‘İklim değil insanoğlu suçlu’

Giresun’da 6 kişinin ölümü, 10 kişinin kaybolması, onlarca kişinin yaralanmasına yol açan sel felaketinin yaraları sarılmaya çalışıyor. Gelin görün ki bu bir değil iki değil! Her yıl benzer bir felaketle karşı karşıyayız. Konu afet yönetimi olunca alanında uzman 2 isim, İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği’nden Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ile Prof. Dr. Orhan Şen’i aradım. “İklim değil insanoğlu suçlu” diyorlar.

Haberin Devamı

‘İklim değil insanoğlu suçlu’

TEK TİP BİNA YAPMA HASTALIĞI VAR

Meteoroloji Mühendisi ve Afet Yönetim Uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, afetin en önemli nedeninin tek tip bina yapma hastalığı olduğunu söylüyor. “Ne demek bu?” Şöyle açıklıyor: “Dere yatağına da dağın tepesine de aynı tip evler yapıyoruz. Oysa İstanbul Maçka’ya yaptığın evi Trabzon Maçka’daki dere yatağına yapamazsın! 2 Maçka arasında ‘yapısal’ açıdan bir fark olmazsa afet kaçınılmaz olur.” Prof. Dr. Kadıoğlu’na göre bir bölgenin şartları ve iklimine göre bina yapmayı bir türlü öğrenemedik! Yıllardır tekrar ettiği bir gerçeği bu kez daha yüksek sesle bir kez daha söylüyor Kadıoğlu: “Sen hem dere yatağına tek tip bina yap, afet olunca da ‘doğanın gücü’, ‘İklim değişti ondan böyle oldu’ de! Bu topu taca atmaktır. Bir dahaki afete kadar kendimizi avutmak için iklim değişikliğini günah keçisi ilan etmişiz, gidiyoruz. Doğrudur. İklimler değişiyor. Değişmeyen bizim zihniyetimiz!”

Haberin Devamı

0 GİRİŞ BİNA YASAKLANMALI

“Tek tip değil ise nasıl binalar yapmak, çözümü nerede aramak gerekir?” diye soruyorum. Prof. Dr. Kadıoğlu “Öncelikle 0 giriş bina yapımının acil durdurulması lazım. Ben Karadenizliyim. 1929’da dedelerim Sürmene Köprübaşı’ndan sel dolayısıyla Maçka’ya göçmek zorunda kaldı. Demem şu ki o bölgede böylesi kuvvetli bir sel ilk kez olmuyor. Gelin görün ki önlem almıyoruz. Sele karşı dayanıklı, duyarlı bina yapma fikrinden uzaklaştık. Karadeniz’de geleneksel bina yapma türleri vardır. Mesela Samsun Çarşamba’da yaşayanlar selden zarar görmemek için ne yapmış? Binalarını direklerin üzerine dikmiş. Neden? Sel suyu alttan gelip, rahatça geçsin diye. Böylelikle hidrostatik basınç evi yıkmamış. Şimdi sen adı zaten Dereli olan bir ilçeye ‘0 giriş bina’ yaparsan bunun sonucu afet olur. Havzaya 500 yıl boyunca yağan en kuvvetli yağışın su seviyesi baz alınarak hesaplama yapılmadan, su basman seviyesi belirlenmeden yapılan her ev yıkılır da su da basar. Mühendislik hesapları bunun için var. Su basman seviyesi ne demek? Milletin bundan haberi yok. Hesaplayıp diyeceksin ki ‘Bu seviyenin altında binaya giriş- bodrum kat olmaz. Cam çerçeve konmaz.’ Küçük hesaplar yapıp ‘Buraya bir kat daha sıkıştırayım’ dersen bunun faturası mutlaka olur, bazen işte böyle ağır da olur!” diyor.

Haberin Devamı

KIRSAL DÖNÜŞÜM BAŞLATILMALI

“Peki ya eski yapılar? Onlar ne olacak?” Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu bu konuda da çok net: “Kırsal dönüşüm programı başlatmak lazım. Binaların devlet eliyle yıkılıp yerlerine durum ve şartlara uygun yeni binalar yapılması riski azaltacaktır. Aşırı yağışları engellemek mümkün değil. Ama can ve mal kayıplarını mühendislik becerilerimizle engelleyebiliriz. Zihniyet değişikliği şart.”

‘İklim değil insanoğlu suçlu’

METEOROLOJİ OKURYAZARLIĞI ÖNEMLİ

Prof. Dr. Kadıoğlu uzmanların günlerdir “Sel olabilir” duyurusu yaptığını hatırlatarak “Vatandaşlarımız durumu ciddiye almıyor. ‘Sel aniden geldi’ diyor. Meteorolojik eğitim sıfır. İlkokuldan itibaren sel, dolu, deprem, afet nedir? Nasıl korunuruz? Bunların öğretilmesi şart” diyor. Kadıoğlu’na göre afetlerin böylesine sık yaşanmasının bir nedeni de mühendislik bilimlerinde yaşanan medeniyet gerilemesi. Şöyle örnekliyor: “İstanbul’daki Ihlamur Kasrı’na bir bakın. Oranın dere yatağı olduğunu bilip ona göre ev yapmışlar. Bir de hemen yanında bugün yapılan binalara bir bakın. Bu modernlikte, böylesi bir zaman da dere yatağına bodrum katlı ev dikilmiş. 200 yıldır bir adım yol alamamışız.”

Haberin Devamı

YOL YANLIŞ YAPILMIŞ

Giresun’da bir askerimizin şehit düştüğü yolun yanlış şekilde menfezle geçildiğini halbuki köprü ile yapılması gerektiğini savunan Prof. Dr. Kadıoğlu şöyle devam ediyor: “Dereyi köprü yerine 2 küçük menfezle geçmişler. Bu tür ihmal ve yanlışlar yıllar içinde birikince bir zaman gelir büyük bir fatura çıkar.”

DERE YATAKLARI BOŞALTILMALI

İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, afeti yaratanın yağış değil insanoğlunun kendisi olduğuna inanıyor. Sözleri tecrübeyle sabit. Şen, “Dere yatağına ev yaparsan olacağı bu! Topografik açıdan o bölge bir hayli önemli. Bir defa derenin içindeki suyu toplayıp besleyen çok yüksek dağlar var. Su toplama havzası geniş. Dağın tepesinden hızla inen yağmur, eğim de olduğu için afete yol açıyor. Bu çok normal. Siz derenin önüne engel koyarsanız o da ne var ne yoksa alıp götürür” diyor.

Haberin Devamı

MUCİZE BEKLEMEYİN

Prof. Dr. Şen şöyle devam ediyor: “Yağıştaki şiddetin artması iklim değişikliğinden olabilir ama afete dönüşmesi insan eliyledir. O nedenle bugün Giresun’da, yarın Artvin’de, sonra İzmir’de olmaya devam edecektir. Burada yapılması gereken tek şey tedbir almaktır. Nedir bu tedbir? Yağmur engellenemeyeceğine göre dere yatakları acil boşaltılmalıdır. İyi bir analiz yapılması, derenin yön değiştirdiği yerlerdeki riskin azaltılması elzemdir.  Bunlar yapılmadığı sürece ‘mucize’ beklememek lazım.”

Yazarın Tüm Yazıları