Meteor mu yoksa uzaylılar mı

3-4 gün önce atmosfere giren, Trabzon ve Giresun başta olmak üzere Yozgat, Çorum, Çankırı ve Tokat’tan da çıplak gözle izlenebilen, dün gece de İstanbul’da ortalığı gündüz gibi aydınlatan meteor düşmesi sosyal medyanın gündeminde. “Sonunda bu da oldu! Uzaylılar geldi” diyerek mavra yapanların yanı sıra durum depremi tetikler endişesi yaşayanlar da var. Ben de aynı kaygıyla tehlike var mı yok mu diye uzmanlara sordum.

Haberin Devamı

GÖKTAŞLARI DİNOZORLARI YOK ETTİ

SABANCI Üniversitesi’nden astrofizik profesörü Dr. Ersin Göğüş, İstanbul’da geceyi adeta gündüze çeviren düşme anını izleme imkânı yakalayamadığını, ancak video kayıtlarından edindiği izlenime göre bunun atmosfere giren bir göktaşı olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Göğüş, “Dünya, Güneş çevresinde saniyede 30 kilometre yol kat ediyor. Bu oldukça hızlı bir hareket. Dünya bu hızlı hareketini tamamlarken yörüngesindeki göktaşlarına çarpıyor. Yerden bakınca biz bunu göktaşı sanki dünyaya çarpıyormuş gibi algılıyoruz. Oysa biz ona çarpıyoruz. Bu gök cismi atmosfere girmesiyle aşırı sürtünmeden dolayı yanmaya başlıyor. Hatta bazen yanarken ciddi bir patlama da gerçekleştiriyor. İstanbul’da da diğer illerde de gözlemlediğimiz olay budur” diyor.

Haberin Devamı

Meteor mu yoksa uzaylılar mı

ZAMANI DEĞİL

Meteor yağmurlarının olağan olduğunu ancak şu an zamanı olmadığını belirten Prof. Dr. Göğüş’e “Şu an zamanı değil de ne demek?” diye soruyorum. Prof. Dr. Göğüş, meteorların belli zaman aralıklarında düştüğünü ve bilim insanları olarak bu zamanları bildiklerini belirterek, şöyle devam ediyor: “Burada garip olan durum şu: Şu an böyle bir meteor yağmuru zamanı değil. Şubat-mart aylarında böyle bir durum gözlemlemeyi beklemiyorduk. Neden oldu? Zaman zaman böyle küçük düşüşler yaşanabilir. Bunun uzay çalışmaları ile ilgili olduğunu söylemek ise mümkün değil. Endişelenilecek bir durum yok. Merak etmeyin. 66 milyon yıl önce dünyaya çarpan göktaşları dinozorların yok olmasına sebep oldu. Korku biraz bundan kaynaklı galiba. Ama onun başka nedenleri de var, sadece çarpma ile alakalı değil. Dünya atmosferi küçük boyutlu göktaşlarını parçalayarak, eritebilecek kabiliyette. Bu durum göktaşı avcılarına yarar. Bunun meraklıları çok, satıyorlar. Göktaşı sektörü var diyebilirim.”

METEOR DÜŞMESİ GAYET OLAĞANDIR

İSTANBUL Üniversitesi Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü’nden Doç. Dr. Hasan Esenoğlu da düşme anını video kayıtlarından izlemiş ve “Görebildiğim kadarı ile bu bir göktaşı. Şubat-mart aylarında sıklıkla görülebilecek bir durum değil. Meteor yağmurları bu tarihte olmuyor. Olsa olsa Güneş sisteminden düşen küçük bir asteroit olabilir” diyor. Güneş batarken atmosferde bir kızıllık oluştuğunu ancak düşme esnasında gökyüzünün maviye boyandığını belirten Doç. Dr. Esenoğlu, şöyle devam ediyor: “Göktaşları normalde mercimek küçüklüğünde olur. Havanın çok karanlık olması durumunda çok parlak görünürler ve iz bırakırlar. Burada öyle bir durum yok. Loş bir ortam olmasına rağmen hayli parlak ve canlı göründüğü için belki insanlar çekindi. Oysa çekinecek bir şey yok. Bu taş biraz daha irice olduğu için ya da sürtünmeden dolayı fazla ısınıp, içindeki kimyasalın aniden yanmasından dolayı parlaklığı arttırmış olabilir. Bu bizim sıklıkla karşılaştığımız, sıradan bir durum.”

Haberin Devamı

NEDEN HER YERDEN GÖRÜNDÜ

Bunlar uzay nesnesi. Çok büyük bir hızla sürtünmesiz bir ortamdan bir anda atmosferin yoğun ortamına düşüyorlar. Sürtünme bu taşların hızını yavaşlatsa da oldukça hızlı oldukları için bu taşların atmosferdeki seyahatleri ülkelerarası, kıtalararası gerçekleşiyor gibi düşünebilirsiniz. Çok yerden görünmesinin sebebi bu. Milyar yıl önce daha da çok gerçekleşiyordu, şimdi hayli azaldı. Tehlikeli de değil, olağan bir durum. Korkuya gerek yok.”

GÖKTAŞI SEKTÖRÜ VAR

“Bu taşlar Güneş sistemimizin orijinal bilgi taşıyıcılarıdır. Bilimsel açıdan hayli kıymetli. Güneş sisteminin soğuk bölgelerinden geliyorlar. İncelenmesi Güneş sisteminin nasıl oluştuğuna dair ipuçları verir. Bu nedenle bazı kişiler bu taşlara yüksek fiyat biçebiliyorlar. Bu tamamen onlara kalmış. Biz incelemesini yapıp, bulan kişiye geri teslim ediyoruz, o da tabii bize getirirse... 1964’te Çanakkale’nin Bayramiç ilçesine göktaşı düşmüştü. Bir öğrencim ile bu taş üzerinde çalışmıştık. İnceleme sonucunda taşta insan bünyesinde bulunan amino asit tespit ettik. Tüm dünya bu meteoru Çanakkale meteoru olarak biliyor şu anda. Bulmak çok zor ama yeter ki ayağımıza kadar gelen bu güzelliği bulalım.”

Haberin Devamı

Meteor mu yoksa uzaylılar mı

DEPREMLE ALAKASI YOK

JEOFİZİK yüksek mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan farklı illerden de görülen göktaşı düşmesinin sosyal medyada dillendirildiği, korkulduğu gibi depremi tetiklemesi gibi bir durumun asla söz konusu olmadığını söylüyor, şöyle devam ediyor: “Türkiye’ye ilk defa göktaşı düşmüyor. Milyarlarca yıl önceden beri gerçekleşen doğal olaylar bunlar. Yeryuvarı, Mars gibi soğuyuncaya, Güneş tarafından yeniden yutuluncaya kadar yaşamaya devam edecek. O güne kadar da göktaşları yeryüzüne düşecek, bu kaçınılmaz. Bunu depremle ilişkilendirmek saçmalık. Göktaşı kitlesel olarak çok büyükse düştüğü yerde bir sarsıntı yaratabilir ama buna deprem denmez, denemez. Deprem, yer içindeki gerginliğin bir yarılım ile boşalmasıdır. Deprem yerle, göktaşı ise uzayla alakalıdır. İkisi birbirinden tamamen farklı. Nedense bizim toplum depreme bayılıyor! Sisam’da deprem oldu, hemen ‘İzmir depremi’ dediler. Yanlışa eğilim bizde biraz fazla. Bu tür kafadan atma, uyduruk söylentilere kulak asmayın.”

 

Yazarın Tüm Yazıları