Paylaş
DENEYİMLE ALAKALI SORUNU YOK
HAKAN Fidan’ı yakından tanıyan, Genelkurmay Başkanlığı eski İstihbarat Başkanı Korgeneral İsmail Hakkı Pekin’i aradım. “Göreve gayet uygun bir isim” diye giriyor söze, şöyle sürdürüyor: “Daha dün CIA şefinin Çin’e ziyaretini okuduk. Dış ilişkilerin temelini artık istihbaratçılar atıyor. Dolayısıyla dış sorunların sadece ‘ilişkiler’ ya da ‘asker’ ile çözülmesi mümkün değildir. Bu bakımdan şüphesiz Hakan Fidan’ın yeni görevi yerindedir. 13 yıl MİT, öncesinde de TİKA görevi... Deneyim ile alakalı en ufak bir sorunu da yok.” Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yemin törenine katılmak için dünyanın dört bir yanından gelen devlet başkanlarına da işaret eden Pekin, “Yani Hakan Fidan’ın masasındaki konular; Rusya-Ukrayna savaşı, Ermenistan-Azerbaycan anlaşması, Mısır ve Rusya ile halledilmesi gereken Libya sorunu ve elbette Suriye meselesi olacak gibi. Ki zaten kendisi başından beri görüşmelerin içinde, bu başlıklara vakıf. Bunlara terörle mücadele başlığını da ekleyin. Terör örgütlerine dış desteği maalesef kesemedik, desteğin kesilmesi açısından Fidan’ın rolü önemli” diyor.
İsmail Hakkı Pekin
‘İSTİHBARAT DİPLOMASİSİ’NDE AKTİF ROL ALDI
TÜRK Alman Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Enes Bayraklı, Fidan’ın güvenlik ve diplomasi alanındaki uzun kariyerine dikkat çekiyor: “Sayın Bakan’ın siyaset bilimi alanında doktoralı eğitimi var, bu alanda yayınlanmış makaleleri var. Hem teorik hem de pratik açıdan; uluslararası ilişkiler, diplomasi ve güvenlik alanlarında derin bir tecrübeye sahip. 2003-2007 yılları arası Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi, TİKA’nın başkanlığını yaptı. TİKA, Türkiye’nin yurtdışında teknik-insani yardımlarını organize eden, doğrudan dış politika ile bütünleşmiş bir kurum. Ki Hakan Fidan döneminde Türkiye, OECD nezdinde yardım veren ülke sıfatını kazandı. Başbakanlık Dış İlişkilerden sorumlu Müsteşar Yardımcılığı ve Uluslararası Atom Enerjisi Yönetim Kurulu üyeliği sıfatlarının yanında MİT’te 13 yılı var. Güvenliğin yanı sıra istihbaratın önemli kollarından biri de ‘istihbarat diplomasisi’dir. Görevi süresince Türk dış politikasının Suriye, Libya, Irak, İran, Rusya gibi önemli dosyalarında ‘istihbarat diplomasisi’ kanalı ile aktif olarak rol almış, deneyimli bir isim Fidan. Bu tecrübelerinden dolayı Dışişleri Bakanı olarak bu meselelerin çözümüne büyük katkısı olacaktır.”
Doç. Dr. Enes Bayraklı
MASADAKİ BAŞLIKLAR
Peki, masasında hangi konu başlıkları olacak? Türkiye’nin son 20 yılda küresel etki sağlayan bölgesel bir güce dönüştüğünü hatırlatan Doç. Dr. Bayraklı’ya göre ilk madde Suriye: “Suriye; uluslararası birçok aktörün etkin olduğu bir sorun. Askeri çatışmalar büyük oranda bitti. Bu işin artık diplomatik bir maharet ile masada çözülmesi gerek. İkinci sorun; Rusya-Ukrayna savaşı ve Türkiye’ye etkileri. Burada da Türkiye’nin oynadığı rolün devam ettirilmesi önemli. Doğu Akdeniz-Ege sorunu da Türk dış politikalarının temel meselelerinden. NATO ve AB ile ilişkiler konusunda ise Türkiye’yi yeni fırsatlar bekliyor. Bunu da dünya liderlerinin seçim sonrasındaki pozitif açıklamalardan anlıyoruz. Türk dış politikasının stratejik otonomisinin güçlenerek devam edeceği bir döneme giriyoruz bana kalırsa.”
ATAMALAR İÇİNDE EN ‘STRATEJİK’ OLANI
EMEKLİ Albay, Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ yeni kabinenin atamasında ‘stratejik bir akıl’ çalıştığını söylüyor. Fidan’ın Dışişleri Bakanlığı’na getirilmesi özelinde ise ‘deneyim’ vurgusu yapıyor: “Muhatabınızın dış ülkeler olduğu bir pozisyonda başarılı olmak istiyorsanız istihbari anlamda derin bilgi sahibi olmanız beklenir. Zira, Dışişleri kritik bir satranca benzer. İstihbarat iyi ise hamle de güçlüdür. Sayın Fidan, TİKA’da kalfalık, MİT’te ustalık dönemini tamamlamıştır, bu herkese nasip olmaz. Dolayısıyla bu atama akıllıca ve tüm atamalar içinde en ‘stratejik’ olanıdır. Türkiye’nin elini güçlendirir. İstihbari donanımı yüksek olduğu için de sayın Fidan’ın hata yapma şansı sıfıra yakındır.”
Coşkun Başbuğ
SON DERECE İSABETLİ BİR İSİM
‘İSTİHBARAT diplomasisi’ teriminin MİT müsteşarlığı döneminde Hakan Fidan ile literatüre girdiğine parmak basan Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi, terör ve güvenlik uzmanı Abdullah Ağar diyor ki: “Gündem yoğunluğunda atlandı ancak CIA Direktörü Burns ile Rus İstihbarat Servisi (SVR) Başkanı Narışkin’i nükleer görüşmeler için İstanbul’da buluşturdu, anlaşma imzalattırdı. Somali’de rehin tutulan İtalyan yardım görevlisini özgürlüğe kavuşturdu. Daha bunun gibi birçok olay... Ayrıca bilgi ve muhakeme eksenli hareket eden iki stratejik kurum vardır; biri Dışişleri, öteki MİT’tir. Tüm bu açılardan bakarsak Hakan Fidan’ın bu göreve getirilmesi son derece isabetlidir.”
Abdullah Ağar
‘KİLİT’ KONULAR
Türk dış politikası bundan sonra nasıl şekillenir? Ağar’a göre önemli başlıklardan biri Rusya-Ukrayna savaşı, şöyle izah ediyor: “Bu savaş dünya jeopolitiği açısından son derece önemli bir kırılma. Türkiye, ‘aktif tarafsızlık ve denge politikası’ stratejisinin altına imza attı. Bu siyaset ve stratejinin devamlılığı ve Türkiye’nin taraflar arasında barışı sağlayıcılığı hem dünya hem Türkiye’nin geleceği açısından çok önemli. Fidan’ın rolü de böyle ‘kilit’ bir noktada öne çıkıyor. Ümit ediyorum ki başarsın. Öte yandan ilk telefon konuşmasını Azerbaycanlı mevkidaşı ile yaptı. Orada da imzalanması gereken ‘ateşkes’, çizilmesi gereken sınırlar var. Rusya ve Çin ise inisiyatifi kaptırmama derdinde ama Kafkaslar bizim alanımız. Bir yandan da Balkanlar ısınıyor. Türkiye’ye çok önemli roller düşecektir.”
Paylaş