Paylaş
KORONAYA YAKALANINCA ‘ÖCÜ’ MUAMELESİ YAPTILAR
Diyetisyen Sinem Duman 24 yaşında. Ateş ve halsizlik bulgusuyla doktora gitti ve testinin pozitif çıktığını Ankara Seyranbağlar da teyzesi ile yaşadığı evde öğrendi. ‘O günden sonra hayatım kâbusa döndü. Hastalık bir nebze ama uğradığım psikolojik şiddet daha ağırdı’ diyor. ‘Anlamadım. Zaten hastalığı ile uğraşan genç bir kadın nasıl bir baskı görebilirdi ki?’ Duman şöyle özetliyor: “Virüs ilk yayıldığı günlerde doktor ve sağlık çalışanlarına ‘Aman eve gelmeyin bize de bulaştırırsınız’ diyorlardı ya, öyle bir durum. Hastalığı öğrenir öğrenmez çevremdeki herkese, haliyle yaşadığım apartmandakilere de durumu ilettim. Farkındalığı yüksek biriyim. Aile hekimimin kontrolünde 22 gün karantinaydım. Tüm alışverişlerimi online ödeme-kapıya bırakma şeklinde yaptım. Kimseyle temasım olmadı. Bir kere eldiven ve maske ile çöp atmak için kapıya yöneldim. Sanırsınız 3. dünya savaşı çıktı. ‘Öcü’ muamelesi yaptılar. ‘Veremli’ gibi davrandılar. ‘Taşın’ demediler açıkça ama o baskıyı yaptılar. 22 gün boyunca, balkonda çöplerle yaşadım. Empatiden, insanlıktan çok uzaktılar.”
HASTALIĞI BİLMİYORLAR
Buraya bir parantez açma ihtiyacı hissediyor Duman ve şöyle diyor: “Beni en çok desteğe ihtiyacım olan zamanda eve hapseden bu zihniyet, maske-mesafe kuralını hiçe sayarak, her gün sokakta. İnsanların korona virüsünden korkmalarını anlıyorum. Ancak burada ikircikli bir tutum var. Virüs ‘yakın çevreye’ geldiğinde başka tek başına kaldığınızda başka davranıyorsanız sorun sizde.”
Duman hasta olduğunu öğrendikten sonra temaslı olduğu arkadaşlarına da haber vermiş. Ancak aralarından birkaçı ‘Aman bizimle temaslı olduğunu kimseye söyleme’ demişler. Duman ‘Linç edilmekten korktular sanırım. Çünkü benim yaşadıklarım ortada. Alacakları tepkiden korkuyor insanlar. Belki de bu nedenle hastalığı gizleme ihtiyacı hissediyorlar. Bir arkadaşım ‘İşyerindekiler öğrenirse büyük problem olur, maaş alamam’ demişti. Virüsün yayılmasının altında yatan bir neden işte bu korku ve bilinç düzeyinin yeterli olmaması bana göre” diyor.
TEMAS ETTİĞİM KİŞİLER ‘ADIMI VERME’ DEDİ
Eskişehir’de yaşayan 29 yaşındaki avukat Ceren Koçak babasının rahatsızlanması üzerine gittikleri hastanede ailece koronavirüs olduklarını öğrendi. Bir belirti olmadan hastalığı ‘asemptomatik’ atlattığını söyleyen Koçak “Testim açıklanır açıklanmaz herkesi aradım. Hasta olduğumu bilmediğim dönemde temas ettiğim, görüştüğüm kişilerden bazıları ‘Benim ismimi söyleme, tatilim yarım kalmasın. Benim ismimi söyleme işlerim var. Şu an dükkânı kapatamam’ dediler. Bilinç düzeyi yüksek değil yani bu da biraz yayılmaya sebebiyet veriyor” diyor.
HASTALIĞI BİLİP DE SÖYLEMEMEK SUÇ
TCK’nın 195. maddesi bulaşıcı hastalıklara ilişkin tedbirler düzenleniyor. Bu maddeye göre kişiler, anlık sağlık durumlarını eksiksiz ve doğru bir şekilde bildirmekle yükümlü. Kanuna aykırı davrananlar 2 aydan 1 yıla kadar hapis cezası ile yargılanabilir. Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü de koronavirüs pozitif olduğunu bildiği halde saklayan, izolasyondayken seyahat edip düğün-dernek gezenlerin toplum sağlığını riske ettikleri için suç işlediklerini hatırlatıyor ve “Burada bir gizlenme, başkasının hayatını tehlikeye atma durumu var. Affedilecek bir hareket değil. Amacımız sizi nedensiz yere eve kapatmak değil; aylardır mücadele ettiğimiz virüsün daha fazla yayılmasını engellemek. Bunu başaramadıkça vaka sayıları artmaya devam edecek” diyor.
FİLYASYON ÇOK ÖNEMLİ
Özlü şöyle devam ediyor: “İşinden gücünden kalacağı gerekçesiyle ‘Aman beni söyleme’ diyenler kadar ‘Beni temaslı göster de 14 gün evde yatayım’ diyen de var. Filyasyon çalışmalarının sağlıklı yapılması virüsün topluma yayılmamasını önlemek adına önemli. Bu işin şu an tek
aşısı tedbir.”
Paylaş