'Film konusunda ısrarcı olmak ustanın vasiyetine saygısızlıktır'

Türkçe pop ve rap ağırlıklı geniş bir repertuara sahip Z kuşağı gençlere ‘Son dönemin en büyük halk ozanları kimlerdir?’ diye sordum. Teklemeden sayabildikleri isimler arasında Âşık Veysel ve bugün ölümünün 10. yılında andığımız Neşet Ertaş vardı. Ne yalan söyleyeyim, bileceklerini pek düşünmemişim ama cevaplara çok mutlu oldum. Ne de olsa ona boşuna “Türkülerin Babası” dememişler. Gönül dağının zirvesindeki büyük ustaya duyulan hayranlığın nedenlerini en yakınındaki isme, Gazi Üniversitesi öğretim görevlisi, müzisyen, yazar, şair Bayram Bilge Tokel’e sordum.

Haberin Devamı

Film konusunda ısrarcı olmak ustanın vasiyetine saygısızlıktır

GENÇLERE OLAN SEVGİSİ ÇOK BÜYÜKTÜ

Müzisyen Tokel’e önce kendi yaptığım küçük araştırmayı anlattım. Genç neslin Ertaş hayranlığına mutlu oldu ama hiç de şaşırmadı: “Biliyordum” dedi, üstadın Almanya’da geçirdiği 25 yılın ardından İstanbul’da verdiği ve 5 binden fazla kişinin izlediği, ilk şarkısı öncesi “Saygısızlık olmasın, ceketimi çıkartabilir miyim?” sorusu ile hafızalara kazınan ilk konserine atıfta bulunarak, “Rahmetli gençleri çok severdi ama gençlerin onu sevip takip ettiğini pek bilmezdi. Rahmetli Hasan Saltık ile üstadı bu konseri vermeye ikna etmek için öylesine çok uğraştık ki... Ne ücretler teklif ediyorlar, yine de ‘Hayır’ diyor. Bir gün sordum, ‘Nedir derdin?’ Dedi ki: ‘O sahne 5 bin kişilik. Ben, 25 yıldır memlekette değilim. Beni tanıyanlar, sevenlerim yaşlandılar, gelmezler. Gençler de farklı müzikler dinliyorlar artık. O sahneyi dolduramazsam mahcup olurum, bunu göze alamam.’

Haberin Devamı

Film konusunda ısrarcı olmak ustanın vasiyetine saygısızlıktır
Bayram Bilge Tokel

TARİHE GEÇEN KONSER

“Tabii ben genç neslin Ertaş hayranlığının farkındayım. ‘O salon dolacak, inan bana’ dedim. İnandı. Ve de ne iyi etti. İçeride biletli 4-5 bin kişi. Dışarıda bilet alamayan yüzlerce... Bu sevgi karşısında şaşkın ama mutlu. Dedi ki: ‘Dışarıda kalanlar; bilet parası olmayan fakir, fukaradır. Alın onları da içeri. Yoksa çıkmam sahneye.’ Baktık, kararlı. Açtık kapıları, dışarıda kalan o gençleri de aldık içeri. Ne konser! Merdivenlere oturanlar, ayakta kalanlar... Hep bir ağızdan ustanın türküleri söyleniyor. En önde en sevdiği isimler; Şener Şen, Ajda Pekkan, Orhan Pamuk var. Böyle işte. Türkiye’nin kültür-sanat ve bilim ile kalkınacağına ve bunun da teminatının gençler olduğuna inandığı için çok severdi onları, hiçbir davetlerini kırmaz, ücretsiz konser verirdi. Vefa gösteren gençlerimiz sağ olsun” diyor.

