR
ÇANAKKALE Yangını özelinde gördük ki rüzgârın 60 kilometre hız ile esmesi, hava sıcaklıklarının 40 derecelerde seyretmesi, bağıl nemin düşük olduğu bir iklim yangınların çıkması ve hızlanması için yeterli. Prof. Dr. Tolunay’a göre özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde yangın çıkmasının ikinci sebebi de bu: “İklim değişikliği ve tetiklemesi ile oluşan yeni meteorolojik olaylar.” Şöyle devam ediyor: “Mart ayından itibaren orman yangını riski ortaya çıkmaya başlar, temmuz ve ağustos da riskin en fazla olduğu aylardır. Dolayısıyla en ufak kıvılcım büyük yangınlara dönüşebilir. Yangını başladıktan 10 dakika içinde etkin bir müdahale ile söndüremiyorsanız sıcak, kurak şartlar ve rüzgârlı hava sebebi ile kısa zamanda daha geniş alana yayılması mümkündür. Çanakkale özelinde görüyoruz ki 8-9 saat içinde 15 kilometre mesafe almış yangın. İnanılmaz bir hız. Onlarca araç, personel, hava desteği... Yine de önünü alamıyorsunuz. İklim değişikliği konusu tam da burada devreye giriyor. Dolayısıyla planlama yangın çıktıktan sonra hızlıca gidip söndürmek üzerine değil önlemek üzerine yapılmalı.”
Paylaş