Haberin Devamı

TAKLİTÇİLİK YAPMADI, GELENEĞİ YENİLEYEREK DEVAM ETTİRDİ

2012’de İzmir’de vefat etti Neşet Ertaş. Koskoca on sene olmuş... Dünya durdukça illa eserleri çalınıp söylenecek lakin o sadece türkülerinden ibaret değildi. İnsan sevgisi ve haktan yana oluşu ile de bilinirdi. “Ne güzel söyledin” diyor, Bayram Bilge Tokel. Şöyle devam ediyor: “Bugüne kadar güzel saz çalan nicelerini gördük, yarın da göreceğiz illa. Ama Neşet Ertaş’ı önemli bir üstat ve halktan yapan, bütün bu güzel saz çalıp türkü söyleyen insanlardan ayıran önemli farkları vardı. Şiirleri, türküleri çok büyük bir kültürel mirasa sahipti ve o gelenek ile yoğrulmuştu. İşte burada ince bir çizgi var. O, gelenek olanı olduğu hali ile tekrar etmedi. Taklitçilik, kopyacılık yapmadı. ‘Sanatımın yüzde 95’ini borçluyum’ dediği babasının bile türkülerini yeniden, kendi üslubu ile yorumladı. Ve onları adeta yeniden havalandırdı. Geleneği yenileyerek devam ettirdi.

Haberin Devamı

Film konusunda ısrarcı olmak ustanın vasiyetine saygısızlıktır

GÜCÜ SAMİMİYETİNDE

“İkincisi, rahmetli kendisinin de mensubu olduğu kökleri Orta Asya’ya dayanan, Yesevilikten gelen ve Anadolu mayası ile zenginleşen Abdal kültüründen gelmekteydi. Bu kültür onun sanat hayatında çok belirleyicidir. Zira, bu kültür insan sevmeye dayanır. Merkezinde gönül vardır. Gönül; Allah’ın evi insanın Kâbe’sidir. Onun için de Gönül Dağı başta, Neşet Ertaş en çok gönül üzerine türkü söylemiş, ‘Gönle hizmet hakka hizmettir’ demiştir. Bu sebeple de sahneye her çıktığında ‘Ayaklarınızın türabı gönüllerinizin hizmetçisiyim’ derdi. ‘Gönülden gelen gönüle gider, yürekten gelmeyen de yırağa (uzağa) gider’ derdi. Sadık bir gönül hizmetkârıydı. Hayatı boyunca hep yüreğinden geleni söyledi. Yaşamadığı, inanmadığı, acısını yüreğinin derinliklerinde hissetmediği hiçbir şey söylemedi. Sanatının gücü samimiyetinden geliyordu.

Haberin Devamı

Film konusunda ısrarcı olmak ustanın vasiyetine saygısızlıktır

‘VASİYETE HIYANET’ KİMSENİN HAKKI DEĞİL

‘AYLA’, ‘Naim’, ‘Müslüm’ gibi biyografik filmleri izleyiciyle buluşturan Mustafa Uslu, ‘garip’ mahlaslı merhum ozan Neşet Ertaş’ın hayatını film yapmak istemiş ancak Ertaş’ın ailesi ve ‘Anne-baba ayrı kardeşim’ diye hitap ettiği Bayram Bilge Tokel buna karşı çıkmıştı. Konu hâlâ mahkemede ama takip ettiğim kadarı ile çekimler yapılıyor, hatta filmin bu yıl sonu vizyona girmesi bile gündemde. Ertaş’a yaşarken, hem de çok büyük paralar ile benzer teklifler götürüldüğünü ama bizzat reddettiğini ve ‘Yaşamımla alakalı bir film yapılmasını istemem’ diyerek ailesi ve kendisine bir vasiyet bıraktığını belirten Tokel, “Mahkeme devam ediyor ama onlar da do-lambaçlı yollardan devam ediyor. 1998’de ‘Bozkırın Tezenesi’ belgeselini çekmek için Almanya’ya gittiğimde gönülsüzdü. ‘Göverip de bostan mı olacağım’ demişti de günlerce çekime başlayamamıştık. İşin, film değil belgesel olduğunu anlatmış, güçlükle ikna etmiştim kendisini. Vasiyeti ve bunlar ortada iken bu yapılan usta-mızın maneviyatına saygısızlık ve hıyanettir. Vasiyete hıyanet kimsenin hakkı değil! Nedir yani? Para mı? Ün mü? Değer mi büyük bir halk ozanının vasiyetini yok saymaya? Son sözü umarım hukuk söyleyecek” diyor.

Haberin Devamı

Film konusunda ısrarcı olmak ustanın vasiyetine saygısızlıktır

Yazarın Tüm Yazıları